Bu Husustaki Rivâyetler Çeşitlidir. En Genişi, Müslim’in Nüvvâs’dan, İbn-i Mâce, Hâkim ve İbn-i Huzeyme’nin Ebû Ümame’den, Hammad Oğlu Nuaym’ın İbn-i Mes’ûd’dan, Müslim ve Buhârî’nin Ebî Said’den Nâklettikleri Hadîstir.
Bu Hadîslerin Arasını Cem Ederek, Bir Çırpıda Diğer Rivâyetlerden de Bâzı İlâveler Yaparak Arz Edelim. Tevfik ve Hidâyet Allah’tan. Tevekkülümüz O’na!
Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Hutbe Okudu ve Hutbesinde Şöyle Buyurdu; Allahû Teâlâ Hazretleri, Âdem Aleyhisselâm’ın Zürriyetini, Yeryüzünde Yaratmış Olduğu Günden Bu Yana, Deccal’ın Fitnesinden Daha Büyük Şey Olmamıştır. Hiçbir Peygamber Göndermemiştir ki, Ümmetini Ondan Korkutmuş Olmasın. Ben, Peygamberlerin Sonuncusuyum, Siz de Ümmetlerin. O, Şüphesiz (Sizin) Aranızdan Çıkacaktır...”
Mübârek Seslerini Yavaşlattı, Sonra Yükseltti. Bunun Üzerine Biz, Deccal’ın Nehl Tâifesi Arasına Bulunduğunu Sandık, Oraya Koştuk, Yok. “Yok!” Dedi ve Devamla Buyurdular; Ben Varken O Gelmeyecektir. Ben Onu Sizden Men’ Ederim. Her Müslüman’dan Men’ Ederim. Benden Sonra Allah Vekîlimdir, Müslüman Olana Bir Şey Yapamayacaktır O! O, Hülle’den Şam ile Irak Arasında Bir Yoldan Çıkacaktır. Sağında ve Solunda Orduları Bulunacak, Yeryüzünü İfsâda Çalışacaktır. Önünde Yetmiş Bin İsfahan Yahudi’si Bulunacak, İçlerinde Tüylü Bir Adam da Durmadan, “Be Rev Be Rev (Yani İleri Yürü İleri Yürü)!” Diye Haykıracak.
Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Hazretleri Şöyle Devam Ettiler; Ey Allah’ın Kulları! Ben Onu Size Öyle Bir Biçimde Anlatacağım ki, Bugüne Kadar Hiçbir Peygamber Bu Şekilde Anlatmamıştır! O, Peygamber Olduğunu İddia Edecek, Oysaki Benden Sonra Peygamber Gelmeyecektir. Rabb Olduğunu Söyleyecek, Oysaki Rabbinizi Ölmedikçe Göremeyeceksiniz Yani Ancak Âhirette Göreceksiniz Rabbinizi... O Şaşıdır, Rabbiniz Şaşı Değildir. Onun İki Gözü Arasında KÂFİR Yazılıdır. Okumak Bilen de Bilmeyen de Rahatlıkla Bunu Okuyacak...
Nitekim Diğer Rivâyetlerde Bu Kelime Hece Harfleriyle “K F R” Şeklinde Vârid Olmuştur.
...Onun Fitnelerinden Biri de, Yanında Cennet ve Cehennemin Bulunuşu Olacaktır. Onun Cenneti Cehennem, Cehennemi ise Cennettir. Herkim Onun Cehennemiyle Karşı Karşıya Kalırsa, Kehf Sûresinin Başlarını Okusun. O Cehennem Ona Soğuk ve Selâmet Bir Hâle Dönüşür. Tıpkı, İbrahim Aleyhisselâm Hakkında Olduğu Gibi... Onun Daha Birçok Şöyle ve Şöyle Fitneleri Olacaktır ki; Beraberinde el-Yese’ Aleyhisselâm Bulunacak Durmadan İnsanları Ona Karşı Uyarmaya Çalışacak ve Şöyle Diyecek, “Bu, Yalancı Mesih’tir! Ondan Sakının. Allah Ona Lânet Etsin!” Allah Ona (el-Yese’ Aleyhisselâm’a) Öyle Sürat Verecek ki, Deccal Ona Yetişemeyecek...
Diğer Rivâyet de Şöyledir ki; Onun Önünden İki Adam Gelecek. Girdikleri Her Ülke Halkını Deccal’a Karşı Uyaracaklar Onların Ardından Deccal Arkadaşlarıyla Gelecek Hülâsa Deccal, Mekke ile Medîne Hariç, Bütün Ülkeleri Dolaşacak Ama Mekke ve Medîne’ye Giremeyecek...
Hazreti Âişe Vâlidemizden Nâkledilen Bir Hadîste Şöyle Vârid Olmuştur; Deccal Her Yeri Dolaştıktan Sonra Medîne Yakınlarına Gelecek. Medîne’nin Yedi Kapısı Bulunacak. Her Kapının Üzerinde İki Melek Bulunacak. Deccal’ı Oraya Girmekten Men’ Edecekler. Sonra Allahû Teâlâ Hazretleri Medîne’nin Kötülerini Oradan Çıkaracak. Onun Gelmekte Olduğunu Duyduklarında Mü’minlerden Bir Adam İleriye Atılacak, “İlle de Deccal’ı Göreceğim! Bakalım O, Rasülullah Aleyhisselâm’ın Bizlere Anlattığı Gibi midir?” Diyecek.
Deccal’ın Adamları Onu Deccal’ın Yanına Sokmak İstemeyecekler Fakât Adam Isrâr Edince, Deccal’dan Müsaade Almak İsteyecekler. Deccal, “Bırakın Gelsin.” Dedikten Sonra Adama, Onun Yanına Girmesi İçin Müsaade Edecekler. Adam Onu Görünce, Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizin Târif Ettiği Şekilde Bulduğu İçin Tanıyacak ve “Ey İnsanlar! İşte Rasülullah Aleyhisselâm’ın Anlattığı Deccal!” Diye Haykıracak.
Bunun Üzerine Deccal, Onu Türlü İşkencelere Tâbi Tutacak Fakât Adam Îmânında Isrâr Edecek. Deccal Ne Yaparsa Yapsın, O, Îmânından En Ufak Bir Fedâkârlıkta Bulunmayacak ve Her Defasında, “Şimdi Deccal Olduğunu Daha İyi Anladım!” Diyecek.
Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Şöyle Buyurdu; İşte Bu Adam, Derece Bakımından Bana En Yakın Olan, Şehâdet Bakımından Allah Nezdinde En Yüksek Dereceyi İhraz Eden Kişidir!
Tembih: Bu İşâret Olunan Adam Hızır Aleyhisselâm’dır. Nitekim Bu, Bâzı Sahîh Hadîslerde Beyân Edilmiştir. İbn-i Hibban’ın Kitabü’t-Tevhîd Adlı Eserinde Deccal’dan Bahsederken, Nâklettiği Şu Hadîs-i Şerif Buna İşâret Etmektedir: Beni Görenlerden veyâ Duyanlardan Bâzıları, Belki Onu İdrâk Edeceklerdir.
“Bâzıları” Sözünden Murâd, Hızır Aleyhisselâm’dır. Bunu Birkaç Yönden İspatlayabiliriz:
1. Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizi Görenlerden, Hızır ile Îsâ Aleyhisselâm’dan Başka Hiç Kimse Kalmamıştır Lâkin Bu Adam, Îsâ Aleyhisselâm Değildir. Çünkü O, Deccal’ı Öldürecektir. Hâlbuki Bu Adamı Deccal Öldürecek.
2. Ed-Dârekutnî el-İrfad’da İbn-i Abbâs Hazretlerinden Rivâyet Etmiştir; Deccal’ı Yalanlamak İçin Hızır Aleyhisselâm’ın Ömrü Uzatılacaktır.
Sahîh-i Müslim’de Bu Adamın Hızır Aleyhisselâm Olduğu Anlatılmaktadır. El-Hâfız İbn-i Hâcer Fethu’l-Bâri’de, Bu Adamın Hızır Aleyhisselâm Olduğunu Yazmıştır ve Biraz Evvel Serdettiğimiz, “Beni Gören veyâ Duyanlardan Bâzıları Belki Ona Erişecektir!” Hadîsini Buna Delil Göstermiştir.
Bu Rivâyetlerden Anlıyoruz ki, Deccal’ın Öldüreceği Adam, Hızır Aleyhisselâm’dır. Çünkü O, Peygamber Aleyhisselâm’ı Gören Sahâbîlerden Olup, Sırf Deccal’ı Yalanlamak İçin Ömrü Uzatılmıştır.
3. Bâzı Rivâyetlerde Deccal’ın Öldüreceği Adamın, “Ey Nass! Rasülullah Aleyhisselâm’ın Bize Anlattığı Deccal Budur!” Sözü Geçmektedir. Bundan da Anlaşılıyor ki, Allah Rasülu Ona Vâsıtasız Konuşmuştur. Bu da Olsa-Olsa Ancak Hızır Aleyhisselâm Olabilir.
Çünkü Yukarıda da Belirttiğimiz Gibi Îsâ Aleyhisselâm ile Ondan Başka, Peygamberlerden Sonra Kimse Kalmamıştır.
Bâzılarına Göre Eshâb-ı Kehf’tendir. Çünkü Onların, Mehdî Aleyhisselâm’ın Eshâbından Olacağına Dâir Yukarıda Bir Rivâyet Geçmiştir Fakât Bu Görüş Zayıftır.
O Gün Medîne Üç Defa Sarsılacak ve Kadın-Erkek Münâfıklardan Kim Varsa Hepsi Deccal’a Çıkacak. Böylece Medîne Fırçalanıp da Pasından Tamamen Arınan Bir Demir Gibi Kirlerden Temizlenip Arınacak. O Güne de Halâs, Yani Kurtuluş Günü Denilecek.
Onun Orada Beklediği Müddetin Sonunda Kadınlar Yanına Üşüşecekler. Bu Yüzden Adam; Evindeki Annesini, Kızını, Kız Kardeşini ve Halasını, Dışarıya (Deccal’a) Çıkmalarından Korktuğu İçin Sımsıkı Bağlayacak.
Diğer Bir Rivâyette Şöyle Geçer; Halâs Günü Dediler ki, Halâs Günü Nedir? Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Cevap Buyurdular; Deccal Gelecek. Uhud’a Çıkıp Medîne’ye Bakacak ve Arkadaşlarına, “Şu Beyaz Köşkü Görüyor musunuz? İşte O, Ahmed’in Mescîdidir!” Diyecek.
Tembih: Bu Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizin Mucizelerindendir. O; Bir Zaman Gelecek ki Bu Mescîdin İnşası Yeniden Yapılacak, Duvarları Yükseltilecek ve Badanası Yapılacak Diye Haber Vermişti. Hakîkâten de Mescîd-i Şerif’e Uzaktan Bakıldığında, Beyaz Bir Saray Gibi Görünür. Minareleri de Öyle Pırıl-Pırıl Parlar.
Galiba Gelmesi Yakındır Mel’ûn; Vallâh-ü Â’lem!
Sonra Medîne’ye Gelecek, Her Yerinde Bir Melek Görecek. Onu İçeriye Sokmayacaklar. Orada Sebha Denilen Yere Gelecek. Revakını Dövecek. Sonra Medîne Üç Kere Sallanacak. Fâsık ve Münâfıklardan –Erkek ve Kadın– Hiç Kimse Kalmayacak, Hepsi Dışarıya, Yani Ona Çıkacaklar. Böylece Medîne Kirlerden Halâs Bulacak. İşte Asıl Kurtuluş Günü O Gündür.
Ümmü Şüreyk Sordu, “Ey Allah’ın Rasülu! Araplar O Zaman Nerede Olacak?” Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Cevap Buyurdular; Onlar Gâyet Az Olacaklar. Çoğu da Beyt-i Makdis’de Bulunacak ve Îmâmları da Sâlih Bir Kimse Olan Mehdî Olacak...
Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Devam Buyuruyorlar; Sonra Şam’a Yönelecek. Müslümanlar Şam’da Cebelü’d-Duhân Denilen Dağa Kaçıp Sığınacaklar. Gelip Onları Muhasara Edecek, Çok Sıkıştıracak. Müslümanlar Kale İçerisinde Tesbih, Tekbir ve Duâlarda Bulunacak. Çok Açlık Çekecekler. Nihâyet İçlerinden Bir Adam, “Nedir Çektiğimiz! Haydi, Çıkalım da, Şu Allah’ın Düşmanı ile Çarpışalım; ya Şehid Düşeriz ya da Kurtuluruz!” Diye Haykıracak.
Sonra Kişinin Kendi Elini Göremeyeceği Kadar Bir Karanlık Çökecek ve Etrâfı Saracak. Tam O Ânda Meryem Oğlu Îsâ Aleyhisselâm İnecek ve Onu Görecekler. Sonra, “Sen Kimsin?” Diye Soracaklar. O da; Ben, Allah’ın Kulu ve Kelimesi Îsâyım. Şimdi Siz Şu Üç Hâl Çâresini Seçin:
a) Duâ Edeyim. Allah Onlara Bir Azâb İndirsin yahût
b) Onları Yerin Dibine Batırsın yahût
c) Size Güç Verip, Onu Askerleriyle Birlikte Size Boyun Eğdirsin?
Îsâ Aleyhisselâm Böyle Söyleyince Ona, “Biz Bu Son Şıkkı Kabûl Ediyoruz! Ne Olur Bize Yardımcı Ol...” Diyecekler.
O Koca Cüsseli Yahudiler Korkularından Silâhlarına Davranamayacaklar. Îsâ Aleyhisselâm’ın Kumandasında Olan İslâm Ordusu Kaleden İnip Deccal ile Birlikte Ordusunu Rahatça Tepeleyecekler.
Diğer Bir Rivâyet de; Îmâmları Mehdî Aleyhisselâm, Onlara Sabah Namazını Kıldırmaya Hazırlanırken, Îsâ Aleyhisselâm İnecek. Cemaâtten Bir Kahkari Mehdî Aleyhisselâm’a, “Siz Durun, Namazı Îsâ Aleyhisselâm Kıldırsın?” Diyecek Fakât Îsâ Aleyhisselâm Bu Teklifi Kabûl Etmeyip, “Îmâmınız Geçsin ve Namazınızı Kıldırsın.” Diyerek Ellerini Mehdî Aleyhisselâm’ın İki Omuzu Arasına Koyarak, “Haydi, Geç... Bu Namazı Senin Kıldırman İçin Kâmet Getirildi.” Diyecek. Namaz Bitince Îsâ Aleyhisselâm, “Haydi, Kapıyı Aç!” Diyecek. Açınca Bir de Ne Görsün; Hepsi Silâhlanmış Yetmiş Bin Yahudi’yle Birlikte Deccal Durmuyor mu?
Deccal, Îsâ Aleyhisselâm’ı Görünce Suda Eriyen Tuz Gibi Eriyecek ve Kaçmaya Yeltenecek. Îsâ Aleyhisselâm Arkasından, “Kaçamazsın! Benim Darbemden de Kurtulamazsın!” Diye Haykıracak. Koşacak, Onu Beyt-i Makdis’in Doğusuna Düşen Lût Kapısı Yanında Yakalayıp Öldürecek. Böylece Allah, Yahudileri Büyük Bir Hezimete Uğratacak.
Şunu İyi Bil ki, Ondan Ancak İlim ve Amel ile Kurtulur İnsan. İlme Gelince; Kişi Onun Yiyip İçtiğini Görünce, Allah Olmadığını Anlayacak. Çünkü Allah Yemekten İçmekten Münezzehtir. O Şaşıdır. Allah ise Şaşı Değildir. İnsanlar Ölmedikçe Yani Âhirete Varmadıkça Allah’ı Göremezler. Deccal’ı ise Ölmeden Evvel Görecekler.
Amele Gelince; Kişi İki Harem-i Şerif’ten Birine Sığınmakla Ondan Kurtulabilir. Çünkü O, Haremeyn’e Giremeyecektir veyâ Mescîd-i Aksa veyâ Mescîd-i Tûr’a Sığınmakla Kurtulabilir. Çünkü Bâzı Rivâyetlere Göre Deccal, Bu İki Yere de Giremeyecektir. Kehf Sûresinin İlk On Âyet-i Kerîmesini Okumakla da Ondan Kurtulabilir. Bu Hususta Vârid Olan Hadîs-i Şerifleri Yukarıda Arz Ettiğimiz İçin Tekrar Etmeye Lüzûm Görmüyoruz. Dağlara ve Bozkırlara Kaçarak da Ondan Kurtulabilir. Çünkü Umumiyetle Şehir ve Kasabalara Girecektir.
Ubeyd b. Ömer’den Nâkledilmiştir; Bir Kısım İnsanlar, Deccal’la Sohbet Edecekler ve Diyecekler ki, “Biz Onun Kâfir Olduğunu Biliyoruz. Yemeğinden Yemek, Ağacından İstifâde Etmek İçin Onunla Arkadaşlık Yapıyoruz...” Allah’ın Azâbı Gelince, Deccal’la Birlikte Hepsine Gelecektir. [Nuaym b. Hammad]
Yüzüne Tükürmekle Kurtulabilir. Ebû Ümame’den Merfû’ Olarak Vârid Olmuştur; Sizden Herkim Ona Rastlarsa, Yüzüne Tükürsün. [Taberânî]
Tesbih, Tekbir ve Tehlîl ile de Kurtulabilir. Çünkü Bunlar, Kıtlık Ânında Mü’minin Azığıdır. Herkim Deccal’ın Eline Düşerse Sabretsin, Sebat Etsin. Şâyet Onu Ateşe Atarsa, Gözlerini Yumup Allah’tan Yardım İstesin. Görecektir ki, Ateş Güllük Gülistanlık Olacak.
Yukarıdaki Beyânlarımızdan da Anlaşılacağı Veçhile Onu, Îsâ Aleyhisselâm Öldürecektir. Hamd, Âlemlerin Rabbi Allah’a Mahsûstur.
|