09.09.22, 19:58
|
|
|
Üyelik tarihi: 29.03.22
Bulunduğu yer: Şu an Arz'da
Mesajlar: 1,171
Etiketlendiği Mesaj: 100 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Torlak Nickli Üyeden Alıntı
Hoca, medresede ders anlatırken, genç mollalardan biri parmak kaldırmış:
- “Susadım hocam!”
Hoca sinirlenmiş: “Öyle denmez… Derunum ateş-i nar ile püryan idigünden, bir kadeh lebriz ab-ı hoşgüvar, nuş eyleyerek, teskin-i ateş ve bu suret ile iktisab-ı ferah-ı bişumar eylemeliyim… demeliydin… Cahiller gibi susadım, demek olur mu?”
Aradan zaman geçmiş, bir gün sınıftaki sobadan sıçrayan bir kıvılcım, gelip hocaefendinin sarığının kıvrımına girmiş…
Molla hemen parmağını kaldırmış:
“Ey hace-i bi misal, v’ey üstad-ı zi kemal, bu şakird-i bî mecal, şol vechile arz-ı hal eyler ki; bu hikmet-i mütteal, nar-ı mangaldan bir şerrare-i cevval pertab ile ser-i al’ül alinizdeki sarığı iş’al eylemiştir.”
Hoca, elini sarığına atar atmaz, sarık tutuşur, hemen pencereden fırlatır:
“Bre mel’un, sarığın tutuştu desene!” “Aman hocam, cahiller gibi, yandı, tutuştu denir mi?
|
İnsan o sözleri söyleyene kadar olan olur
Bir doktora böyle konuşarak anlatsam rahatsızlığı, offff ne olur orda.
Eskiler nasıl konuşuyorlardı, mükemmel birşey olsa gerek.
|