İşitme Engelliler ve Özellikleri
1- KULAĞIN YAPISI VE İŞİTME KAYBI NEDENLERİ
İnsan tamamen duyularına bağımlı olarak yaşar. Duyuları ile elde ettiği hisleri deneyimlerini oluşturmakta kullanır. Bu hisler aracılığı ile elde ettiği bilgiler onun dünyasını yaratmakta algılama ve anlama hafıza hayal kurma düşünme ve neden arama işlevlerinin oluşturulmasını sağlamaktadır. İşitme kaybı bu duyulardan en önemlisi olan işitme bozukluğu durumunda ortaya çıkar. İşitme engeli işitme duyarlılığının kişinin gelişim uyum özellikle iletişimdeki görevlerini yerine getirmesinde en büyük engeli oluşturur.
A- Kulağın Yapısı
İşitme organımız olan kulak üç bölümden oluşur.
• Dış Kulak: Kulak kepçesi ve dış kulak kanalından meydana gelir. Kulak kepçesi ses dalgalarının toplanmasını ve ses şiddetinin artışını sağlamaktadır.
• Orta Kulak: Dış kulak yolundan kulak zarı ile ayrılır. Küçük bir boşluk halindedir ve geniz ile arasında bir irtibat sağlayan östaki tüpünü içerir. Orta kulakta bulunan sırasıyla çekiç örs ve üzengi adı verilen üç kemikçik bir ses iletim zinciri oluşturmaktadır. Orta kulak içerdiği bu yapıların da katkısıyla kulak zarına gelen sesin şiddetini artırmaktadır.
• İç Kulak : Salyangoz şeklinde bir yapısı olan koklea; iç kulak sıvılarını ve tüy hücrelerini içerir. Ses titreşimleri dış kulaktan itibaren orta kulağa ve daha sonra da iç kulak sıvılarına iletilmektedir. Gelen ses işitme siniri yoluyla beyindeki işitme merkezine taşınır.
B- Nasıl Duyarız ?
İşitme duyusu ses olarak adlandırdığımız mekanik titreşimleri ortaya çıkarabilme yeteneğidir. İşitme aşağıdaki sırayı izleyerek gerçekleşir:
Ses dalgaları dış kulağın işitme kanalından geçer kulak zarına çarparak titreştirir orta kulaktaki kemikçikler tarafından yükseltilerek iç kulağa iletilir iç kulağa gelen ses dalgaları buradaki tüy hücreleri tarafından alınır sinirler tarafından beyne taşınır beyin bu sinyalleri analiz eder ve yorumlar.
C- İşitme Kaybı
Kulağın tarif edilen bu üç bölümünde işitme sinirinde veya beyinde ortaya çıkan bir hastalık sesin normalden daha az işitilmesini sağlar. Yapılan testlerle işitme kaybının derecesi belirlenir.
D- İşitme Kaybının Dereceleri
(–10) ile (aaaa) dB (desibel) arasındaki işitme seviyesi çocuklardaki normal olarak kabul edilmektedir. Çocuklar yetişkinler için kabul edilmiş normal işitme seviyelerinden çok daha hassas işitme seviyesine sahiptir. Bu sınırda işitmesi olan bir çocuk çok hafif derecedeki konuşmaları dahi duyabilir. Ancak bu durum gürültülü bir ortamda da konuşmayı ayırt etme becerisinin iyi olacağı anlamına gelmez. İşitme kaybının tipi ve dereceleri uluslararası standartlara göre şu şekilde sınıflandırılmıştır.
-10 – 15 dB Normal İşitme
16 – 25 dB Çok hafif derecede işitme kaybı
26 – 40 dB Hafif derecede işitme kaybı
41 – 55 dB Orta derecede işitme kaybı
56 – 70 dB Orta-ileri derecede işitme kaybı
71 – 90 dB İleri derecede işitme kaybı
91 dB ve üstü Çok ileri derecede işitme kaybı
E- İşitme Kayıplarının Sınıflandırılması
1- İletim Tipi İşitme Kaybı: Okul çağı çocuklarında en yaygın olarak görülen işitme kaybı tipidir. Kulak kepçesi dış kulak yolu kulak zarı orta kulak kemikçikleri ve kaslarında meydana gelen hastalıklar iletim tipi işitme kaybına neden olmaktadır. İletim tipi işitme kayıplarının nedenleri:
Dış Kulak Hastalıkları
Doğuştan olan problemler
Dış kulak yolu darlıkları
Dış kulak yolu iltihapları
Dış kulak yolu kiri
Travmalar (Hasarlar)
Tümörler
Orta Kulak Hastalıkları
Doğumsal anomaliler
Orta kulak enfeksiyonları
Östaki tüpü hastalıkları
Orta kulakta sıvı toplanması
Orta kulakta kireçlenme
Travmalar
Tümörler
2- Sensörinöral İşitme Kaybı: İşime kaybı koklea ve/veya daha sonrasındaki bölgeleri (işitme yolları korteks vb.) içeriyorsa sensörinöral işitme kaybı olarak tanımlanır. Doğum öncesi (genetik nedenli annenin hamilelikte kızamıkçık geçirmesi vb.) doğum anı (doğum travması oksijensiz kalma sarılık vb.) ve doğum sonrası (işitme kaybına neden olabilecek ilaç kullanımı yüksek ateşli hastalık enfeksiyonlar vb.) nedenlerle oluşabilmektedir. Sensörinöral işitme kayıplarının nedenleri:
İç Kulak Hastalıkları
Doğumsal hastalıklar
Genetik hastalıklar
Enfeksiyonlar
Meniere hastalığı
Yaşlanmaya bağlı işitme kaybı
İşitme kaybına neden olabilecek ilaç kullanımı
Ani işitme kaybı
Travmalar
Gürültü
Tümörler
Diğer sistem hastalıkları
İşitme Siniri ve Beyin Hastalıkları
Enfeksiyonlar
Sinir sistemi hastalıkları
Tümörler
3- Mikst (Karışık) Tip İşitme Kaybı: İletim ve sensörinöral işitme kayıplarının bir arada görülmesidir.
4- Santral İşitme Kaybı: İşitmenin normal olmasına rağmen çocuk genel olarak konuşmayı ayırt edemez gürültüde konuşulanı anlayamaz not almada zorlukları vardır ve en önemlisi dikkatle problemleri çoktur dikkatlerini bir konu üzerinde yoğunlaştırmazlar. P roblem beynin korteks adı verilen bölgesindedir.
5- Fonksiyonel/Organik Olmayan İşitme Kaybı: Kişinin herhangi bir nedenle işitme kaybı var gibi davranması ya da gerçekten işitme kaybının olduğuna inanması ile ortaya çıkan durumdur.
F- İşitme Kaybına Neden Olan Risk Faktörleri
• Yeni doğan yoğun bakım ünitesinde 48 saat ya da daha fazla süre kalmasını gerektiren durumların olması
• Ailede işitme kaybı hikayesinin olması
• Kulağın herhangi bir bölümünün anormal olması
• İşitme kaybına yol açan enfeksiyon hastalığının olması
• Ailenin ya da bakıcının işitme konuşma lisan veya diğer gelişim alanlarında (zihinsel motor sosyal) gecikmeden şüphelenmesi
• Ailede işitme kaybına neden olan genetik bir hastalığın olması
• Kafa travması
• Sık tekrarlayan orta kulak enfeksiyonu olması
• Kandaki bilüribin adı verilen maddenin dengesinin bozulması ve vücutta birikmesi sonucu sarılık oluşması
• Bebeğin 1500 gramın altında doğumu
• Bebeğin işitme kaybına neden olabilecek ilaç kullanımı
• Hamilelikte annenin ilaç kullanımı
• Apgar puanlarının (kas tonusu kalp hızı uyarılara cevap cilt rengi ve solunumun) düşük olması
Risk faktörlerinden bir yada daha fazlasını gösteren bebekler işitme taraması amacıyla yapılan testten geçmelidir. Ancak işitme kaybı saptanan bebek yada çocukların işitme testleri 3 yaşına kadar her 6 ayda bir yapılması gereklidir.
2- İŞİTME KAYBININ TEŞHİS VE TEDAVİSİ
A- İşitme Kaybının Teşhisi
İşitme kaybının teşhisi ne kadar erken yaşta sağlanırsa tedavinin ve bireyin tüm gelişiminin o kadar sağlıklı olacağı unutulmamalıdır. Yani işitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. Özellikle ilk iki yaş çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönemdir.
Aile çocuğun büyümesini ve gelişmesini dikkatli bir gözlemle takip ediyorsa işitme kaybı erken dönemde teşhis edilebilir.
Çocukların işitme duyusunu değerlendirmek için artık büyümelerini beklemek gerekmemektedir. Yaşamın ilk günlerinde uygulanabilen basit ucuz ve güvenilir testler ile yeni doğan bir bebeğin işitme engelini saptamak mümkündür.
Ülkemizde 2004 yılında başlatılan “Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Kampanyası” ile tüm bebeklere doğum hastanelerinden taburcu olmadan önce işitmelerinin güvenli ve doğru olarak test edilmesi sağlanmaktadır.
İşitme taramaların amacı işitme engeli ile doğan bebekleri doğumdan kısa süre sonra belirlemek 3 aylık olmadan işitme testlerini tamamlamak işitme engeli tanısı alanlara 6 aylık olmadan gerekli müdahalede bulunmaktır. Doğduktan sonra en geç 6 ay içinde işitme engeli tanısı konan ve işitme cihazı uygulanıp işitme ve konuşma eğitimi alan bebeklerin konuşma becerisi normal işiten yaşıtlarına benzer düzeyde gelişebilir.
Erken işitme kaybı tanısı konulup erken eğitilen bebeklerin lisan gelişimine paralel olarak zihinsel sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu etkilenir.
Her aile bebeğin doğumunu takip eden ilk altı aylık sürenin işitmenin refleks olarak meydana geldiği bir dönem olduğunu bilmelidir.
İlk 6 aylık dönemde bebekler 80-90 dB'lik yüksek şiddette bir sese maruz kaldıklarında tüm vücut kaslarında kasılma ve irkilme görülür. Bebek aniden ve yüksek şiddette gelen sesi duyduğunda gözlerini kapatır ve sesin geldiği tarafa yönlenir. Sesi duyunca yaptığı işi bırakır. Örneğin annesinin memesini emiyorsa emmeyi bırakır.
Bebeğinizin ve çocuğunuzun aşağıda sıralanan davranışları göstermemesi işitme kaybının erken teşhisi için çok önemlidir.
0-2 aylık bebekler
Gürültülü ortamda uyanır
Annesini görmese de sesine gülerek ya da ağlayarak tepki verir
Normal tondaki müzik sesine tepki verir
3-4 aylık bebekler
Gürültülü ortamda uyanır
İlginç seslere başını çevirir
Yalnızken kendi kendine mırıldanır
Yüz yüze iletişim kurulduğunda gülerek ya da ses çıkararak tepki verir
5-6 aylık bebekler
Gürültü ve konuşma sesinden uyanır
Annesini görmese bile annesinin sesinin geldiği yöne başını çevirerek tepki verir
Yanı başındaki kişilerin konuşmalarını farkeder
İlginç seslere başını çevirerek tepki verir
Kendisine seslenen kişiyi görmese de ses çıkararak tepki verir
7-8 aylık bebekler
Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır
Çıngırak zil gibi ses çıkaran oyuncaklara ilgi duyar
Kendi kendine mırıldanırken ses tonunda değişiklikler yapar (işitme kaybı varsa melodik aksan yoktur)
“ba-ba” “da-da” gibi hece seslerini çıkarır
9-10 aylık bebekler
Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır
Değişik sesleri taklit edebilir
11-12 aylık bebekler
Konuşma sesi saat tıkırtısı ya da kağıt hışırtısı gibi seslerden kolayca uyanır
Konuşan kişiyi görmese bile onu fark ettiğini belli eden davranışlarda bulunur
Bir-iki kelimeyi yerinde ve anlaşılır şekilde söyler
Yalnızken kendi kendine değişik sesler hecelemeler kelimeye benzer sesler çıkararak konuşur
Bilinçli olarak “anne ve baba” sözcüklerini söyleyebilir
Çok ileri derecede işitme kaybı olan bebekler sadece görme alanları içindeki nesne ve olaylarla ilgilenirler. İşitme engelli bebeklerde yaklaşık 9. aydan sonra ilk dönemlerde gözlenen konuşma sesleri kaybolur taklitler ortadan kalkar ses kaynağına yönelme davranışı görülmez.
Normal işiten çocuklar eğer gürültülü ortamda uyumaya alışkınlarsa kapı çarpması gibi yaklaşık 90 dB şiddetindeki sese sessiz ortamda uyumaya alışkınlarsa konuşma sesi gibi yaklaşık 50 dB şiddetindeki sese uyanarak tepki verirler. Bu özellik işitme kaybının tanımlanmasında mutlaka değerlendirilmelidir.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|