Beslenme Hakkı
Beslenme, Çocuk Hakları Bildirgesi'nin benimsendiği 1924 yılından bu yana yayınlanan uluslararası insan Hakları
belgelerinde ve bildirgelerinde çeşitli biçimlerde ifade edilmiş ve bir hak olarak belirtilmiştir.1924 Çocuk Hakları Bildirgesi’nde;
çocukların beslenme hakkının uluslararası ölçekte ele alınması ilk kez bu bildirgede yer almış özellikle "aç çocukların beslenmesi"
üzerinde durulmuştur.
İnsan Hakları alanında çağ açan 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 25. maddesinde herkesin, yiyecek dahil olmak üzere gerek kendisinin gerekse ailesinin sağlığına yetecek bir yaşam düzeyine ulaşma hakkı bulunduğu belirtilmektedir.
1959 Çocuk Hakları Bildirgesi’nin 4. maddesi; çocukların sağlıklı biçimde büyüyüp gelişmelerini; bunun sağlanması için yeterli
beslenme hizmetlerinden yararlanma hakkını benimsemektedir.
1966 Uluslararası Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 11. maddesi; yiyecek dahil olmak üzere yeterli yaşam standardına sahip olma hakkını onaylamakta ; tüm insanların açlıktan kurtulmasını temel bir hak saymaktadır.
1981 Anne Sütü Muadillerinin Pazarlanmasıyla İlgili Uluslararası Yasa’da; bebekler için güvenli ve yeterli besin sağlanması ile tüm çocukların, hamile kadınların ve emziren annelerin sağlığını sürdürebilmeleri için yeterli beslenmenin sağlanması söylemleri kullanılmıştır.
1986 Kalkınma Hakkı Bildirgesi’nin 8. maddesi; bütün devletleri, sağlık hizmetlerine ve besin maddelerine erişimde herkese eşit
olanak sağlamaya çağırmaktadır. 1989 Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de; beslenme hakkı en çarpıcı söylemini bulmuştur.
1997' de ülkemizin de içinde bulunduğu, 191 ülke tarafından onaylanarak tarihte en geniş katılımcı bulan uluslararası insan Hakları belgesi olma özelliği kazanmıştır.
Bugün dünyadaki her hükümet, bütün çocukların iyi beslenme ve iyi beslenmenin üç temel bileşenine ulaşma hakkı olduğunu kabul etmiştir. 1990 Çocukların Yaşatılmaları, Korunmaları ve Geliştirilmelerine Yönelik Dünya Bildirgesi ve Eylem Planı’nda; çocuklar ve kadınlar için beslenmeyle ilgili özel hedefler konmuştur. Bu hedefler arasında, gebelik ve emzirme döneminde yeterli yiyecek bulabilme; anne sütüyle emzirmenin korunması, özendirilmesi, desteklenmesi; büyümenin izlenmesi; ve beslenmenin denetimi, mikronutriyen yetersizliklerinin önlenmesi yer almaktadır.
1992 yılında gerçekleştirilen Uluslararası Beslenme Konferansı ve 1996 yılında gerçekleştirilen Dünya Besin Zirvesi’nde;
güvenli ve sağlıklı besine kolaylıkla ulaşabilmenin temel bir insanlık hakkı olduğu vurgulanmıştır. Tüm ülkeler, uluslararası
yasalara, bilimsel bilgilere, pratik deneyimlere ve ahlaki ilkelere dayanarak özellikle çocuklarda iyi beslenme hakkının sağlanması
ve beslenme yetersizliklerinin çözülmesi için çaba harcamaktadır.
Çocuk haklarının bu kadar çok üstünde durulması, insan Haklarından farklı olarak ele alınıp savunulması, çocukun çaresiz, bağımlı, sürekli büyümekte ve gelişmekte olan bir varlık olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle çocuk, kendi haklarının erişkinler tarafından savunulmasına gereksinim duymaktadır. 1928 yılında, Atatürk Çocuk Hakları Bildirgesi’ni imzalamış ve çocuklara verdiği deleri 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı armağan ederek göstermiştir. O günden bu güne sağlık çalışanı olarak her birimiz çocuklarımız, geleceğimiz, sevgimiz, beklenti ve ümitlerimiz için çalışıyoruz. Çocuklarımıza en temel Haklarından birisi olan "İyi Beslenme Hakkı"nı sağlamak için bizlere düşen ise, anne karnında geçirdikleri dönemden başlayarak onları sağlıklı büyütme ve geliştirme sorumluluğunu taşımak, sağlık ve beslenme düzeylerinin geliştirilmesine birincil derecede önemli bir görev olarak bakmaktır.
|