Hastane koridorlarında, telefon başında hayırlı haberi almak için bekleyen aile fertleri, bebeğin kız veya erkek olmasından çok "elinin–ayağının" düzgün olması için dua ederler.
Ama takdir–i İlahi ki, bazen minik yavrunun sağlığı ile ilgili bir problem çıkabilir. Doğum öncesi, doğum esnası ve doğum sonrasında karşılaşılan bazı sebeplerle yavru, bedensel veya zihinsel özürlü olabilir. Böyle anlarda önemli olan bunun bir imtihan olarak görülmesi, umudun ve cesaretin kaybedilmemesidir. Hepimize örnek olabilecek, gelecekten umutlu, bilinçli annelerden Hülya Akgül, Asuman Demir ve Fatma Yıldırım bugün bizlerle... Kendileriyle bu özel çocukları, hakkında konuştuk. (Zaman/Röportaj)
DURUM KABULLENİLMELİ
Asuman Demir'in 8 yaşındaki kızı Zeynep kalçasında, kaburgasında ve sırtında şişliklerle doğmuş. Zeynep büyüdükçe bu şişlikler de büyüdüğünden Asuman Hanım ve eşi doktorun söylediği –geri zekalılık, ayakların içe dönmesi vb.– riskleri göze alıp Zeynep'in 9 aylıkken ameliyat olmasına karar vermişler. Zeynep, ameliyat sonrasında ayakları içe döndüğü için 1.5 yaşından beri cihaz takıyor, 2 senedir de koltuk değneği kullanıyor.
Asuman Demir, "Zeynep'in durumu başlangıçta bizleri çok üzdü. Hatta eşim bunu kabullenmekte çok zorluk çekti diyebilirim. Zamanla bunu yendikten sonra Zeynep'in kendi durumunu olduğu gibi kabul etmesine ve sağlıklı yetişmesine çalışmaya başladık. Onun toplumla ve kendiyle barışık olması için, çocuğum sakat diye hiçbir ortama girmemezlik etmedim. Tedavi için hastaneye gittiğimizde ondan daha kötü durumda olanları gösterip, haline şükretmesi gerektiğini söylüyordum. Şu anda Zeynep normal bir ilkokula devam ediyor. Bunların etkisiyle kızım artık yolda kendisine bakanlara, devamlı soru soranlara pek fazla aldırmıyor." şeklinde anlatıyor duygularını...
Hülya Akgül'ün 12 yaşındaki kızı Burçak ancak cihazla duyabiliyor. Hülya Hanım, Burçak 6 aylıkken bunu öğrenmiş ancak sebebini hâlâ tam olarak bilmediğini söylüyor. Duyunca ailece çok üzüldüklerini, ancak bunun bir faydası olamayacağından hemen Burçak'ın eğitimine başladığını dile getiriyor Hülya Hanım... Sebebi çok açık... Burçak'ın en kısa zamanda konuşabilmesini, kendini ifade edebilmesini istediği için. Hatta bu sebeple işaret dilini dahi öğretmemiş kızına... "Bu dili öğretseydim, zor geleceğinden konuşmayı asla öğrenemezdi" diyor Hülya Hanım ve ilave ediyor:
"Bizim gibi durumlarla karşılaşan aileler, önce kendilerini eğitmeli, çocuklarının farklılığını kabullenmeliler bence. Ancak o zaman çocuğa normal davranışlar sergileyebilir, onun psikolojisini olumlu etkileyebilirler. Benim çocuğum, 'Niçin herkes kulaklık takmıyor?' diye sorduğunda 'Kiminin gözü bozuktur gözlük takar, kimi duyamaz senin gibi kulaklık takar. Burada önemli olan senin bu yolla duyuyor olmandır' dedim. Bir daha da bu konu ile ilgili bir şey sormadı. Şu anda Burçak sağır–dilsizler okulu yerine normal bir okula gidiyor. Belki o tür bir okulda daha başarılı olabilirdi ama ben kızımın daha başarılı değil, daha çok dünyaya açılıp daha çok kişiyle iletişim kurmasını istiyorum."
ÇOCUKLARI İKNA
Sohbetimizin en son konuğu Fatma Yıldırım'ın ise 2'si görme özürlü olmak üzere 4 tane çocuğu var. Kızı Şengül 19, oğlu Ahmet 8 yaşında. Fatma Yıldırım çocuklarının yetişmesi için ikisini de körler okuluna yazdırmış.
"İlk kızım gayet sağlıklıydı. Daha sonraki kızım Şengül, 6 aylık olduğunda gözlerinde bir bozukluk olduğunu farkettik. Doktor göz damarları kuruduğu için gözlerinin göremeyeceğini söyledi. Eşim ve ben hoca–doktor demedik dolaştık. Ancak Allah böyle istemiş. Kızım kör oldu. O zamanlar dernek falan bilmiyoruz. Eşim körler okulunu öğrenmiş. Şengül 5 yaşındaydı sırası geldi ve kaydını yaptırdık. 5 yaşında hem de göremeyen bir çocuğu yatılı okula vermek ne demek biliyor musunuz? Hem ağladık hem buna razı olduk. Çünkü onun yetişmesi için tek çare bu idi. Tüm anne babalar çocuklarının üniversiteye gitmesini isterler. Biz Şengül'ün İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü'nü kazandığına üzüldük diyebilirim. Çünkü gidişâ€“gelişi problem olacaktı. Neyse, Allah kolayını verdi. Şimdi tek isteği okulunu bitirip öğretmenlik yapmak. Daha sonraki sağlıklı doğumu, Ahmet'in dünyaya gelmesi izledi. Ahmet de 2 yaşındayken göz damarlarının kuruması sonucu kör oldu. Şengül'e göre daha hırçın olan Ahmet, zaman zaman 'Ben Allah'a gözlerimi kör ettiği için
' şeklinde isyan, 'Anne, ben bol bol havuç yiyeyim ki, gözlerim iyileşsin' diye ümit ediyor. Küçük bir çocuğun sorularına cevap vermek, ona durumunu izah etmek gerçekten zor. Ama biz sabır ve sevgiyle bunun üstesinden gelmeye çalışıyoruz" şeklinde anlatıyor duygularını Fatma Yıldırım...
TEVEKKÜL VE SEVGİ
Annelerin bu zor sınavı tevekkülle karşıladıklarını gözlemliyoruz. Onların tek sermayeleri gerçekten sabır ve sevgi. Ancak çoğu zaman çevre faktörleri onların yoluna engel oluyor, onları yıldırmaya çalışıyor. Bilinçsizce sarfedilen birkaç cümle, çocukların eğitimi için okul yetersizliği, ulaşım problemleri, cihazların pahalılığı, yetkililerin ilgisizliği bunlardan sadece birkaçı...
Hülya Akyol, "Sağlıklı olsun, özürlü olsun çocuklarımız çok değerlidir. Toplumumuz özürlü insanlara acıyarak değil, onları bir şeyler başarmaya teşvik ederek yardım edebilirler. Başarmanın da yolu eğitimden geçtiğine göre özürlülere yönelik daha çok okul açılmalıdır " dedi.
Hayatta bazı şeyleri seçme şansımız yoktur. Onlar irademiz dışında katlanılması zor da olsa bize verilmiştir. İsyan etmek de bize uymadığına göre yapılacak tek şey, onlarla yaşamayı öğrenmektir.
Alıntı