Ruhanilerin Tasarrufu
“İki âlemde tasarruf ehlidir ruhu veli
Deme kim bu mürdedir, bunda nice derman ola
Ruh şimşiri Hudâ’dır ten gılaf olmuş ana
Dâhi âlâ kâr eder bir tığ kim üryan ola”
(Müfti-i’s-sakaleyn Kemal Paşa)
Ebu’l Hasan eş-Şâzelî kuddise sırruhu’l-azîz bu konuda şöyle buyuruyor:
“Evliyadan bazıları vardır ki, sadık müride, vefatından sonra, hayattayken
olduğundan daha fazla menfaat eriştirir. Yine evliyadan bazılarının,
ruhâniyetleri vasıtasıyla ilâhi emirleri takip ve tatbik ettirdiği kimseler vardır.
İsterse o veli, kabrinde meyyit olsun. O, kabrindeyken müridini yetiştirir. Müridi
kabrinden onun sesini işitir. Nitekim Ebu’l Hasan el-Harkânî, Şeyh Ebû
Yezîd Bestâmî kuddise sırruhu’l-azîzden bu şekilde feyz almıştır”. 846
İbrahim ed-Dusûkî kuddise sırruhu’l-azîz derdi ki:
“Mürid, mürşidine sâdık olduğunda, mürşidini bin yıllık mesafeden çağırsa,
mürşid hayatta olsun ahirette olsun kendisine icabet eder. Öyleyse, mürid dâr-ı
dünyada başına gelen her işinde kalbiyle mürşidine yönelip istimdad istesin,
mürşidi kendisine yardım eder, müşkilini çözer, müridin baş gözünü kapatıp
kalb gözünü açar. O da mürşidini açıkça görür. O zaman istediğini sorup öğrensin”.
847
Bir gün Aziz Efendi, Hasib Efendiye bir sohbet meclisinde sorar:
“Hocam, bir şeyh vefat etse, mürid üzerindeki tasarrufu azalır mı veya kalkar
mı?” Hasib Efendi şöyle cevap verir:
“Yok, yok kalkmaz! Bilâkis derler ki şeyhin vefatı, derviş üzerindeki tasarruf
kınından çıkmış kılıç gibi daha da keskinleşir”. 848
Bunu bildikten sonra, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin
işaret buyurdukları şu noktaya temas edelim: “İşlerde ne yapacağınızı bilmeyecek
şekilde şaşırır ve hayrete düşerseniz kabir ehlinden yardım isteyiniz”.
Gavs-ül Âzam İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Sivasî
|