Bunun en iyi yontemi yolu diye birsey yoktur. Kişiden kişiye göre de değişebilir. Örnegin kisi duyularından birini daha iyi kullaniyordur onun üstünde imajinasyon yaparak başarır. Kimi icin dokunsal ögeler değerlidir bilekligini takısını eşyasını totem yapar onu odak noktası alır... Sayisiz teknik ve sayısız yöntem kullanılabilir ve kulaniliyordur da. Ha tecrübe edileni merak ediyor soruyorsan kendi tekniğimi yazabilirim.

Saçma gelebilir fakat benim tekniğim bildiğimiz duvar imajinasyonu Duyularım ve imgelemem çok iyidir. Bunları harmanlayarak bir metod geliştirdim. Bildiğimiz odaların duvarları pütürlü olur ya hani ben odamdaki yatagimin hemen üstünde bulunan tavan duvarına dogru yükseldiğimi ve tırnaklarımı bu pütürlü duvarda gezdirdigimi hayal ediyorum. Daha sonra duvardaki tirnagimin kazıma sesi ile (hatta öncesinde deneyip kulağını bu sese alistirabilirsin) dönüp yatagimdaki bedenimi seyrettigimi imajine ediyorum. Böylelikle zihnime hem dokunsal hem işitsel hem de görsel uyarı veriyorum. (Unutma zihin hayal ile gerçeği ayirt edemez. İkisi de aynıdır onun için. Burası kilit nokta.)

Bir kaç dakika odaklandıktan sonra yavaş yavaş kalp çarpıntısı ve gevsemeler basliyor. Hani uyku felcinin (karabasan vs. adı herneyse) geldigini hissettiğinde kontrolün senden çıkacağı bir an vardır ya. İste o an gelinceye kadar odağını bozmaman ve vazgecmemen gerekir. Pes etmez de devam edersen gözünü tavan da açacaksın. İlk işin yere inmek sonrasinda yatağını, odanı, suan bulunduğun ve geri döneceğin yeri tanımak olsun. Gerisi keyfine kalmış..

Çıkmak istediğin zaman yukarida tanıdığın yeri aklina getirerek(tanı diyorum cunku astralde odan yatagin gercek hayattakinden bambaska olabilir. ki yuzde 90 farklilik vardir.) bedenine dönmek düşüncesini geçir. Zaten anlık olarak bir güç seni bedeninin bulunduğu yere hızla ucuracaktir. Bedeninle buluşup sarıldığın anda uyanmış olacaksın.

Kolay gelsin.