Kuranı anlamak için tüm ideolojilerden ve fikirlerden soyunmak gerekir.
Kur'an'ı anlamaya çalışırken her izmden soyutlanmak gerekir.
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, zamanın tüm duygu ve düşünceleri ile büyüyor ve gelişiyoruz. En son öğrendiğimiz ise İslam ve Kur'an'dır.
Laik bir düşünce yapısıyla büyüyoruz. Laikliği bir gerçek olarak görüyoruz. Sonra okullarda kemalist düşünceleri benimsiyoruz. Sonra kapitalist sistemin içinde kapitalist kafayla düşünüyoruz. Televizyon izliyoruz. Bir bakmışız ki, hazcı bir duygu ile yetişiyoruz. Sosyalist kitaplar ile büyüyoruz. Bir internet sitesi ile komünist fikirleri alıyoruz. Sonra sosyal medyanın baskısı altında bir bakıyoruz ki feministler gibi düşünüyoruz. Seçim zamanı geliyor siyasi düşüncelerin tesiri altında kalıyoruz. Bir de milliyetçilik olmazsa olmazımız...
Tüm bunlarla kirlenmiş olan zihin alt yapısından sonra İslam ile Kur'an ile tanışıyoruz. İşte esas sıkıntı burada başlıyor. Kur’an’ı anlamaya çalışırken yukarıdaki düşünce ve izmlerden kurtulamıyoruz.
Mesela Kur'an'da erkeğin aile reisi olduğunu okuyunca feminist bir bakış önceden hakim olduğu için akıl bu ayeti anlamakta aciz kalıyor ve Allah böyle der mi diye sorgulamalar başlıyor.
Ya da rasyolanist bir kafa ile mucizeler anlaşılmıyor. Ya da kapitalist bir kafa ile zekâtı anlamak güçtür. Laik bir kafa dine dayalı devlet sistemi kabul görmüyor. Hele milliyetçi kafa ile "müminler kardeştir" düsturu hiç anlaşılmıyor.
Tüm bu sorunların sebebi, İslam'ı öğrenmeden ve yaşamadan önce İslam dışı düşünce ve akımlar ile yetişmemizdir.
Bu nedenle Kur'an'ı anlamak yani doğru anlamak için tüm ideolojilerden ve fikirlerden soyunmak gerekir. Aksi halde bu kadar kıyafet üstüne İslam kıyafeti dar gelir, sıkıcı gelir.
|