Takva, dünyalık gelirin sermayesi değildir
Takva, dünyalık gelirin sermayesi değildir.
Şimdi bir de takvalı görünmek zuhur etti. En en en basit konularda öyle takvalı bir izlenim veriliyor ki, zannedersiniz takva abidesi. Sonra kul, kamu, ümmet, insan hakkına gelince zıvanadan çıkmış bir hal alıyor.
Takva, sadece namazda secde ettiğin yere bakıyor gibi yapıp takvalı, huşulu görünmek değildir.
Takva, sadece fırça yerine misvak kullanmak değildir.
Takva sadece sarık takmak ve cübbe giymekten ibaret değildir.
Takva sadece abdest alırken paça sıyırmak, elleri üçer defa yıkamak değildir.
Malesef takvalı denilince sadece ibadetlerdeki hassasiyet kast edilir oldu. Bu konularda takvalı duruyor; ama diğer konularda takva denilen hassasiyetin bir kırıntısı dahi yok.
Namaz da takvadır, gayba iman da takvadır, infak da takvadır. Takva sadece ibadetlerle ilgili bir kaç konuya sığdırılamayacak kadar dar değildir.
Müşteriye mal satarken takva esastır. Borç alırken takva esastır. Kul hakkı takvadır. Kamu hakkı takvadır. İnsani ilişkiler takvadır.
Not: Bazıları itibarını, ibadetlerde gösterdiği takvadan almaktadır. Sonra bu itibarı kaybetmemek için ya da itibarını artırmak için daha takvalı görünecek daha büyük hassasiyetler gösteriyor. Takva, itibar kazanma, şöhret olma, meşhur olma, parmakla gösterilme malzemesi değildir.
Takva dinin insana bakan yönünde hassas olmak, ibadetlerde huşu sahibi olmak ve imanda bidat ve hurafelerden arınmaktır.
|