Gönül Penceresinin Melekuta Açılması
Gönül penceresinin, uyumadan ve ölmeden melekut alemine açılmayacağı zannedilmemelidir. İşin hakikati bu değildir! Belki uyanıklık halinde bile bir kimse, nefsini, riyazatla(az yemek içmek) alıştırır; kalbini gazab, şehvet ve kötü huylardan
temizler, ıssız bir yerde oturur;gözlerini yumar , duygularını çalıştırmaz ; kalbleriyle melekut alemi arasında münasebet kurar ; daima Allah ı anıp dillaklakası ile değil kalbin içinden Allah, Allah der ve bu hal, Allah dan başka her şeyden hatta kendinden bile habersiz olacak mertebeye varırsa , gönül penceresi açılır ve başkalarının uyku halinde gördüklerini o, uyanıklık halinde görür.
Meleklerin ruhları güzel surette, latif cemallerde ona görünmeye başlar. Peygamberlerin ruhlarınıda görüp onlardan istifade eder yardım görür. Yerdeki ve gökdeki melekut ona açılmaya başlar. Kendisine bul yol açılan kimse
, her türlü tarif ve ifadeye dığmayan büyük haller görür. Resullah sallallahu aleyhi Ve selemin buyurdu: yer yüzünü benim için toparladı , doğusunu batısını gördüm.
Hadisi şerifi, Allah u Teala nın buyurduğu:yakinen bilenler olması için ibrahime yerlerin ve göklerin hükümdarlığını şöyle gösteriyordu.ayeti kerimesi buna hali beyanediyor. Belki bütün peygamberlerin ilmi, duyular ve öğretim yolu ile değil,
bu yol ile idi. Hepsinin başlangıcı mücahededir. Bunun için Allah u teala buyurdu: Rabbinin adını an ; her şeyi bırakıp yalnız o na yönel yani, bütün dünya meşgalesini bırak , her yönden kendini Allah a havale et ,dünya ile uğraşma .allah , işine kafidir ve yine Allah u teala buyurur doğunun ve batının rabbidir ;ondan başka ilah yoktur.
yani.o nu vekil et , kalbini masivadan temizle insanlara karışma ve onlara gönül
Bağlama.putperestlerin söylediklerine sabret .yanlarından güzel ayrıl. ayet-i kerimesinin
Anlamıda budur. Bunları tamamen mücahede yolunu ve riyazat tarzı öğretmekdir .
Böylelikle kalb ,insanların insanların düşmanlığından ,duygusal varlıkla uğraşmaktan
Temizlenir.Tasavvfçuların olu budur.peygamberlerin başlangıcıda budur.öğretim yolu
İle ilim öğrenmek ise ,alimlerin yoludur.buda büyük bir yol isede peygamberlik yoluna nisbet basittir, peygamberlerinve velilerin ilmine nazaran az bir şeydir.Zira peygamberlerin ve velilerin ilim,insanların öğretmesi vasıtası ile değildir.belki hazret-i hak ve feyyaz-ı mutlak
Onların kalbine taşar.bu yolun doğruluğu bütün insanlara tecrube ile malum ve akıl deliller
İle sabir olmuştur.Eğer sen bu mertebeye erişmemiş sen bu yolun gerçekliğinine inanıp
Bu üç derecenin birinden mahrum kalmamaya gayret etki,bunun hakikatini inkaredenlerden
Olmayasın.Zikir edilen ilimler kalbin garip hallerindendir,ve ancak bu mertebe ile insanın
Üstünlüğü anlaşılır.
Bu anlatılan hallerin peygamberle mahsus olduğu sanılmasın.çünkü bütün insanların cevheri
,fıtratın aslında bu mertebeye layıktır.o cevherden alemin görüntülerini gösterebilcek bir
Ayna yapılabilir.meğer ki o kimse cevherine pas işlemiş olsun ve onu tamamı ile zayi etsin.
Bunun gibi dünya hırsı, şehvet ve günahlar kalbe galip gelir,yerleşirsebu kabiliyet ve liyakat
Tamamıyla bozulur.peygamberimiz(s.a.v.)buyrur:Her çocuk,İslam fıtratı üzrine doğar,sonra
Babaları ve anneleri onları Yahudi,Hıristiyan ve putperest yapar.bu likyakat ve kabiliyet
Umumi olduğundan Allah ı teala haber vermiş ve buyurmuş:ben sizin rabbiniz değimliyim?
Onlarda evet şahidiz.Demişlerdir.örneğin hangi aklıyla:iki sayısı birden fazla değimli?
Deseler evet fazladırder.Her ne kadar bu sözü hiç bir aklı onun yanında getirip söylememiş
Olsa ve asla kimseden duymamış olsada o nun kalbi bu söz tasdiki ile doludur.Bu söz sözü doğrulamak,insanların fıtraf isabı gibi Allah ı tanımak bilmekde insanların fıtratı icabıdır.
Allah u teala buyurur:and olsun ki onlara:Gökleri ve yeri yaratan kimdir?diye sorsalar
Diye sorsan ,Allah dır der.diğer ayet-i kerimede Ey Muhammed !Hakka yönelerek
Kendini Allah ın insanlara yaratılış verdiği dine ver.buyurur.Akli delilerle ile ve doğru tecrube ile bilinmekdedir ki Allah ı bilmek mertebesi peygamberlere mahsus değildir.Çünkü
Peygamberlerde insandır.Ayet-i kerimede : deki; bende ancak sizin gibi bir insanım .buyurulur.Ancak kendine mükaşefe yolu açılan kimse , insanları hayra ,iğliğe irşat
Edip hidayet yoluna davet ederse ,bu davet ederse ,bu davet ve irşada seriat davet eden
Mürşidede peygamber denir.ondan aciyip hallere ve garip işlere mücize denir.insanları
Davet etmekle uğraşmaz ise , ona veli denir ve onda n sadır olan hallere keramet denir.
Kendisine bu haller zahir olan her kezin insanların daveti ilr meşgul olmasına gerekmez.
İmam-ı gazali kimya-i saadet kitabından alıntıdır.
|