Ledün Âlemin'den Fâtiha
Ledün Âlemi: Emr âleminden gelen ruhun sonsuz buutlu iletişim mekanıdır. Hem zerrelerin en derin merkezlerinde, hem de ışınların ulaşamadığı sonsuzlarda onun etkisini izlemek mümkündür.
Genelde, bu âlemin sezilmesi için, bilinen maddesel etkilerin dışında toplanıp merkezleşmesi lâzımdır. Nitekim Ledün âlemi ile iletişim, mâna açısından büyük bir sır taşıdığı gibi; insanı da yüceltmesi söylenir.
Fâtiha’nın ilk iki âyeti «Hamd Allah’ın, Rabbil âlemin, Rahman, Rahîm» okunduğu zaman Ledün âlemine yaklaşım çok kolaylaşır. Sırf bu iki âyeti okuyarak ve bilincimizi toplayarak Ledün'le iletişime geçebiliriz.
Yukarıdaki âyetler, tüm alıştığımız kalıpların dışında, sanki evren duvarlarında asılı bir yasa metni gibidir. Bu âyetleri tekrar ettiğimizde Ledün â!eminden ilk iletişimi bir iç spiker gibi kendi içimizde hissederiz. Bunun nedeni, Ledün alemi'nin bizi manyetik bir alan gibi etkilemesindendir. Fâtiha okundukça bu etkileşim öyle artar ki, yavaş yavaş kendi bilinç iradenizin dışında böyle bir iç spiker hissedersiniz. Etkinin Fâtiha'yı size yansıttığını anlarsınız.
Zaten birinci âyet Ledün gerçeğini de kapsamaktadır, Çünkü âlemlerin birim üniteleri içerisinde, insanın kendi sırrı, çeşitli evrenler, bu arada ruh ve onunla ilgili Ledün âlemi de söz konusudur. Ancak, yine birinci âyetin ve ikinci ayetin dizisinden anlıyoruz ki; böyle maddesel boyutların dışında .bir iletişimin yolu. Önce ilgi, sonra ilim, daha sonra sevgi ve hamd sıralamasıdır. Sonuç, insanın yücelmesidir. Nitekim sırat-ı müstakîm bir anlamda Ledün alemi'ndeki iletişimlerin tümünü kavramaktadır. Bu yola yaklaşabilmek için Allah, önce din gününe, yani âhiret ve manava inanmamızı; sana katkısız bir kulluk yapmamızı şart koşmaktadır. Nitekim Ledün alemi'nin bir özelliği olan, insanların ortak iletişimleri gerçeği, yine Fâtiha'nın dördüncü âyetinde açıkça bildirilmektedir. «Yalnız sana kulluk ederiz» diyen grubun böyle, maddeden Ledün süzgecine geçebilen pürüzsüz İnsanlar olduğu aşikardır. Ledün âlemi'nin bir özelliği yine Fâtiha'da tarif edilmektedir; Burada yanılgı ve tereddütlerin yeri yoktur. Yedinci âyetin belirttiği emir: İnsanların, günlük çıkarlarına takıldığı sürece, doğru yola; Ledün alanının hissedildiği sırat-ı müstakîm'e erişemeyeceği gerçeğidir.
Kur'an'ın mesânî emriyle Ledün alemindeki yaygın özellikleri yedi kat İçinde çift çizgiler halinde taşımasına gelince: Fâtiha okundukça, bilinçten gönle aktarıldıkça, Ledün'e yaklaşım, ve hamd artar. Bunlar arttıkça kullukta yücelme ve Ledün âlemi'nin manyetik etkisine tümüyle kapılmak çarkı dönmeye başlar. Yani, hamdla, Fâtiha'dan emredilen Ledün sırrı ikili kuvvet çizgileri halinde insanı yüceltir durur. Bizim, Fâtiha'yı günde en az kırk kız tekrar zorunluluğumuz, işte bu gerçeğin başka ifadesidir. Yani Fâtiha'nın manyetik alanına girdikten sonra; Ledün sırrını sürdürmek ve yoğunlaştırmak için devamlı olarak tekrarımız gerekmektedir. Bu yüzden, Fâtiha'nın, gerek Kur'an gerekse hadiselerle bildirilen hikmeti bu manevi ceryanın insanları gerçekten her yönüyle yükseltmesindedir.
|