vefk ilminin tarihçesi
Vefk ilminin başlangıç noktası olarak herhangi bir tarih vermek mümkün değildir. Ama çok eski tarihlere dayandığı bilinmektedir.
Orta Asya’dan Amerika’ya kadar bir çok yerde farklı şekilleri görülmüştür.Antik yunanlarda,mayalarda, Hititlerde, Araplarda, frigyalılarda, Moğollarda, kızılderilerde ve daha bir çok topluluklarda vefk kullanılmıştır.Vefkin atası tılsımdır denilebilir. Eski çağlarda insanlar kendilerini kötülükten koruduklarına inandıkları yazı yada resimleri, ağaç parçalarını, hayvan figürlerini üzerlerinde taşırlardı. Her şey gibi buda zamanla değişikliklere uğradı. İlk başta bir resim yada yazı veyahut figür takarken zamanla birkaç tane takmaya başladılar.Mesela eski Türklerde ilk başlarda akrep figürü takan kimseye haşerat zarar vermez düşüncesiyle boyunlarına akrep asıyorlardı. Zaman geçtikçe daha başka maksatlar için daha değişik figürler, resimler ve yazılar asmaya başladılar. Öyleki artık bu takılardan rahat hareket edemez olmuşlardı. Yine Kızılderililer ilk başlarda avcılarına jaguar ve kaplan dişi yada figürü takarlar ve avlarının bolluğuna sebep olduğuna inanırlardı.Eski mısırlılar evlerinin ve tapınaklarının girişine yılan ve akrep figürü ile başladıkları koruyucu tılsımları daha sonra çoğaltarak nerede ise tüm vahşi hayvanların şekil veya başlarını asar olmuşlardı. İlk defa bunları sistemli şekle sokan kimlerdir bilinmez ama bildiğim kadarıyla mısırlılar astıkları şeyin şekillerni bir taş yada metal üzerine topluca çizerek yada oyarak asmaya başlamışlardır. Çizdikleri her kare içine ayrı bir figürü yada resmi yerleştirmeye başlamışlardır.Fakat bunlarında zor olan bir tarafı vardı. Oda bunun çok geniş yer kaplaması ve insanların bunu takmakta zorlanmalarıydı.
Yine ilk olarak kimler yaptı bilmiyorum ama resimler, şekiller yada figürler kodlanmaya başlamış. Her surete bir şekil tahsis edilmiştir.Büyük mabed, mekan yada hayvanlara taktıkları şeylerde hem resmi vede kodladıkları yazıyı beraber kullanmışlar, insanlara taktıklarına da sadece kodları yazmışlardır.Her kodada bir isim verilmiştir. Firavunlar zamanında bu kodlar sihirli sözcükler olarak büyücüler tarafından yazılmış ve söylenmiştir. Böylece büyücülerin büyülerine zenginlik katmıştır. Bunlar zamanla bazı dinlerin içinede insanlar tarafından sokulmuştur. Özellikle Yahudilikte çok fazla yer bulmuş ve çok önemsenmiştir. Tabiki yukarda saydığımız şeylerin tamamı dinen haramdır. Çünkü insanlar yaratanı unutup tılsımlı şekillere ilahlık payesi vermişler ve onların rızık verici, koruyucu, çocuk veren birer güç olduğuna inanmışlardır.
Gelelim islamiyete. İslamdan önce Arabistan da bu tür uygulamalar çok fazla yoktu. Onlar daha ziyade puttan heykellere tapar ve onlardan yardım beklerlerdi. Fakat islamiyetin bu tür tılsımları kullanan belde ve ülkelere yayılmasıyla bu tılsımlar islamiyete girmiştir. Daha önce şekil ve suretlerden oluşan tılsımlar yazıp takan insanlar islamiyetin gelmesiyle manalarına göre kuran ayetlerini yazıp takmaya da başlamışlardır. İşin farklı boyutlara gittiğini gören başta imam gazali olmak üzere İslam alimleri buna bir çözüm arayışı içine girmişlerdir.Adem a.s den beri var olduğu bilinen ilmi cifir ve ebced hesabını kullanarak arap dilini dolayısıyla kuranı kerimi sayılarla kodlamışlardır. Bu kodları üçlü, dörtlü…. karelere uygun bir şekilde yerleştirmişler ve buna vefk adını vermişlerdir. Bunun sebepleri insanların ayetleri büyücü sözleri gibi kullanmasının önüne geçmek, yazılı ayetlerle tuvalet vb pis yerlere girilip saygısızlık yapılmasını önlemek, insanların kuran ayetlerini abdestsiz hatta cünüp olarak taşımalarını engellemektir.Şayet böyle bir kodlama yapmayıp da bıraksalardı insanların eski adetlerini sürdürmeleri, ve kurana yukarıda belirttiğimiz saygısızlıkları yapmaları ihtimali çok kuvvetliydi.Fakat maalesef daha sonra gelenler yinede vefke büyü ve tılsımı karıştırmışlar, vefklerde cinleri kullanıp ayetin tesirinden değil cinlerden yararlanma bedbahtlığına düşmüşlerdir. Yine astrolojiyide bu işe bulaştırıp gezegenlerden ve onlarda bulunan enerjilerden istifade yolu olarak kullanmışlar, kuranı kerimin manevi gücünü ikinci plana atmışlardır. Bu bozuk yapıları kitaplaştırmışlar ve günümüze kadar böyle devam ettire gelmişlerdir.
Şu anda kitaplarda bulunan vefklerden içine büyü ve cin karışmayan nerede ise yok gibidir. Gerçek bir vefk alimi bulmak da nerede ise imkansız gibidir. Vefkde diğer unsurlardan istifade etmekde bir sakınca yoktur ama her zaman kuranı kerim birinci sırada olmalı diğerleri vefkin çalışması için yardımcı unsur olarak kullanılmalı, şu saatte, şu menzilde yapılmazsa çalışmaz mantığından vazgeçilmelidir.
Alıntı
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..
|