Her kişinin zikir formülü farklıdır ve özel zikir kategorisine girer
Çekilen “ÖZEL” zikrin veritabana uygun olma zorunluluğu, mecburiyeti vardır. Veritaban, kişinin duygu ve düşüncelerinin dosyalar halinde örgütlendiği bir hard disk, kişinin tüm hasılası burada kayıtlı, verilerin total değeri karekteristik bir birim, kişilik meydana getirir. Her beynin, zikir formülü farklı farklı olur bu sebeple. Bu söylediklerimiz, “ÖZEL ZİKİR” kategorisine giren derin bir yol ve yöntem içerir.
Her insanın, beyin faaliyeti aynı olmaz. Toprak, su, ateş ve hava... İnsan bu 4 unsurun bileşimiyle kişiliğini oluşturur. Mizaçlar farklıdır; akıl, zeka, idrak farklıdır.
Engeller, duraksamalar, her insanın hayatının farklı vechelerinde görülür. Kiminin zekası engelli, kiminin parası, kiminin iletişimi, kiminin sağlığı, kiminin talihi, kiminin evliliği, çocuk ilişkisi, yeteneği, kabiliyeti... Mücadelesi aynı olmaz, bu yelpaze genişletebilir.
Dolayısıyla, çalıyı tepesinden sürüyemeyiz. Önce kişinin astrolojik analizi yapılmalı(astroloji geniş bir sahadır, sadece teknik yetmez, öngörüye ihtiyaç duyulur), beynin çalışma sistemi okunmalı ve ana hatlarıyla ele alınmalı insan. Adı üstünde insan, koca kainatın içinde dürülü olduğu bir ontolojiden bahsediyoruz. Sizin bahsettiğiniz biraz kemik, biraz et ve kan ise söyleyecek sözümüz yok elbet.
Şayet kişinin veritabanına uygun olmayan bir çalışma tavsiye ederseniz muhtemeldir ki ters tepecektir. Tecrübelerimden örnek vereyim. Bir dönem ticaretle uğraşırken tavsiye üzere "EL KAHHÂR" ismi şerifini belli bir sayı ve kombinasyonla çalışıyordum. Sattığımız ürünler sirkülasyonu olan ürünler olmasına rağmen az sayıda giderken, zikri çekmemle birlikte bu sayı ciddi oranda bir artış gösterdi.
Bu konuyu hocama sorduğumda aldığım cevap beni şaşırtmıştı. "EL KAHHÂR" kahreden, baskılayan anlam yüküyle veritabanında parazit düşünce ve duyguları yok ederken, enerji alanımdan yayılan bu titreşimsel hareket, müşterilerdeki potansiyeli açmış oldu.
Veritabanında farkında olmadan tutunduğum bir düşünceyi, çekilen zikrin anlam gücüyle tazyiklerek def ettiğimde frekansı yükselttim ve ticaretim rahatladı. Bu sayede "ER REZZAK" ismi şerifi tecellisini gösterdi.
Şimdi bu yazıyı okuyan ve bu konulara uzak bir kimsenin aklına "EL KAHHÂR" ismini çekme fikri geleceği kesin. Bu kadar kolay değil maalesef.
Diyelim ki "EL KAHHÂR" ismini belli bir sayı ve formülle çektiniz. Tecellisini nasıl sunacak? Önce yıkması gerekiyor; dipteki çamuru yüzeye çıkartması gerekiyor. Beynin düzen ve tertibi nasıl?
Alt beynin terbiyesi ne durumda? Öfke, kızgınlık, kibir, inatlaşma bunlara bakmadan "EL KAHHÂR" ismini çektiği vakit, bu kimsenin hayatı fena halde karışabilir.
Zikir sadece duygu ve düşünceleri güncellemez. İsimlerin, birde titreşimsel uzantıları olur. Çekilen zikrin anlam yükü, bağlantılı olduğumuz tüm insanlarla ve de olaylarla bağ kurarak etki eder. Bir dönem bir tanıdığım zikir istemiş bende sayı ve içeriğiyle özel bir uygulama vermiştim. Yalnız diye not düşmüştüm. Bak bu zikir riskli bir çalışma sakın kimseyle görüşme, iletişime geçme dememe rağmen, evden telefonla iletişime geçtiği iş arkadaşları ve sahadaki işleriyle alakalı ciddi engellemeler ile karşılaşmıştı.
Önce yapılanmalı, örgütlenmeli ve ardına açılmalı beyin denen okyanusa... Beyin, basit bir organizma değil, muazzam bir hard disk, muhteşem bir kapasite, tüm isimlerin açıldığı mübarek bir ontoloji, tüm varlığın seyredildiği bir gözlem evi. İnsan beyni oyuncak değil ki oynayalım. Deneme tahtası değil ki, denemeler yapalım. Oynayan da, oynatan da bedelini öder.
|