Bir yolda yürümekten kaçınmanın, nasihati reddetmenin, dini hizmetlerden uzak durmanın en etkili bahanelerindendir, karşıdakinin beşerî yanlarını öne sürmek.

Öyle ki müşrikler Peygamberlere “Siz ancak bizim gibi insansınız” demişler ve eklemişlerdi, "Şayet Allah dileseydi, bir melek gönderirdi.”

Etrafımda çokça tanık olduğum bir benzeşme bu; tavır ve tepki benzeşmesi.

Yol gösteren, önder olan ve bir yoldan giden insanların beşeri noksanlıklarından yola çıkarak, kimseye akıl veremeyeceklerini, hakikatten bahsedemeyeceklerini iddia edip, kusursuzluk beklentisiyle meleklerden bahsetmeleri ne kadar da benziyor bugünkü halimize...

Sonra da gerisin geriye dönüp kendi alışkanlıklarını yücelterek yaşamaya devam etmiş insanlar

Bir hoca iki gün denize girse yüzse, "oo bu nasıl hoca!" deniyor hemen.

Pahalıca bir arabaya binse, eşi koluna iki tane altın bilezik taksa, "vay efendim, milleti sömürüyor bunlar!" deniliyor hemen.

Bir âlim, mükellef bir sofrada görülse, "millete ne anlatıyo kendi israfın dibini bulmuş!" deniliyor hemen.

Başka birinin kızı torunu, gençliğin verdiği deli-kanlılıkla sosyal medya hesabından birşeyler paylaşsa, "çocuğuna bak, hocayı al!" deniliyor.

Alimleri, hocaları, şeyhleri bir kenara bırakın Allah Resulü sav bu konuda defalarca kendisinin insan tarafına vurgu yapmıştır.

İlim veya hikmet sahibi insanlardan melek olmalarını beklemek fıtrata terstir.

Kötü ve uç örnekler elbette örnek kabul edilemez.

Yoksa Şeyh de, hoca da, âlim de tuvalete gider, yemek yer, para da kazanabilir, harcayabilir de, Allahın helal kıldığı ne varsa onlara da helaldir.

"Tuvalete bile gitmez" diyenler varsa işte asıl onlardan uzak durun!