İman Eksikliği Nasıl Giderilir?
İman eksikliği, imanı kuvvetlendirmek suretiyle giderilir.
İmanı kuvvetlendirmenin bir kaç yolu vardır:
a) İlim ve tefekkür yoluyla âfâki ve enfüsi alanlardaki -iman esaslarını kuvvetli bir şekilde ispat eden- delilleri öğrenmek, bununla tahkiki imanı elde etmek suretiyle eksikliğimizi tamamlayabiliriz.
Günümüzde Risale-i Nur Külliyatı bu konuda bulunmaz bir kaynaktır.
b) Seyr-u süluk, riyazat ve salih ameller yoluyla kalbin inkişafına meydan vermek, dini hakikatleri tefeyyüz edebilecek bir hal kazanmasını sağlamakla imanımızı kuvvetlendirebiliriz.
Ancak günümüzde bu yolu takip etmek oldukça zordur. Çünkü, bir yandan her taraftan hücum eden günahlar, bidatlar, ihlasla salih amel işlemeye mani oluyor. Diğer yandan seyr-u süluk ve riyazatla nefs-i emmareyi öldürüp kalbi onun tasallutundan kurtarmak çok meşakkatlidir.
Bugünün tembel ve nazlı insanlarının çoğunun tahammül edemeyeceği Çileli bir yoldur.
c) Bediüzzaman hazretlerinin verdiği şu bilgiler konumuza ışık tutacaktır:
- “Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takva bu tahribata karşı en büyük esastır. Farzlarını yapan, kebireleri (haramları) işlemeyen, kurtulur. Böyle kebair-i azîme içinde amel-i sâlihin ihlasla muvaffakıyeti pek azdır. Hem az bir amel-i sâlih, bu ağır şerait içinde çok hükmündedir.” (Kastamonu Lahikası, 148)
Sağlam bir imanı elde edip imanla kabre girmenin en önemli iki yolu vardır.
- Birinci yol: “İman-ı tahkikî ilmelyakînden hakkalyakîne yakınlaştıkça daha selbedilmeyeceğine ehl-i keşf ve tahkik hükmetmişler ve demişler ki: Sekerat vaktinde şeytan vesvesesiyle ancak akla şübheler verip tereddüde düşürebilir. Bu nevi iman-ı tahkikî ise yalnız akılda durmuyor. Belki hem kalbe, hem ruha, hem sırra, hem öyle letaife sirayet ediyor, kökleşiyor ki, şeytanın eli o yerlere yetişemiyor; öylelerin imanı zevalden mahfuz kalıyor. Bu iman-ı tahkikînin vusulüne vesile olan bir yolu, velayet-i kâmile ile keşf ve şuhud ile hakikata yetişmektir. Bu yol ehass-ı havassa mahsustur, iman-ı şuhudîdir.
İkinci Yol: İman-ı bilgayb cihetinde sırr-ı vahyin feyziyle bürhanî ve Kur'anî bir tarzda, akıl ve kalbin imtizacıyla hakkalyakîn derecesinde bir kuvvet ile, zaruret ve bedahet derecesine gelen bir ilmelyakîn ile hakaik-i imaniyeyi tasdik etmektir. Bu ikinci yol; Risalet-ün Nur'un esası, mâyesi, temeli, ruhu, hakikatı olduğunu has talebeleri görüyorlar. Başkalar dahi insafla baksa, Risalet-ün Nur hakaik-i imaniyeye muhalif olan yolları gayr-ı mümkin ve muhal ve mümteni' derecesinde gösterdiğini görecekler.”
(Kastamonu Lahikası, 18-19)
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..
|