Havas ilmine göre Duâ ve Ezkâr'da Zaman Neden Önemlidir
Es-Selâmü Â'leyküm ve Rahmetüllâhi ve Berâkatuhü.
Eûzü billâhi mine'ş-şeytâni'r-racîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Her Duâ’nın Rabbi’l-İzzette kabul olması için,
nice şart vardır ki, bu şartlara uyulması gerekmektedir.
Eğer, bu şartlara uyulur ise muhâkkak İnşâ Allâhû teâlâ
kabul edip maksadına ulaştıracaktır.
Mârifet ilmine göre Menzili Olan Ay Haktır ki,
Bir çok Evliyâ-i izâm efendilerimiz bu uygun olan vakitlerde
amel ederlerdi. Hatta cenabı Allâh’a edilen ibadetlerde dahi
uygun ve uygun olmayan vakitler vardır ki, bunlarda şunlardır.
Mesela ; Sabah Namazı ve nafileler için; Güneş yeni doğarken
ve batarkende kerâhat vaktidir.
Kerâhat vakti, güneşin doğuş, batış ve tam tepede bulunduğu
vakte denir.
Sabah Kerâhati :
Güneş doğarken başlar, 45 dakika sonra sona erer.
Öğle Kerâhati :
Güneş tepedeyken: Öğle namazı vaktinden 30 dakika veya
yaklaşık 45 dakika önce başlar, öğle ezanı okununca sona erer.
Akşam Kerâhati :
Güneş batarken yani akşam namazından 45 dakika önce başlar,
Akşam ezanı okununca sona erer.
Nitakim Hâdis-i Şerîf’te;
Resulullâh Salallâhu Â’leyhi ve’s-sellem üç vakitte namaz kılmamızı
ve cenazemizi defnetmemizi yasaklamıştır.
Bu vakitler:
1- Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar.
2-Öğleyin güneş tepe noktasına gelince, batıya meyledinceye kadar.
3- Güneş batmaya meylettiği andan batıncaya kadar.
Müslim, Müsâfirîn 293;
Ebû Dâvud, Cenâiz 55;
Tirmizî, Cenâiz 41,
Nesâî, Mevâkît 31.
Yukarıdaki kaynaklarda ki, Hâdis-i Şerîf’te zikredilen üç vakit,
gündüzün uzunluk ve kısalığına göre değişmekle birlikte, yaklaşık olarak
kırk beşer dakikalık sürelerdir.
Bu vakitlerde nâmaz kılınması, yukarıdaki Hâdis-i Şerîf ve aynı anlamda olan daha
başka Hâdis-i Şerîfler dolayısıyla mekruh görülmüştür.
Ayrıca Nâmaz içerisinde ki, hareketlerden sonraki zamanları ve okunulan
Sûrelerin takibini de sayabiliriz ki, bu zamanla ilgili konuyu daha iyi
Anlamamızı sağlar.
Şimdi;
Allâhû cellâ celâluhû için bu zamanlarda yapılan ibadetlerde
uygun olmadığı ve mekruh olduğu gibi bu amellerde de uygun olan
olmayan saatler ve vakitler vardır.
Allah Teâlâ, geceleri duâ, ibadet ve istiğfar ile meşgul olanları
Kur'ân-ı Kerîm'de övüyor ve şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz ki Allâh, isyandan sakınanları, Rablerinin kendilerine
verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında
bulunacaklar. Kuşkusuz onlar bundan önce dünyada
güzel davrananlardı. Geceleri pek az uyurlardı.
Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi."(Zariyat, 15-18.)
Ebû Hureyre Radıyallâhu ânhâ anlatıyor;
Peygamberimiz Â’leyhi’s-salâtu ve’s-selâm şöyle buyurmuştur:
"Gecenin üçte ikisi geçip de son üçte biri kaldığında
yüceler yücesi olan Rabbimiz ve:
"Bana kim duâ eder ki onun duâsına icabet edeyim,
benden kim ister ki dileğini vereyim, benden kim mağfiret
diler ki onu bağışlayayım" buyurur. (Buhari, Teheccüd, 14; Müslim,
Kitabu Salâti'l-Müsafirine ve Kasriha, 24; Tirmizî, Salât, 329.)
Ebû Umame Radıyallâhu ânhâ şöyle demiştir:
Peygamberimiz Â’leyhi’s-salâtu ve’s-selâm’a:
“Ey Allâh’ın Resûlü, hangi duâ daha makbuldür?” diye sorulmuş,
Peygamberimiz Â’leyhi’s-salâtu ve’s-selâm:
"Gece yarısı ve farz nâmazlardan sonra yapılan duâdır" buyurmuştur.
(Tirmizî, Daavat, 79)
Cabir Radıyallâhu ânhâ’da şöyle demiştir:
Peygamberimiz Â’leyhi’s-salâtu ve’s-selâm’ın şöyle buyurduğunu işittim:
"Gecede duânın kabul olacağı bir saat vardır ki, her hangi bir Müslüman
ona rastlar da dünya ve âhirete dair Allâh'tan hâyr dilerse, muhâkkak
Allâh dilediğini yerine getirir. Bu saat her gecede vardır."
(Müslim, Kitabu Salâti'l-Müsafirine ve Kasriha, 23.)
Cumâ gününde de duâların kabul olacağı bir saat vardır.
Kim o saate denk getirir ve Allâh'tan bir dilekte bulunursa,
Allâh Teâlâ onun dileğini kabul eder.
Ebû Hureyre Radıyallâhu ânhâ Peygamberimiz Â’leyhi’s-salâtu ve’s-selâm’ın
şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Cumâ gününde bir saat vardır ki, Müslüman o saate rastlar da Allâh'tan
bir şey dilerse, Allâh onu kendisine mutlaka verir."
(Buhârî, Cuma, 37; Müslim, Cuma, 4; Tirmizî, salat, 354.)
Zamanlama bakımından Menziller iki türlüdür öncelikle bu menzillerin
sistemini anladığımız da zaman babında bazı konuları daha iyi anlayabiliriz.
Birinci Menzilimiz;
Güneş Menzilidir.
Güneş Menzili
Her ay bir burçtan doğduğundan 12 Burcu 1 Senede dolanır.
Yani Güneş gezegeni 12 Burç Üzerine devr eder.
Ay Menzili
Ayın Birinci Gününden İtibaren Her gün Bir Burçta Bulunur.
Güneş Bir burcu bir ayda dolanır. Ay ise iki gün yarısında devr eder.
Günlük Saatlerde Ay tesirini diğer gezegenlere yansıtır.
Burdaki menziller birer nûr görevi görür, diğer gezegenler ise bu nûr’a
Ayna görevi taşırlar. Kişilerin unsûr ve etkili olduğu dalgalar
İle etki iletimi daha da güçlü olmaktadır.
Son olarak; Havâs İlmi’nde zamanların ne kadar önemli olduğunu
fark etmemize bir örnek daha vermek istiyorum.
İnsan vücudu tabiatına ve bazı zamanlara göre çevresine bazı dalgalar
yayar. Bazı zamanları bazı zamanlara göre daha güçlüdür.
Bazı zamanları bazı zamanlara göre daha zayıftır.
Bu Havâs İlmi’nde duâ ve ezkâr’ın bazı zamanlara bağlı olmasında
bu zamanların sırrını bu şekilde ortaya çıkarır. Esmâ’larda da bir nevi
titreşim frekans dalgaları ile bu zamanlamalarda ayna suretinde
etki ederler.
Mantık bakımından anlaşılır olması için bu şekilde örneklerle ve açılımlarla
Anlatmayı uygun gördük, İnşâAllâh daha ayrıntılı bilgilerle
yeniden devam edeceğiz.
Ve’s-Selâm…
|