Okültizm Prensipleri
"Okültizm", anlamı "gizli" olan Latin kökenli (occultus) bir sözcükten gelmektedir. Osmanlıca'sı "ilmi-i gayb" veya "ilm-i ledün"dür. Türkçe karşılığı "gizli bilimler"dir. Kelimenin karşılığı bazı kişileri hoşnut etmemiştir ve farklı sözcükleri türetilmesine yol açmıştır. Ancak, daha uygun bir sözcük de bulunamamıştır. "Sır" anlamı taşıyan bu kelimenin karşılığında insanın aklına, imtiyazlı gizli bir örgütün elinde kıskançlıkla korunan bilgiler yerine, arayanın önünde perde perde açılan ve çözüldükçe bilinenin ötesinde kalan bir konu gelmelidir.
Okült bilgiler ve uygulamalar tarih boyunca gizli tutulmuştur. Belirli sebeplere dayanan bu gizlilik perdesi, ancak gerektiğinde aralanmıştır. Zamanla sırlar konusu gevşeklik kazanarak, günümüzde her yerde bilgi kırıntıları, arayanın bulacağı bir şekilde serpilmiştir. Bu perde daha ziyade konunun içeriğinden kaynaklanır. Sembolik olarak, "İsis'in Peçesi" deyimi ile ifade edilen bu perdeyi açmak, arayanın gayret ve inisiyatifine bağlıdır. Gerçi zamanımızda "okült" konular ne kadar açık konuşulsa da, bu konuda, ne kadar çok kitap yazılıp dağıtılsa da, yine de her zaman bir sır payı vardır ve sırların olduğu yerde tabii ki sırları tutan veya tuttuğunu ima edenler de vardır. Bunlar kimdir? Bunu bilmek kolay değildir. Okültistler genelde kendilerini pek bildirmezler. Kendilerini açıklayanlar ya bir misyon üstlenmiştir veya da şarlatanlardır. Tarih boyunca, cahil ve fesat insanlar arasında okült ilimler konusunda birçok batıl inanç ve olumsuz tanımlar yapılmıştır. Bu yüzden, konuyla ilgilenenler kendilerini saklamayı tercih etmişlerdir.
Sır tutmak için başka nedenler de verilmiştir. Herşeyden önce sır tutmak bir disiplindir ve bilginin dışa yansımasından ziyade içe dönüşmesini sağlar. Ayrıca, zamanın inançlarına ters düşen doktrinler, tarih boyunca gizli tutulmuştur. Hazırlıksız şahıslara ileri seviyede bir uygulama veya bilgi vermenin, bir el fenerine yüksek gerilimli elektrik yüklemek gibi etki yapacağı söylenir. Eski çağlarda Mister Kültlerinde ve günümüzde bazı hiyerarşik ve ezoterik cemiyette, giriş yapan aday (inisiye) bir çıraklık döneminden sonra bazı derecelerden yükselir. Cemiyet yetkilileri onun derecesine ve kapasitesine uygun bilgi ve uygulamalar verirler. Kendi derecesinden yüksek olan öğretiler onun için sırdır ve öyle olması gerekir. Yeni bir öğreti verildiği zaman onu taze bir idrakle karşılaması beklenir, bazen dramatik bir şokla bu bilgi belleğe adeta mühürlenir. Sırlar öğretisini almak isteyen aday bir hazırlık döneminden geçirildikten sonra onun liyakatine kavuşur. Artık sınavı geçmiştir ve zor koşullarda kazanılan öğretilerin değerini bilecektir.
Çağlar boyunca ve dünyanın her tarafında ezoterik cemiyetler sırlarını büyük yeminlerle muhafaza etmişlerdir. Bu yüzden antik çağlardaki Misterlerin sırlarını halen kimse bilmemektedir. Roma İmparatorluğu zamanında Sodalitas Kardeşliği'nin yeminleri kutsal sayılırdı ve onları tutmayanlara ölüm cezası tatbik etmek Roma kanunlarında bile yer alırdı.
Bir görüşe göre, okült formüller, sırrı açıklandığı anda güçlerini kaybederler. Halk arasında bir inanca göre, eğer bir niyet sessizce tutulursa o gerçekleşir, açıklanırsa gerçekleşmez. Ayrıca, gücün yanlış ellere geçip istismar veya suiistimal edilmemesi için formülü gizli tutulduğu bilinmektedir. Günümüzde okültistler bilgileri sır tutmaktansa, daha ziyade mahremiyetlerini korumak istemişlerdir, onlar iyi eğitim görmüş ve toplumda belirli yerleri olan kişilerdir ve ilgi alanlarınınbaşkaları tarafından anlayışla karşılanmayacağını ve doğru algılanmayacağını bilmektedirler.
Biz yeni bin yıla, Yeni Çağa girdikçe ve ruhsal, metafizik konular yayıldıkça, şüphesiz okült sözcüğü yerine farklı anlam taşıyan bir sözcük gelecektir. Zira okültizm, ruhsal bilgilerin bir azınlık tarafından korunduğu karanlık bir çağı anımsatır. Ayrıca, Yeni Çağda farklı disiplinler, bilimler, sanatlar, kültürler kaynaşacaktır, oluşan tek sistem ayrıca bireysel tercihlere göre farklılıkları da içerecektir
|