Mürşidi Kamilin Salike Orucun Hakikati Makamında Teveccühü
MÜRŞİD-İ KÂMİLİN SÂLİKE ORUCUN HAKİKATİ MAKÂMINDA TEVECCÜHÜ
Kâmil mürşidin sâlike Kayyumiyyet dairesinde görünmesinden sonra, bu sefer de orucun hakikati dairesinde teveccühte bulunur. O oruç hakikati ki, manevî mertebesi, Kur’ân-ı Kerim mertebesi hizasındadır. Kâmil mürşid sâlike merhamet ve himmet ederek, oruç makâmından teveccühte bulununca, ölçü ile ifâde edilemeyecek kadar küçük, zerre misâli, merhamet ve himmet sâlik için kifayet eder.
Bu yüce hakikatin eserleri, nurları, acaib görünüşleri ve halleri aklın sınırlarını aşmaktadır. Bu makâma eren sâlikte hususi bir yok*luk meydana gelir ve husûsî bir samediyyet makâmı zahir olur. Gene bu makâmda sâlikte erişilmesi çok güç olan manevî zevkler meydana gelmiş, bu makâmın seyrinde olanlar, dibi bulunamaz de*rinlikte denize dalmışlar, açıklanabilmesi ve anlatılması mümkün olmayan sırların sahibi olmalarıdır.
İşte bu anlatılanlar, yüce tarikat makâmlarındaki manevî yolcu*luğa dâir izahlardır. Allah Teâlâ Hazretleri nihayetsiz lütuf ve ke*remi île bu yolda sadakat gösterenleri, bahsi edilen derece ve makâmlarla şereflendirsin. Bir kimse ömrünün tamamını böyle bir lütuf ve ihsana nail olduğundan, dolayı şükretmekle tüketse ve nef*sinin tamamını bu yolda harcasa varlığını, şan ve şerefini, toprak gibi hor hakîr kılarak ayaklar altına verse, yine de bu lütfün şük*rünü hakkıyla edâ etmiş olamaz. Ancak binlerce insandan birisidir ki, lütuf ve kerem sahibi olan Allah Teâlâ’nın yardımı ile şükrünü edaya muvaffak olur. Yoksa insanoğlunun vücudundaki her kıtın ayrı ayrı dili olsa da, hepsi birden kendisine ikram edilen lütufların şükrünü edaya çalışsa, belki Allah Teâlâ’nın sonsuz nimet ve il*tifatından ancak birisinin şükrünü edaya muvaffak olabilir. Gerçek olan bundan başkası değildir.
El eman, el eman, el eman… (Allah Teâlâ’m. Her hususta Sana gü*veniyor ve sana sığınıyorum.)
Senden hakikî iman ve hakkiyle iman etme gücü istiyorum.
Ey Aziz, Lâtif ve çok acıyan Yüceler Yücesi Rabbim! Rahman ismi şerifinle isimlenen Rahman sûresi hürmetine (dualarımızı ka*bul eyle.)
Sonsuz Rahmetin ve sayısız nimetinden dolayı şükür ve minnetin tamamı ve devamı sana’dır. Gerek gizli, gerekse açıktan ve lâyık surette yapılan bilcümle salât ve selâm yaratılmışların en değerlisi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme olsun.
Amîn, Yâ Muin, bi hurmeti Seyyidil mürselin…[84]
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
|