Mürşidin Hakikatler Hakikati Olan Hakikati Muhammediye Dairesinde Teveccühü
MÜRŞİDİN HAKİKATLER HAKİKATİ OLAN
HAKİKATİ MUHAMMEDİYE DAİRESİNDE
TEVECCÜHÜ
Cenab-ı Hakk’ın Zatî dostlusunun görünmesinden sonra, kâmil mürşid olan zat hakikatlerin hakikati dairesinde teveccühte bulu*nur. Bu daire, Hakikati Muhammediyye dairesidir. Bu makâmda Zatî murakabe ile emr’e gelince; Habîbinin zatî varlığı, ken*di Zatî varlığının sevgilisi olup, o’nu kendisine dost kabul etme*sinden dolayıdır.
Hakikati Muhammediyyenin kaynağına gelince: Dostlukla beraber, o dostluğa uyumluluğun sâlikte meydana gelmiş bulunması*dır. Şu makâmda iki ayrı hâlin bir arada meydana gelişi, hakikati Muhammediyye için husûsî bir durumdur. Bu meseleyi yazı ile isabetli bir şekilde anlatabilmek mümkün değildir. Bu makâmın tecellîsinin şereflisi olan zât için, mukaddes bir derece olan bu makâmda gerek fena ve gerekse baka hali hâsıl olur ve husûsî olarak bu makâmda Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem ile beraber olması ve birleş*mesi kolay hâle gelir. Yine Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme tabî olmakla, sâlik bu mertebeye; (Hakikati Muhammediyye mertebesine) vâsıl olur. Muhabbetin dışa taşan sırlarından fitneye sebep olacak lâfızların sırları bü makâmın teveccühüne eren kimseye keşfolur. Yine bu makâmda bazı tasavvuf büyüklerinin muhabbetle ilgili halleri dikkati çeker. O dikkati çeken hâlin, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem ile beraberliğe ve ne*ticenin tek sevgiliye âit ye dönüşü bulunduğuna yine neticede şâhid olunur. Muhabbet (sevgi) lerin hepsi, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin muhabbeti (sevgisi) ile meydana gelir. Bütün muhabbetlerin kaynağı Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin hakikatidir. Bütün bu anlatılanlardan sonra, tarikatın imâmı ikinci bin yılın yenileyecisi, Ahmed Farûkî-ı Serdendi kaddese’llâhü sırrahu’l azîzin şu sözü daha İyi anlaşılabilmekledir.
“Ben Allah Teâlâ’yı Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellemin Rabbi olduğu için çok seviyorum.” Bu ifâdelerde Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme benzemenin ve O’na mensup olmanın isabeti işaret edilmektedir. Gerçekten de (az olsun, çok olsun; dünyaya âit otsun, âhirete mahsus olunsun), bütün işlerde, bilhassa Kitap ve Sünnet ile emel hususunda, her ikisinden de kuvvet bulmak için, Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selleme hakkıyla uymak ve bağlanmak lâzımdır.
Ey sâlik, bu hususta gözünü iyice açmalısın.
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
|