Velayeti Ulyada Mertebei Heyeti Vahdaniyye
35. DERS:
VELÂYET-İ ULYÂDA MERTEBE-İ HEYET-İ VAHDÂNİYYE
Hediyeden sonra “İlâhi Ya Rabbî, hazine-i gaybi ilahiyenden füyüzat ve rahmeti ilahiyeni ve şanı ilmi cami’ olan şuunatı rahmeti ilahiyyeni Fahri âlem Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem efendimizin ruhaniyetine inzal ve irsal buyurmanı;
Andan Hazreti İsa, Musa, İbrahim, Nuh ve Âdem aleyhimüsselamın ruhaniyetlerine, andan Ebubekir Sıddık Efendimizin ruhaniyetine, andan cümle şeyhlerimizin ruhaniyetlerine, andan şimdiki şeyh efendimizin letâif, nefsi natıka, cem’i cevârih ve âzalarına ve andan benim letâif, nefsi natıka, cem’i cevârih ve âzalarıma inzal ve irsal buyur, Ya Rabbî” der.
Hediye, feyz talebi ve rabıta yeryüzünde yapıldıktan sonra şeyh efendimizin ruhaniyetine sığınarak ve bürünerek ders halinde olduğun yerde kalbinden ruha, sırra hafiye, ahfâ’ya, nefsi natıkaya, sonra soldan sağa doğru dönerek cami minaresine çıkar gibi bir kuş uçar misali semaya doğru çık. Yedinci kat sema, fezâ-i tevhid meydanını, arş-ı âlâ’yı geçerek Velâyet-i Heyet-i Vahdâniyye Mertebesinde zamansız ve mekânsızolarak bin defa lisanen ve kalben gizli sesle “lâilahe illa’llah”ı zikreder. Her yüz başında bir defada “La ilâhe illa’llah Muhammedün Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem diyerek zikir yapar. Sonra Murakabe-i Zatiyye’yi Heyet-i Vahdâniyye ile yapar ve dersten çıkar.
Heyet-i Vahdâniyye; Âlemi emir (Kalb, Ruh, Sır, Hafî, Ahfâ) ve âlemi halk’ın (Nefis, Toprak, Su, Hava, Ateş) hepsine birden verilen bir isim*dir. Gerek âlemi emir ve gerekse âlemi halktan olan tecellilerin bir araya gelmelerinden ve gerekli temizlik ve ayıklamadan sonra di*ğer bir heyet daha meydana gelir.
Meselâ: Bir kimse muhtelif cins ilaçları bir araya getirmek suretiyle bir tek ilâç meydana getirmek isterse, her ilacın belli bir ölçüde olması ve hepsinin birbirine iyice karıştırılması icap eder. Böyle imal edilirse ilaçtan beklenen fayda sağlanır. Birçok ilacın bir arada birbirine iyi karıştırılmasıyla da yeni bir ilaç ismi meydana gelmiş olur.
Letâifi aşere denilen o lâtife de aynen böyledir. Bu latifelerden her birisi için de birer heyet hâsıl olur. Yine bu makamda bu on lâtife için nice yücelme ve yükselmeler meydana gelir. Bu latifelere olan tecellilerin sonundaki yükselme, nurlanma genişleme ve renk*lenme daha evvel bahsi geçen makamlardakilere nisbetle çok daha fazladır. Bahsi geçen makamların hepsinin bu makama nisbeti ka*buğun öz’e nisbeti gibidir.
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
|