Velayeti Kübra Dairesinde Mertebei Asliyye Murakabei Gavsi Muhabbet
27. DERS:
VELÂYET-İ KÜBRÂ DAİRESİNDE MERTEBE-İ ASLİYYE- MURAKABE-İ GAVS-İ MUHABBET
Hediyeden sonra “İlâhi Ya Rabbî, hazine-i gaybi ilahiyenden füyüzat ve rahmeti ilahiyeni ve şanı ilmi cami’ olan şuunatı rahmeti ilahiyyeni Fahri âlem Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem efendimizin ruhaniyetine inzal ve irsal buyurmanı;
Andan Hazreti İsa, Musa, İbrahim, Nuh ve Âdem aleyhimüsselamın ruhaniyetlerine, andan Ebubekir Sıddık Efendimizin ruhaniyetine, andan cümle şeyhlerimizin ruhaniyetlerine, andan şimdiki şeyh efendimizin letâif, nefsi natıka, cem’i cevârih ve âzalarına ve andan benim letâif, nefsi natıka, cem’i cevârih ve âzalarıma inzal ve irsal buyur, Ya Rabbî” der. Hediye, feyz talebi ve rabıta yeryüzünde yapıldıktan sonra şeyh efendimizin ruhaniyetine sığınarak ve bürünerek ders halinde olduğun yerde kalbinden ruha, sırra hafiye, ahfâ’ya, nefsi natıkaya, sonra soldan sağa doğru dönerek cami minaresine çıkar gibi bir kuş uçar misali semaya doğru çık. Yedinci kat sema, fezâ-i tevhid meydanını geçerek arş-ı âlâ’nın üstünde Velâyet-i Kübra Dairesinin Asliyye Mertebesinde bin defa lisanen ve kalben gizli sesle “lâilahe illa’llah”ı zikreder. Her yüz başında bir defada “La ilâhe illa’llah Muhammedün Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem diyerek zikir yapar. Sonra Murakabe-i Gavs-i Muhabbet’de bir süre karar edilir ve yeryüzüne inilir.
MERTEBE-İ ASLİYYE
Bu âlem bir gölgedir. Bu sûretler, birer hayâl (aslî vücûd olmayan birer gölge)den ibarettir. Onun için görünen bu sûret şekillerden zâtını bulmak gerekir.
Sûretler, dünya; hayâller de misâl (berzah) âlemine aittir. Her iki âlem de gayb (zât) âlemine engel ve perdedir. Bütün bu âlemler ise, sıfatlar âlemidir.
Sıfatlar, (görüntüler, renkler, desenler, şekiller) âleminden geçip zata yönelmelidir. Gerçekte, her sûret bir geçittir, geçilmesi gerekir.Asliyye Mertebesinde eşyanın hakikatini bulmak ile bir sonraki mertebede asl-ın aslı olan Allah Teâlâ’yı müşahede etmek kolay olur.
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”
|