Alıntı:
HuseyinP Nickli Üyeden Alıntı
Haklısınız. Tamamen nefsani arzu ve istekler. Kaybettiğimiz nokta da tam burda oluyor zaten. Yaptığımız ameller belkide bize çok şey kazandıracak ama işin içine nefsani arzuları karıştırdığımiz icin belkide kaçırıyoruz.Rabbim hepimiz için hayırlı olanı bilir. Bizim için en uygun olanı tayin eder. Demek ki bu tarz şeyleri bilsek nefsimizle hareket edeceğimiz için sonuçları daha kötü olacak. Boşuna demiyorlar nefis terbiyesi diye.
|
Bu ilimi öğrenmeye talip isen önce nefsini hapis edeceksin, sonra kibrini yok edeceksin. Dünyavi herhangi istekten uzak duracaksın, başın ağrısa lebbeyk deyip Allaha şükredeceksin. Allahdan gelen herşey başım gözümüstüne diyeceksin. Az yiyeceksin, az uyuyacaksın, sürkli savm (oruç gibi ama konuşmakta yasak) saklayacaksın ve bolca ibadet edeceksin. Başın havada kalmaktan daha çok secdede kalacak. Her addımında bile Allahı zikredeceksin. Koşullar zor bunları yapamayıp yarıda bırakır isen ve bir anlık gaflete düşer isen veya kibre düşer isen, işte ozaman şeytanın kucağına düşersin ki buda senin için hüsran olur. Yani bu yol sırat gibidir girdiysen ya düşeceksin yada geçeceksin. Geri sağlıklı dönen çok az adam tanırım. Çünki yarı yola gelirsin göz perden açılır diğer canlılarıda görmeye başlar ve duyar hale gelirsin ve bundan sonra geri dönmek, bırakmak isterisen veya bir yalnış yapar isen, kontrol sende değil onlarda olur, yani kukla gibi oynatırlar insanı.