Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Hatmi Tehlil
Konu: Hatmi Tehlil
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 05.02.17, 01:13
madlen madlen isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 31.05.15
Mesajlar: 2,183
Etiketlendiği Mesaj: 84 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hatmi Tehlil

Tevhid Hatmi (Hatmi Tehlil)


İbn-i Abidin : Kelime-i tehlili de, ibadet sevabı hasıl olması için, dil ile, kendi işitecek kadar sesli söylemek gerekir. Hatm-i tehlil (70,000 Kelime-i Tevhid)okuyanların da, en az kendi işitecekleri kadar sesli okumaları gerekir. Kelime-i tehlil, ibadet olarak değil de, kalbi temizlemek için okunurken, dil oynatılmaz. (Redd-ül Muhtar)


70,000 Kelime-i tevhidi bir kimse veya birkaç kimse okuyabilir.


Boynunu cehennemden azad ettirmek için ve nefsini Allah (c.c.) Hazretlerinden sakındırmak için 70,000 defa (Lailaheillallah) oku. O zaman Allah (c.c.) Hazretleri seni cehennemden azad eder. Yahut kimin için okursan onu azad eder (Gavs’ül Vasıliyn Şeyh-i Ekber Muhyiddin-i Arabi Hz. )


Mazhar-ı Can-ı Canan (k.s.) Hz. buyurdular : Manâsını düşünerek yapılan tehlîl zikri,

tarîkatda fâidelidir. Kelime-i tehlîlin sâdece lafzını söylemek, âhiret sevâbının sermâyesi ve günâhlara keffâretdir. (Makamat-ı Mazhariyye )


Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, büyük günah işlemiş bir kadının kabri yanına oturmuştu. Kabre teveccüh eyledi. Yâni hâtırına başka hiçbirşey getirmeyip yalnız onu düşündü. Bu mezârda Cehennem ateşi var. Kadının îmânlı olmasında şüphe ediyorum. Rûhuna hatm-i tehlîl, 70.000 Kelime-i tevhîd sevâbı bağışlayacağım. Îmânı varsa affolur. buyurdu. Hatm-i tehlîlin sevâbını bağışladıktan sonra; Elhamdülillah, îmânı varmış. Kelime-i tayyibe, tesîrini gösterip azâbdan kurtuldu buyurdu.Hadîs-i şerîfde; (Bir kimse, kendisi için veya başkası için 70.000 adet Kelime-i tevhîd okursa, günahları affolur.) buyruldu.( Makamat-ı Mazhariyye)


70,000 KELİME-İ TEVHİD HADİSİ KEŞFEN SAHİH OLDUĞU BİLDİRİLEN HADİSLERDENDİR


Keşif yoluyla rivayet edildiği belirtilen hadisler büyük bir yekün tutmamaktadır.


Büyük Evliya Muhyiddin-i Arabi (k.s.) Hz.’nin en büyük ve en meşhur eseri el-Fütûhâtu’l-Mekkiyye’sinde keşifle tashih edilen hadislerin sayısı ona varmamaktadır.


Gavs’ül Vasıliyn Muhyiddin-i Arabi (k.s.) Hz, keşif yoluyla bizzat Hz. Peygamber’le görüşerek onun meclislerine katılabildiğini,hadislerini ona arzederek hangi hadislerin kullanıma elverişli olup olmadığı noktasında bu yolla bir kanaata varabildiğini bildirmektedir.

Resûli Ekrem (s.a.) bir hadisinde; Her kim 70.000 defa kelime-i tevhidi söylerse o kimse bağışlanır. Kim için söylenirse o da bağışlanır”buyurmuştur. (Mübârekfûrî, Mukaddime, s. 308; Haldun el-Ahdeb, Esbâbu ihtilâfi’l-muhaddisîn, s.614.)


Bu rivayetle ilgili olarak Muhyiddin-i Arabi (k.s.) Hz’nin anlattığına göre, kendisi bu rivayetteki 70.000 kelime-i tevhidi hiç kimseye niyetlenmeden bir defa okur. Bir gün bazı dostlarla yemek için birlikte bulunduğu sırada aralarında keşfi ile meşhur bir genç yemek

esnasında birden ağlamaya başlar. Gence neden ağladığını sorar. O da cevap olarak annesini azab içinde gördüğünü söyler. Muhyiddin-i Arabi (k.s.) Hz, içinden okuduğu o 70.000 tehlilin sevabını gencin annesine bağışlar.Bunun üzerine ağlayan genç gülmeye başlar. Annesini güzel bir yerde gördüğünü söyler. Muhyiddin-i Arabi (k.s.) Hz sözlerinin devamında şöyle der:

“Ben hadisin sahih olduğunu keşfinin doğruluğu ile, keşfinin doğruluğunu da hadisin sahihliğiyle anladım.”( Mübârekfûrî, a.g.e., s. 308. Aynı örnekle ilgili başka bir rivayet için bk. Bursevî,Kitâbü’n-Netice, I, 226. Münâvî, Feyzu'l-kadir, VI, 189.)


KEŞFEN SAHİH OLDUĞU BİLDİRİLEN BAŞKA HADİSLERE ÖRNEKLER :


“Beni nefsinde zikredeni ben de nefsimde zikrederim: Men zekeranî fi nefsihi zekertühü fî nefsî.” Muteber hadis kaynaklarında yer alan bu hadisi Muhyiddin-i Arabi (k.s.) Hz, (vâkıa) rüyasında Hz. Peygamber’den işitmiştir.( a.g.e., II, 61. Hadis için bk. Buhârî, tevhid 15, 43; Müslim, zikir 3, 21; Tirmizî,Deavât 131; İbn Mâce, edeb 53, 58; Müsned, II, 251, 405.)


“Nefsini bilen Rabbini bilir: Men arafe nefseh fekad arafe

Rabbeh.”[1] Aclûnî (ö.1162/1749), Muhyiddin-i Arabi (k.s.) Hz ‘ ne göre bu hadisin keşfen sahih olduğunu nakletmiştir.[2]


[1] Fütûhât, I, 483, 591.

[2] Aclûnî, II, 343. “Men arafe nefseh” hadisi, İbn Arabî’nin eserlerinde merfu hadis

şeklinde zikredilmekte, fakat hadisin keşif yoluyla tashih edildiğine dair açık bir ifade

geçmemektedir. İbn Arabî, Kitabu’l-celâle, s. 7; Kitabu’l-ı’lam, s. 3; Risâle layeûlu aleyh, s.12-13.



Muhyiddin-i Arabi (k.s.) Hz’nin ilmî ve tasavvufî şahsiyeti üzerinde yapılan araştırmalarda Muhyiddin-i Arabi tarafından ileri sürülen keşif metodu sayesinde onun keşif ve ilham yoluyla elde ettiği bilgilerle irfanını güçlendirdiği,ulemanın içine düşmüş olduğu ihtilafların iç yüzünü bu yolla halletmeye çalıştığı, bütün bunlardan başka, onun belki de en orijinal yönünün keşfî bilgilerini, zâhir ulemasının eserlerinde zikrettikleri rivayetleri tashih ve anlamada, hatta itikadî ve amelî ihtilafları gidermede kullandığı, keşfe dayanan tecrübelerini zâhir ve bâtının tam ortasına koyarak daima şeriatın hakikatla, hakikatın da şeriatla sağlamasını yaptığı, daha doğrusu bu çelişkiyi gidermeye çalıştığı belirtilmiştir. (Kurt, Hadis İlminin Gelişim Safhaları, s. 590.)


Şa'rânî, bazı sûfilerin Peygamber(s.a.)'in sünnetinde delilini bulamadıkları bir şey için kalben Resûl-i Ekrem (s.a.)'e teveccüh ederek onun huzurunda bulundukları zaman ona sorduklarını ona göre amel ettiklerini, fakat bu gibi hallerin ancak tasavvuf yolunun büyüklerine mahsus olduğunu açıklamış,bu gibi maneviyat erlerinin Resûl-i Ekrem'den aldıkları ilimle başkalarına bir şey tavsiye etmelerinin gereksiz olduğunu, ama birinin kendiliğinden böyle bir şeyi kabullenmesinde de bir sakıncanın bulunmadığını vurgulamıştır.( Şa’rânî, Uhûd, s. 42-43.)


Heytemî, el-Fetâvâ'l-hadîsiyye adlı eserinde her zaman Resûlullah (s.a.) ile yakaza halinde görüşmenin, ondan ilim almanın mümkün olduğunu belirtmiş, Bârizî, (438/1046), Kurtubî (ö.463/1071), İmam-ı Gazâlî (ö.505/1111), İbn Ebî Cemre (ö.699/1300), Tâc es-Sübkî (ö.711/1311) ve Afîf el-Yâfiî (ö.768/1363) gibi âlimlerin bu fikirde olduklarını söylemiştir. Hatta bir velinin hazır bulunduğu bir mecliste, fakihin biri bir hadis rivayet etmiş, o veli de; "Bu hadisin aslı yoktur" demiştir. Orada bulunanlar, bunu nereden bildin? Diye sormuşlar, bunun üzerine o veli: “İşte Nebiyy-i Ekrem (s.a.) burada duruyor ve ben böyle birşey demedim buyuruyor” diye cevap vermiştir.

O sırada perde kalkmış, fakih de bu gerçeği görmüştür. Heytemî, bu olayı anlatmakla yetinmiş, keşifle tashih edilmeyen bu hadisin hangi hadis olduğuna dair bir açıklamada bulunmamıştır.( Heytemî, Fetâvâ, s. 297.)


KEŞFİ KABUL ETMEYENLER


Keşifle hadis rivayetine taraftar olan yukarıda isimlerini zikrettiğimiz âlimler dışında bazı alimler keşfe karşı çıkmıştır. Daha çok mutasavvıflar tarafından benimsenen keşif yoluyla hadis rivayetine muhaddisler karşı çıkmış, bu yolun mahzurları üzerinde ciddi endişelerini her konumda ifade etmişlerdir. Keşfe karşı çıkan âlimlerden bazıları şunlardır: 1. Aliyyü’l-Karî 2. Leknevî 3. Mübârekfûrî 4.Abdülfettah Ebû Ğudde ..



Sonuç olarak Tasavvuf ehli bazı Evliyaların hadis tespitinde muhaddislerin benimsediği hadis öğrenim yolları dışında keşif yolunu kullanarak bu yolla hadis almaya taraftar oldukları bir gerçektir. Sûfilerin genel olarak hadise bakış açıları, hadis kullanma, hadis tespit ve yorumundaki usûlleri muhaddislerin usûllerine göre bazı farklılıklar arzetmektedir. Hadisçilerin hadisleri büyük bir titizlik içinde senedleri ve metinleriyle nakle çalışmalarına rağmen, sûfiler daha ılımlı bir tarzda meseleye yaklaşmaktadır. Onlarda hadisçilerde görülen kılı kırk yaran ilmî bir zihniyet yerine, hadislerin Kur’an'a ve sünnete uygunluğu esası yeterli olmaktadır.

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147