Zihinler bulanıkken doğruyu algılamakta güçlük çeker.Kıyas yapmak şöyle dursun belki de o an ağzımızdan çıkan tek kelimeye odaklanır muhattabımız.Doğrusu bu tür zamanlarda zihni bulanık, danışan kişinin algıda seçicilik durumu kaçınılmaz olur genelde. Birey uyarıcılardan, olaylardan ya da nesnelerden bir ya da birkaçına dikkati yöneltmektedir o an. Ve insan psikolojisinin dışavurduğu doğal bir tepkidir bu.Son zamanlarda kendim dahi bunu yaşadım üstelik her gün " farkındalığımı nasıl arttırabilirim" dye buna kafa yoran bir birey olarak.Düşünün ki siz iyi niyetiniz ,sağ duyunuz ve iyi kalbinizden gelen yardımcı olma çabası ile forumda danışan bir insana bir şeyler yazarsınız ,içinizden geldiği gibi ki bizim milletimiz hem duygusal hem de samimidir.Çoğu defa aklımıza geleni canhıraş şekilde pat pat söyleriz. Lakin belki o anlık edindiğimiz kötü tecrübeleri ,olumsuz deneyimleri yaşadığımız duygu durumundan dolayı köpürterek anlatırız...
Sonuç mu ? Ne yazık ki o, an köşeye sıkıştığını düşünen bir insan yazdıklarımız karşısında kıyas yapma konusunda çok yüzeyel düşünür.Ve algıda seçicilik devreye girer.Tam da burada sözlerimizle belki kaş yapalım derken göz çıkartırız .Misal sırf zikir çekiyor diye ki altta yatan psiko-sosyal sorunları bilip bilmeden yaşadığı bir takım olumsuz deneyimleri çekilen zikre bağlayıp ki bu da kişinin kendi yorumu olabilir kime veya neye göre olumlu ya da olumsuz bilemeyiz muamma yada yaşadığımız herhangi bir deneyimle fobiler oluştururuz.Bu domino taşı etkisi yapar o kişi gider bir arkadaş ortamında bir kişinin olumsuz sandığı deneyimini genelleyerek yayar ve belki de hiç farkında olmadan Allaha giden yollara korku döşeriz.. ?Özetle havvas konusunda yok denecek kadar bilgi ve deneyimi olan ve önceliği iman noktasında ilerlemek olan bir birey olarak kendim dahi bunu ne yazık ki yaşadım forumda.Çünkü herkesin farklı deneyim ve birbirine zıt söylemleri sonucunda kafanızda kümülatif bir bilgi oluşuyor ,bu önce bilinçaltınıza sonra sözlerinize sonra yaşantı ve inancınızda şekil alıyor ve nihayetinde bir takım sarsılmalar yaşadığımı itiraf etmek isterim.Amacım asla suçlamak değil aksine havvas vs hususlarda cahil bi kardeşiniz olarak ufak bir hatırlatma.Sonra bu hususta da örnek alınacak o güzel insanlardan birini,Hz. Ebu Bekir (r.a.) efendimizi hatırlatmak isterim elbette önce kendi nefsime ...
Hz ebubekir efendimiz (r.a) yerli yersiz konuşmamak için ağzına küçük bir taş alırmış. Bir söz söyleyeceği zaman iyice düşünür, ölçer, tartar, ondan sonra taşı mübarek ağzından çıkarır ve sözünü söylerdi. Sonra taşı tekrar ağzına alıp tesbih ve zikir ile meşgul olurdu.
*