Çok samimi soruyorum, siz ne yapıyorsunuz?
Adam, bulduğu bir azı dişin 50 bin yıl önce yaşamış bir insana ait olduğunu keşfediyor. Merak edip DNA kodları yardımı ile yüzünün neye benzediğini ortaya çıkarıyor.
Sen ne yapıyorsun?
İtalyan mafyasının çaycısı kılığında Tik Tok çekip, aleme şarkılar eşliğinde ayar veriyorsun.
Adam, damarların içinden kablo geçirerek insan beynini Windows 10 işletim sistemli bilgisayara bağlamayı başarıyor.
Sen?
Aynı bilgisayar ile akşama kadar kim ne yemiş, ne giymiş, kim kiminle birlikte olmuş onu araştırıyorsun.
Adam, bir kara deliğin yakından neye benzediğini merak ediyor ve çabalayıp fotoğrafını çekmeyi başarıyor.
Peki sen?
Daha gözündeki çapağı yıkamayı beklemeden, kargalar ilk kahvaltısını etmeden önüne çıkan ilk kadına “Selam tanışalım mı?” yazıyorsun.
Adam, bir mantar türünün bir beyine ihtiyacı olmadan hafızası olduğunu keşfedip bunu Alzheimer tedavisi için kullanabilmenin yolları arıyor.
Ya sen?
Akşama kadar bir beyine sahip olup olmadığını düşündürtecek kadar makyaj videoları izleyip, “çantanda neler var göster n’ooluuur Ece ablaaağ” diye yorum yazıp, üstelik buna da erinmiyorsun.
Yoo, kınamıyorum.
Kızmıyorum da…
Du bakim acıyor muyum, yoo acımamışım da..
Anlamaya çalışıyorum sadece, neden?
İnternet ile buluşunca basit bir bileklik akıllı oluyor, sade bir ev internet devreye girince akıllı ev oluyor, çok sıradan bir saate internet entegre edince akıllı saat oluyor da; bazı (!) insanlar internet ile buluşturunca neden sonuç bu şekilde oluyor anlam veremiyorum.
Neden yapıyorsunuz bunu kendinize?
Çok samimi soruyorum?
Bu kadar mı sevmiyorsunuz kendinizi, aldığınız nefesler bu kadar mı kıymetsiz?
Hiç mi değeri yok aynada gördüğünüz yüzün? Can ile patlıcan arasındaki o ince çizgide neden patlıcan olmak konusunda bu kadar kararlısınız?
Şu hayatta kendinize katmaya çalıştığınız anlamın hepsi bu kadar mı?
Gerçekten anlamıyorum…
Bir gün beni anladığınızda, umarım herşey için çok geç olmaz...
|