Bir başka çok önemli (hırz ve emân olan) istiğfar:
“Rahmân ve Rahıym olan Allâh’ın adıyla. Allâh’tan mağfiret dilerim. Allâh’tan mağfiret dilerim. O Hayy ve Gayyûm olan, Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan O büyük Allâh’tan mağfiret dilerim, hatırıma gelen ya da gördüğüm şeyler içerisinden Allâhu Teâlâ’nın istemediği her türlü söz ve fiilden, zâhiren ve bâtınen (dıştan ve içten) O’na tevbe ederim. Ey Allâh’ım! Ben (Senin rızâna uygun olmayan şeylerden) öne aldığım, geri bıraktığım, açıkça yaptığım ve Senin benden daha iyi bildiğin her şey için Senden mağfiret talep ediyorum, öne geçiren ancak Sensin, geri bırakan da ancak Sensin ve Sen her şeye hakkıyla gücü yetensin. Ey Allâh’ım! Kendisinden tevbe ettiğim, sonra tekrar ona avdet ettiğim (döndüğüm) her günahtan dolayı Senden mağfiret talep ediyorum. Kıymetli Zâtını murâd ettiğim halde, sonradan içerisine Senin râzı olmadığın işler karışmış olan şeylerden dolayı Senden mağfiret talep ediyorum. Ruhsatlar kabîlinden olup bana şüpheli gelen, oysa Senin katında haram olan şeylerden hangilerine nefsin arzusu beni çağırdıysa, onlar için de Senden mağfiret talep ediyorum. Bana in’âm etmiş olduğun nimetlerden hangileriyle Sana isyan etmeye güç bulduysam onlar için de Senden mağfiret talep ediyorum. Senden başka kimsenin farkına varamayacağı, Senden gayrı kimsenin kurtaramayacağı, Senin hilminden başka bir şeyin kaplayamayacağı ve Senin affından başka bir şeyin halâs edemeyeceği bütün günahlar için Senden mağfiret talep ediyorum. Hangi yemini bozmam Senin katında haram iken ben onu bozduysam ve ben onunla mes’ûl (sorumlu) olacaksam, onun için de Senden mağfiret talep ediyorum. Ey gizliyi ve âşikârı bilen ve Kendisinden başka ilâh bulunmayan Zât! Ey Kerem sâhibi! Ey bol lütuf sâhibi! Ey cezâ vermekte acele davranmayan! Gecenin karanlığında ve gündüzün aydınlığında söz ve davranış olarak, ortalıkta ve tenhâda, Sen benim gizlediğime bakarken ve işlediğim isyanı görürken yapmış olduğum her fenâlık için de Sana istiğfarda bulunuyorum ve Senden mağfiret talep ediyorum. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni tenzîh ederim, şüphesiz ki ben günah işleyerek nefsine zulmedenlerden oldum. Gece saatlerinde ve gündüzün kenarlarında hangi farz benim üzerime vâcib olmuş da, ben yanılarak yâhut gaflet veyâ hatâ nedeniyle onu terk etmişsem ve ondan sorumlu olacaksam, onun için de Senden mağfiret talep ediyorum. Gönderilenlerin Efendisi ve Peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve âlihî ve sellem) Efendimizin sünnetlerinden hangi sünneti yanılarak veya gaflet ederek yâhut hatâ ile ya da hafife alarak terk etmişsem onlar için de Senden mağfiret talep ediyorum. Ey Allâh! Ey Allâh! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni tenzîh ederim, şüphesiz ki ben günah işleyerek nefsine zulmedenlerden oldum. Ey âlemlerin Rabbi! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Benim Rabbim ancak Sensin. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Sen Tek’sin, hiçbir ortağın yoktur. Ey âlemlerin Rabbi! Seni tenzîh ederim. Sen her şeye hakkıyla gücü yetensin. O çok yüce ve pek büyük olan Allâhu Teâlâ’nın yardımı olmadan hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Allâhu Teâlâ, Nebiyy-i Ümmî olan Efendimiz Hz. Muhammed’e (sallallâhu aleyhi ve âlihî ve sellem) cümle âl’ine (Ehl-i Beyt’ine) ve ashâbına salât (ve selâm) eylesin. (Müşriklerin) nitelemekte oldukları şeylerden tesbîh, O izzet sâhibi Rabbine! Selâm olsun o tüm gönderilen (hak peygamber)lere! Bütün (nimetlere karşı) hamdler de Allâh’a; o tüm âlemlerin Rabbine!”
(Abdüh Muhammed Baba el-Mecmû’atü’l-Mübâreke, Fi’s-Salevâti’l-Me’sûra ve’l-e’mâli’l-Mebrûra, sh: 17-20, Seyyid Muhammed Alevî el-Mâlikî, Ebvâbü’l-Ferac, sh: 222-223)
|