Ahmed ibni İdrîs’in İstiğfar-ı Kebîr’i:
“Rahmân ve Rahıym olan Allâh’ın adıyla. Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, O Hayy Ve Gayyûm Olan, Tüm Günahları Bağışlayan, Celâl Ve İkrâm Sâhibi Olan Büyük Allâh’tan mağfiret talep ederim. İşlemiş olduğum bütün ma’siyetlerden, günahlardan, bütün hareketlerimde, sâkinliklerimde, düşüncelerimde ve bütün nefeslerimde kasten, hatâen, kavlî ve fiilî, görünen ve görünmeyen bütün günahlarımdan, bildiğim günahlardan ve bilmediğim günahlardan, Allâh’ın ilminin kavradıkları, kitâbının saydıkları, kaleminin yazdıkları, kudretinin îcâd ettikleri, irâdesinin tahsis ettikleri sayısınca ve Allâh’ın kelimelerinin mürekkebince, Rabbimizin Zâtı’nın Celâline-Cemâline ve Kemâline yaraşır bir şekilde ve Rabbimizin sevdiği ve râzı olduğu vechile; dâimâ, ebediyyen ve sürekli O’na tevbe ederim.” (Seyyid Muhammed Alevî el-Mâlikî, Ebvâbü’l-Ferac, sh: 229) Fazîletiyle ilgili olarak: “Bu istiğfar, çok büyük fazîletlere hâiz olup mânâsından da anlaşılacağı üzere, insanın bütün nefeslerini-hareketlerini hattâ düşüncelerini kaplayacak bir istiğfar olduğundan, bu istiğfarı huzur üzere okuyanlar; ömürlerinin tamamını isitğfar zikriyle geçirenlerden daha fazla istiğfar etmiş kadar sevap ve tesir kazanırlar… denilmiştir.”
|