Rabıta derslerin evvelinde yapılır.
Rabıta mürşide değil, Allah Teâlâ’yadır. Hakikatte mürşidler insanları kendilerine bağlayıp ve bey’at ettirmezler. Allah Teâlâ’ya bağlarlar ve bey’at ettirirler.
Kendisine rabıta olunacak mürşidin tavır ve ahlakı Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ahlakına tabi olmadıkça rabıtadan beklenen feyzin zuhuru imkânsızdır. Rabıta eden sâlikin ise, şeyhinin Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ahlâkı ile ahlâklandığını, şeriat sünnet ve tarikat ölçüleriyle tahkik eylemesi de mürid üzerine vacibtir. Yoksa rabıta eden de ettiren de perişan olurlar.
Rabıta adabı mürşidini her yerde hazır görmesidir. Mürşidin kemalatını ve ruhaniyetini fark edememesi, öyle ki mekanla kayıtlayamamasıdır. Mürşidin tasarrufunu Allah Teâlâ’nın tasarrufundan görmesidir. Eğer mürşidin muhabbetini muhafaza eder ve nisbetini kaybetmezse bütün vakitlerde rabıtaya devam eder ve fark edemez olur.
Mürid Allah Teâlâ’dan gelecek feyze vasıtasız ulaşabilecek kudretine ulaşıncaya kadar rabıtaya devam eder.
Rabıta Allahın feyzi ile feyzlenip basamakları daha hızlı çıkmana yarar. Her durumda rabıta yaparken de, zikir çekerken de (ders), dua ederken de, uyurken de uyanıkken de seni koruyan Allah c.c'ya sığınmandır. Bu kerameti mürşidden görme, senin bağlılığın Allah Teâlâ’yadır
|