Büyü vardır, gerçektir ve büyüye inanılmalıdır. Şeytani cinlerin büyücü tarafından, insanların vücutlarına musallat edilmesi, içine sokulması olan büyü, insanlık tarihi kadar eskidir. Geçmişteki bütün medeniyetlerde büyü önemli bir yer almıştır. Büyü ve büyücülüğün olmadığı, uygulanmadığı hiç bir toplum yoktur. Hepsi kendi medeniyetine göre büyü şekli geliştirmiştir.
Büyüye ister inan ister inanma, Allah teala izin verdiği sürece büyü tutar. Büyü tuttuktan sonra tesiri etkisi kesindir. Büyünün islamiyetle alakası yoktur. Büyü yapmak ve yaptırmak, islamiyette şirkten sonraki en büyük günahtır. Kur’an’da büyünün var olduğuna ilişkin ayetler vardır.
Var olduğu kesin olan bir şeye inanmamak onun yok olduğu anlamına gelmez. Fikir sahibi olmak için, bilgi sahibi olmak gerekli değil midir? Bazıları diyor ki! Büyü yok, büyüye inanmıyorum! Bu konuda bilgin var mı? Yok! Neye göre ne neden büyüye inanmıyorsun? O zaman da cevap veremiyorlar.
Bazıları da diyor ki! Bu zamanda büyü, cin gibi şeylere inanılır mı? Gözünle görmediğin çok şeye inanıyorsun! Büyülü insanın çektiği sıkıntıları gördün mü? Onun ne eziyet çektiğini biliyor musun? Tabi ki bilmiyor. Bilime inanan kimse de bu konuyu araştırmalı, öğrenmeli ve ona göre karar vermelidir.
Kur’an’da var olan ayete inanmamak, Allah korusun, insanı dinden çıkarır. Özellikle kendisini müslüman olarak tanımlayanların, büyüye inanıp inanmama konusuna çok dikkat etmesi gereklidir.
Büyü, büyücünün kişinin vücudunun (içine) şeytani cinleri musallat etmesi (sokmasıdır. Büyü insanlık devirlerinin he zamanında yapılmıştır. Toplumların adet, inanış, eğitim ve kültürlerine göre büyü yapmak çok çeşitlidir. Her toplumun büyü yapma yol ve yöntemi değişiktir.
Bazı kişiler büyü var mı yok mu? Büyüye inanmak istemiyorum. Büyü diye bir şey var mı? Büyü çağ dışı ve hurafedir diyerek büyüye inanmazlar. Ne ilginçtir ki büyünün var ve gerçek olduğuna inanmayan çok kimseler putlara tapan, şeytanlarla içli dışlı olan uzak doğu dinlerinden bize intikal eden reiki, meditasyon ve yoga gibi büyücülerin icat ettikleri bir çeşit büyüleme metodlarına inanırlar. gerçekte hiç bir faydası olmayan kurşun döktürme ve nazar boncuğuna inanırlar. Fakat Allah tealanın kitabı olan Kur’an’a aldırış etmez ve güvenmezler. Başlarına büyü veya cin musallatı geldiğinde Kur’an’a inanmamaları nedeniyle ömür boyu bu derdi çekerler.
Allah teala Kur’an’da:
İşte bu sihirlerden (büyüden),koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı; fakat Allah’ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar vermeleri mümkün değildi. (Bakara,102)
Sihirbazlar (büyücüler) geldiği vakit Musa onlara “Ortaya ne atacaksanız önce siz atın !” dedi Onlar hünerlerini gösterince, Musa “sizin bu yaptığınız sihirdir (büyüdür), Muhakkak Allah onu iptal edecektir. (Yunus,80,81)
Bu ayetler bize büyünün var ve gerçek olduğunu anlatan en önemli kanıtıdır. Ayet olduğu için büyüye de inanılmasını gerektirir. İnanılmaması durumunda Allah korusun insan dinden çıkar.
Peygamberimize büyük günahlar sorulduğunda: 7 büyük günahı sayarken birinci sırada Allah’a şirk (ortak, eş koşma), ikinci sırada ise büyü yapmayı saymıştır. Bu hadis, büyünün var ve gerçek olduğunun ispatıdır.
Büyü ilk insanın insanın yaratılışından itibaren vardır.Büyü, şeytani cinlerle aldatma ve etkilemedir. Dünyada ilk büyülenen insan Hz. Adem ve Hz. Havva’dır. Büyü,Babil, Asur, Sümer, Hint,Antik Yunan, Antik Mısır, Çin, Japon, Amerika,Avrupa ve Afrika toplumlarının hepsinde yüzyıllarca yapılmış ve halen yapılmaktadır. Büyüye inanmamak bu konuları bilmemekten ileri gelmektedir. Önce bilgi sonra fikir sahibi olmak gerekli değil midir?
Büyünün İslamla ilgisi de yoktur. İslam büyü yapmayı yaptırmayı en büyük günahlardan saymıştır. Büyük büyücüler putlara tapan pagan dinlerinden çıkar. Büyü, şeytanla bir anlaşmadır.
|