Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Ünlü Medyom Uri Geller ve Telepati Yeteneği
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 02.02.17, 22:37
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,466
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Ünlü Medyom Uri Geller ve Telepati Yeteneği

Tüm bilim adamlarını hayretlere düşüren, birçok fiziksel yasaları hiçe sayan ve tüm Dünya'nın tanıdığı bir genç kişi olan Uri Geller, telepati melekesi de gelişmiş, komple bir medyomdur. Aşağıda, onunla yapılan Telepati deneyimlerini veriyoruz.



a - Uri, Telepatik Sinyalleri Nasıl Aldığını Açıklıyor


Gayri resmi bir sürü deneyden sonra, benim için hazırlamış oldukları telepati deneylerinden geçmeye razı oldum. Bu deneyden biri için beni, buzdolabına benzeyen, yalıtılmış bir odaya koydular. Duvarlar kalın,masif çeliktendi. Iki tane devasa metal kapı vardı. Bunları kapatırken önce birini, sonra ötekini kilitliyorlardı, arkasından da odaya bir ölü sessizliği çöküyordu. Öylesine sessizdi ki, bu bana deniz altına dalmayı ve kıbrıs'taki mağaraları hatırlattı. Klastrofobim yoktur. Belki de gerçekten konsantre olabiliyordum diye sessizlikten hoşlanmıştım.


Odada bir lamba, bir de kalem kağıt vardı. Ne yapmam gerektiğini dahili bir telefon kanalıyla öğreniyordum. Biri, tabii benim görmeme imkan olmayan bir çizim yapınca, tamam,çizim hazır, diyorlardı. Ben de gözlerimi kapıyor, kafamın içindeki ekrana konsantre oluyor ve bana gönderdikleri çizimleri kaydediyordum.


Çizim yada resim, her ne ise, işte o ekrana yansıyordu. Ancak, bu yansıma tam ve net olarak değil de belli belirsiz, ana hatları anlaşılacak tarzda tezahir ediyordu. Bu, algılamak gibi bir şey oluyordu. Sanki kafamın içine bazı şeyler çiziliyordu. Zaten, sözkonusu resmin ne olduğunu, tam olarak çizildikten sonra anlayabiliyordum. Eğer gerçek resmi anlayamamışsam, kafamın içindeki siliniyor ve başka bir tanesi çizilmeye başlıyordu. Bu işlem genellikle 15 saniye içinde tamamlanıyordu.


Daha başka telepati deneyleri için de Faraday kafesi'ne konuldum. Bu, tüm radyo dalgalarını perdeleyen, çift kat bakırdan yapılma bir kafesti. Kefes, ayrıca sımsıkı kapalı bir odada yer alıyordu. Bu testlerin herhangi biri sırasında, istesem dahi, hiçbir şekilde hile yapamazdım. Alınan sonuçlar, ümit edilenin çok ötesindeydi.



b - Uri'nin Telepati Yeteneğinin Bilimsel İncelemeleri


Uri Geller SRI'a(Stanford Research Institute) gelmeden önce, yedi adet dosyalama kartı üzerine basit resimler çizilmiş ve her biri de dışardan gelen bir asistan tarafından bir zarf içerisine mühürlenmişti. Deneyin başlandıcında, seçilen bir zarf deneyciler tarafından açılıyor ve içindeki resmin ne olduğu belirtiliyordu. Daha sonra deney odasına geçen bilim adamları Geller'den, zarfın içindeki çizimin ne olduğunu tamin etmesini istiyorlardı. Geller, yedi resmin her birini de hemen hemen tamamen doğru olarak tahmin etmişti.


Ağustos 1973'de, sekiz gün süren ikinci deney dizisi sırasında Geller'in ortaya koyduğu telepati yeteneği daha da müthişti. Be deneyler sırasında, çizimler ile göndericilerin hepsi de Geller'den epeyce uzakta olduklarından Geller'in herhangi bir ipucu alma ihtimali sıfırdı. Dahası, ya Geller elektrikli olarak yalıtılmış (shielded) bir odada tutuluyor ya da tahmin etmeye çalıştığı resimler dörtbin beşyüz kilometre ötedeki Doğu Kıyıları'nda çiziliyordu. Böylece, radyo sinyal aracı gibi hile kabilinden bir şeyin kullanılması imkansız oluyordu.


Ilk deneyde kullanılan resimler, çizilebilir olan herhangi bir ismin bir sözlükten rasgele seçilmesiyle oluşturuluyordu. Bu da Geller yalıtılmış odaya girdikten sonra yapıldığından, gönderici ile çizim her zaman dışarda kalıyordu. Seçilen ilk kelime 'elektrik sigortası' idi ve çizilen konu da kağıttan bir fişek olmuştu. Geller, 'gürültü çıkaran bir silindir' gördüğünü söyledi ve yaptığı çizim, silindir biçiminde bir takım objelerle birlikte duran bir bavulu andırıyordu. Seçilen ikinci kelime 'salkım' idi ve böylece bir salkım üzüm çizildi. Geller, 'resimden dışarıya çıkan su damlaları' gördüğünü söyledi, sonra 'mor dairelerden' bahsettti. Daha sonra da orjinal çizimdeki çizimle hemen hemen aynı şekilde olan bir üzüm salkımı çizdi.


Bundan sonra, Geller ile dr. Puthoff beraberce, deneycinin bürosundan 750 m. Uzakta olan, yalıtılmış bir odaya kapatıldılar. Bu seferki çizim, elinde üç dişli çatal tutan bir şeytana aitti. Bu kez zorlanan Geller üç değişik resim çizdi: HZ. Musa'nın On Emir levhalarını dünyanın içinde gösteren ve ayrıca üç dişli çatalın bulunduğu bir resim; içinde bir kurt çıkan elma (ayrıca bir de yılan vardı) resmi; bu iki resmin, içinde Tanrı yazılı olan karışımı. Geller'in şeytanı çizmede çektiği zorluk pekala kültürel bir nedene dayanıyor olabilirdi.


Daha sonra, deneycilerden biri, Geller diğer deneyci ile dışarda kalırken, yalıtılmış odaya kapatıldı. Geller'in bu senfer tahmin etmesi gereken resim güneş sistemi'ni gösteriyordu. Geller, orjinal resimdeki satürn'ü, halkalarını ve parıldayan merkezi güneş'i gösteren ve çok büyük bir benzerlik taşıyan bir çizim yaptı.


Bundan sonraki iki çapada sadece orta karar bir başarı gösteren Geller, üçüncü resimde tümüyle başarılıydı. Orijinal çizim uçan martıya aitti. Gelleri bir tepe üzerinden uçan bir kuğu gördüğünü söyledi ve birkaç tane kuş resmi çizdi; bu resimlerden biri orijinal resimle hemen hemen aynıydı.


Bir kompültürün televizyon ekranı üzerine çizdiği uçurtma resmini tahmin ederken de orjinale oldukça yaklaşmıştı; ayrı bir odada duran orjinal çizimden yaklaşık 45 m. Ötede bulunuyordu. Kompütürün hafızasında kayıtlı olan ve kalp delen bir oku gösteren resmi tahminde nispeten başarılıydı ama, bu tür bir başka deneyde başarılı olamamıştı. Bunlara durugörü deneyi diyemeyiz, çünkü kompütür odasında, kayıtlı olan hedefin mahiyetini bile birkaç kişi bulunuyordu.




c - Uri ile, Uzak Mesafe Telepati Deneyimleri


Uzak mesafeden telepatik haberleşme üzerine de iki deney yapıldı. Birinde belirli bir benzerlik elde edildi, fakat diğerinde hedefe pek yaklaşılamadı. Özet olarak, Geller, tahmin etmeye çalıştığı onbeş çizimden yedisinde inkar edilemiyecek şekilde başarılı olmuş, dördünde belirli bir dereceye kadar başarı elde etmiş ve geriye kalan dördünde de hiçbir çaba göstermemiştir. Bu sonuç hiç de fena sayılmaz. Kabul etmeliyiz ki, bu deneylerin çoğunda, deneyciler taradından çizilmiş olanı tahmin etmek şansı bile hemen hemen sıfır olacaktı.


Üzüm salkımı çizimi ile ilgili deneye en güzel örnektir. Bunu değerlendirmenin bir yolu da orjinal çizimin, tümü yirmidört adet olan yedi sıra üzümden oluştuğunu dikkate almaktır. Bu yedi sırada, en alttan başlamak üzere, sırasıyla, 1,3,3,4,6,4, ve 3 üzüm bulunuyordu. Geller'in çizdiği ve gene yedi sıra üzümden oluşan salkımda, orjinal resimdeki sıra üzüm adedine tekabül eden rakamlar ise 1,3,4,4,5,4,3 diye gitmekteydi. Burada, sadece üçüncü sırada bir fazla ve beşinci sırada da bir eksik üzüm sayısı görülmektedir. Bu yedi rakamın, 0 ile 9 arasındaki rakamlardan seçilmek şarkıyla, rasgele tahmin edildiklerini varsayarsak, geller'in seçiminin tam beş rakamla orjinal çizimdekileri şans eseri tutması için ihtimal oranı da yüzbinde bir olur.


Yukardaki hesapta, yanlış olan diğer iki rakamın da orijinale çok yakın olmaları hususunu göz önünde bulundurmamızın yanısıra, geller'in salkımdaki sıra adedini de doğru tahmin etmiş olmasını dikkate almamaktayız. Bu ikinci husus, yapılan bu tahminin tesadüfi olmasına karşı (bir üzüm salkımında yaklaşık on adetten fazla sıra bulunması pek mümkün olmadığı için) ihtimal oranında en azından 10 misli bir azalma daha oluşturmaktadır. Fakat, ayrıca, herşeyden önce, bu çizimin bir üzüm salkımını Geller'in tarifiyle 'mor daireleri' gösteriyor olması ihtimalini de hesaba katmak gerekir. Içinden seçim yapılacak en az yüz obje söz konusu olabilirdi ve bunların da bir hat üzerinde ya da başka bir şekilde dizilmeleri yerine salkım halinde olmaları gerekliliği de en azından on kez ihtimal haricidir. Bütün bu hususları hesaba kattığımızda, Geller'in bu resmin ayrıntılarını sadece tesadüfi olarak tahmin etmesi için ihtimal oranı en azından milyarda bire kadar düşecektir ki, bu dahi kesinlikle yetersiz kalan bir değerlendirmedir. Bu harikulade sonuç da ancak telepatik bir irtibat sayesinde imkan dahili olabilir.


Geller'le SRI'da yapılan bu telepati deneylerinin büyük bir bölümü, dünyanın en saygın bilim dersilerinden biri olan Nature dergisinin Ekim 1974 tarihli sayısında yayımlanmıştır.

Telepatik Sistem Akışı...

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147