Ruhü ahmer ve daü ekber
Ruhü Ahmer ve Daü Ekber
Manevi Yönden Bütün Bela ve Hastalıkları Temsil Eden (Rıhü Ahmer ve Daü Ekber) Adı İle Bilinen Mahlukun Hal Tercemesi
Kuvveti , kudretli bir hükümdar ve Peygamber olan Süleyman(a.s)'ın veziri Asıf bin Burhıya'dan rivayet olunur;
Süleyman (a.s.) günlerden birinde oturuken tahtı hükümetinde bulunan ekabiri devleti , cin, ins envaı eryah, vahşi hayvanlar ve kuşlar hazır bul
unuyorlardı.Süleyman (a.s.)'ın hatırına birşey geldi .Allahü Teala bana cin , ins, vahşi hayvanları , kuşları emrime vermiştir.Acaba emrime vermediği hiç mahluk kalmış mıdır? Buyurdu, bunun üzerine Veziri Asıf;
Ey Peygamberi Zişan , Cenab-ı Hakk'ın sana verdiği şeylerin cümlesi Allah'ın yarattıklarına nisbeten hardal tanesi kadar bile hükmü yoktur, dedi.
O anda dalgalanarak; ateşten ibaret olan azalarını birbirine vurarak, çarparak korkunç simalı bir mahluk göründü.Eni ve boyu 40 arşın idi.Süleyman (a.s.)'ın veziri;
Ey Allah'ın Peygamberi korkma, üç defa Allahüekber de ve sor; sana cevap verecektir, dedi.
Süleyman (a.s.);
Ey korkunç şahış kainatın yaratıcısının adı ile sana and veririm kimsin?Ve adın nedir? Afat'ın , zararın ve vazifen nedir? diye sordu. O mahluk;
Ey Allah'ın peygamberi ben (Rıhi Ahmer ve Dau Ekberim) Vazifem , Cenabu Hak dünyada kulllarından birine bir hastalık azap edeceği vakit beni ona musallat eder.Allah'ın emri ile bana hizmet edenlerde vardır. Cenabı Hak 400 türlü hastalığı bana tevdi etti.Ve o hastalıklara karşı ilaç ve deva yarattı, bunların cümlesini bana bildirdi, dedi.
Süleyman (a.s.); Cenabı Hakkın ismi ile sana and veririm bu hastalıklar kaç çeşittir , diye sordu? Rıhi ahmer cevaben;
Ya nebiyallah, hastalıkların çeşitleri pek çoktur, lakin bendeki hastalıkların özeti ondörttür; Basur, fistül, yel, bağırsak gürültüsü,şişkinlik, mide bulanması, göbek ve kalbin yazyik ve sıkması,sırt ağrıları, baş hastalıkları, damarların iltihap ve ağrıları ve tıra denilen hastalık bunlardan bir parçadır, dedi Ve devam ederek;
Başağrısı--Migren
Migren ve başağrısının ilacı;
Katran köpüğü 4gr
Taze üzüm sirkesi bir miktar
Birlikte içilmelidir.
Tıranın ilacı;
Dağlamak , muzak ve duasını yazarak taşımaktır, dedi.
Tıra demek ,insanın her gördüğü şeyden huylanarak vesvese edip, işlerini tehir etmek manasına gelir.İlik ve kemiklerdeki Rıhi tayyar ki zamanımızda romatizma ile maruttur.Muzak kapalı bir tabirdir.İhtimal yellere nafi olan anason, havlıncan ve pelin den yapılan şuruplar olsa gerekir.
Delilik
Rıhi Ahmer devam edere;
Deliliğin , dimağdaki kan galeyanının , kan basıncının , vesvesenin ve insanı yere vurmak gibi hastalıkların ilacı; yonca tohumudur.Kullanılma şekli,Yonca tohumu öğütüldükten sonra sıcak su ile lapa halinde başa konur, dedi.
Rıhi Ahmer ;
Bazen insanın başına vururum ; bundan türlü tahayyülat gösteren kan hastalığı neş'et eder, göüne ateş görünür veya kendisini ölüdürecek ve dövecek korkunç mahluklar görür ve şiddetli bir şekilde bağırır.Bazen de elbiselerini yırtar ve başkasına saldırır...Bunların ilacı;
Kabak yağı elde edilerek kullanılır.
Kullanışı;Bu yağ ile başın ortası, şakaklar ve alın masaj yapılır, burunada damlatırlır.
Kabus;
Uykuda insana musallat olan hastalığa kabus denir. Bu hastalığa yakalanan insan nefesi darlanarak;; hareketsiz bir halde , ağır bir şeyin altında kaldığını hisseder.Bu hastalığın ilacı;
Tabiatı sıcak olan kimseler yatarken 6 şar gr. kişniş yutar.
Tabiatı soğuk olanlar 5-10 gr. mesteki ile 10ara gr. kişniş yutar.120 gr. Sıcak bakla suyu içerek kusarsa Allah'ın izni ile bu hastalıktan kurtulur, dedi.
Süleyman (a.s.);
Ey Rıhi Ahmer, Allah'ın adı ile sana and veririm, mahiyetinde ne kadar rüzgar ve yel vardır, dedi.O mahluk;
Ya nebiyallah , yanımda ğasıf, asıf, sarsar, akim, sam rüzgarları vardır.Bunların esintileri eyyamı nahıs yani uğursu günlerde olur.Akıllı olan adam bu günlerde evden dışarı çıkmamamlıdır.(Bu mevzuda Seb'iyyat kitabında malümat vardır= Bütün şakalaradan, oyunlardan muharebe ve buna benzer şeylerden sakınmalıdır dedi.Süleyman (a.s.);
Ekorkunç mahluk sana and veririm.Rüzgarlardan başka birşey kaldımı? diye sorunca o korkunç mahluk;
Ya nebiyalah ; yanımda Cenab-ı Hakk'ın ahır amanda memleketleri , köyleri ve dağları helak ettireceği rüzgarlar kaldı.Bunların bir kısmı cenuptan eser, insana kıl kadar dokundu mu yarı veya tüm vücudu hareketten muattal eder.Artık hiç harekete gelmez.Bunun duası yazılarak taşınır ve okunur .Tekrar yazılarak suyu içilir İlacı;
Peslenk yağı
Zakkum>>
Çörek otu>>
Bu yağlar ile azalar oğulur.Bunlar istimal edilirken bir taraftanda bütün çirkin şeylerden, ekşi ve soğutucu ve harekatı şehvaniyye , kadın ve eğlentilerinden kendini muhafaza etmelidir. İyi olana kadar Cenab-ı Hakk'ın LATİF ismi şerifini ya latif diyerek iştigal edip, devamlı okumalıdır.Zira Cena-ı Hakk kullarından birine azap etmek istediğinde bu en şiddetli hastalığı musallat eder.Kur'an-ı Kerim'de <<Kullarımdan dilediğime azap eder,dilediğimi bağışlarım>> buyurduğu hastalık bu hastalıktır.
Bu rügarların bazıları çocuklara isabet etti mi renkleri solar, sararır, derileri siyahlaşır, salyaları kurur, gözleri çukurlaşır, inlemeleri şiddetlenir, ağlamaları , ızdırapları ziyadeleşir, uykuları kaçar.Bunun ilacı;
Kabak suyu günde 3+1 bardak
Nilüfer şurubu (kafi miktarda içilir) ve
Dua (yaılarak taşınır)
Bu hastalığa yakalanan , felç yani nüzül ve titreme gelmiş gibi gayri ihtiyari olarak titrer.Bu gibi hastalar fala keyiften, tesirli hadiseden, suya bakmaktan, fala korku ve ürkmekten kaçınmalıdır.Çünkü hastalık tekrar neşet eder.Diğer bir ilacı,
Musasa yumurtası ile tütsülenir.
Münasip yağlarla (lakva yağı) ilede masaj yapılır.
Duası yazılarak taşınırsa --inşallah-- şifa bulur
Süleyman (a.s.);
Ey Rıhi Ahmer, sana and veririm, dha ne gibi zararların vardır, dedi.Rıhi ahmer cevaben;
Ey Allah'ın Peygamberi; ben adamın beynine girersem aklını alırım.Vücuduna girersem basur, fistül gibi birçok hastalıklara sebeb olurum,dedi.Süleyman (a.s) bu korkunç söleri işitince etrafında olanlara bu maklukun yakılmasını ve öldürülmesini emretti.O mahluk;
Ey Allah'ın Peygamberi , beni kimse öldürmeye ve yakmaya kadir olamaz Cenab-ı Hakk beni bunun için yaratı ve ömrümü uzattı, deyip kayboldu.
Netice olarak,
Rıhi Ahmer Daü Ekberdenilen bu mahluk Cenab-ı Peygamber (a.s.) efendimizin zamanına kadar görünmedi;Peygamberimizin torunu Hasan(r.a.) iç hastalığı ile hastalanıp kan dökmeye başladı.Hasan (r.a.)'ın hastalığını Resulullah ve ashabo duyunca , Cebrail (a.s.) nazil olarak;
Hazreti Hasan Rıhi Ahmer ile hastalandı, diye Cenab-ı Peygambere haber verdi.Cenab-ı Peygamber , Cebrail (a.s.)'a;
Bunun ilacı varmıdır? Buyurdu.Cebrail (a.s.) vardır, dedi ve oradan ayrıldı, sonra Resulü Ekreme geldi;
Ya Resulullah, Cenab-ı Hak sana bu duayı hediye olarak gönderdi.Hazreti Hasan taşısın şifa bulur , ömründe birkere dahi okuyan Rıhi Ahmer Dau Ekberden emin olur, dedi.
Cenab-ı Peygamber bu duayı Hazreti Hasan'a okudu ve birşeyi yokmuş gibi şifaya kavuştu.Herkes bu duayı öğrensin , öğretsin ve üzerinde taşısın, buyurdu.
Musasa bir ota denirsede burada kuş cinsinden birşey olduğu anlaşılıyor. Bu kelimeyi lüğgat alınmıştır.Lakva yağına gelince bu yağ ağızın ve yüün felcinde kullanılan yağdır.
Lakva yağının yapılışı;
Çörek otu 200gr.
Çemen 200gr.
Bu maddelerin çekilmişi kafi miktarda eytin yağı ile çekinceye kadar kavrulur, üzerine kaynar su dökülür.Su üzerine çıkan yağ alınarak temiz bir şiede saklanır.Lüumunda çarpılan yüz ve ağı bu yağ ile masaj yapılır.bu yağdan sağır kulağa 2- 3 er damla damlatılırsa bir günde açar ve bunun yanısıra bir çok hastalıklara şifa verir.
Duanın şekli;
Dua evvela temiz bir kaba veya kağıda yazılır, gül suyu ile yazı imha olunur,aç karnına bu su içilir ve ağrıyan yerlerede sürülür.İkinci defa olarak dua yazılır ve sağ kola takılır.Allah'ın izni ile bütün bela ve hastalıklardan emin olunur.
Bismillâhirrâhmânirrahiym bismillâhi ve billâhi ve minellâhi ve ilellâhi ve fî sebîlillâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illellâhü vellâhü ekber. Ve eazzü ve ecellü a' zamü ve akderu mimma ehâfü ve ahzeru vellâhü ekberu kebîran ve subhânellâhi bükraten ve esıylâ. Bismillâhişşâfî bismillâhilkâfî bismillâhil müâfî bismillâhillezî lâ yedurru measmihî şey' ün fil' ardı velâ fissemâi ve hüvessemîul alîm. Ve nünezzilü minelkur' âni mâ hüve şifâün ve rahmetün lil mü' minîn. Allâhümme enerrâkiy ve enteşşâfî eûzübike min şerri mâ kadayte allâhü ekber, allâhü ekber, allâhü ekberu eyyühel melekânil azıymân. Eûzü billâhi rabbî ve rabbükümüllâhü ve hâlikıy ve hâlikukümâ ve müsavvirî ve müsavvirukümâ hâlikussuveri ve râzikulbeşer. Eûzü billâhi min cemîıl âfâti velâhâti velbeliyyâti vel' emrâzi vel' eryâhı vel evrâmi vel eskâmi velkeseli velcünûni velhumûdi vel' âlâmi eıynû hâmile kitâbî hâzâ biesmâillâhil kirâm ve âyâtihil ızâmi binûri vechillâhi zilcelâli velikrâm. Mâlikel mülki vel melekûti vel ızzeti velceberût. Elhayyiddâimil- bâkıllezî lâ yemûtü sübhânehû mâ a' zame şânehû ve erfea mekânehû ve eazze sültânehû fâtırassemâvâti vel' ardı âlimelǧaybi veşşehâdetirrahmânirrahıymi melceelkâsidîne müǧıyselmelhûfîn. Râhımedduafâi velmesâkîn ve râzikalhalkı ecmaıyn. Zül' azameti vessültâni verra' feti vel' ihsâni velcûdi vel imtinâni elhannânil mennâni erraûfiddeyyân elkahhârillezî lâ yukherulǧâlibül- mücîrullezî lâ yücâru aleyhi eûzü bihî min şerril fiteni velmihani ve cemîı emrâzıl bedeni ve minerrıyhıl ahmeri veddâil ekberi finnefsi verrûhı vellahmi veddemi vel cildi vel azmi vel urûkı vel asabi veşşâ' ri bi ızzeti men izâ kadâ emran fe innemâ yekûlü lehû kün fe yekûn. Fesübhânellezî bi yedihî melekûtü külli şey' in ve ileyhi türceûn. Allâhü ekber, allâhü ekber, allâhü ekberu yârabbi yâ bâriü yâ muǧıysü yâ cebbâru yâ kahhâru yâ muksitu yâ kâimü yâ dâimü yâ mübdiü yâ muıydü yâ sabûru yâ vedûdü yâ kâfî yâ âfî yâ müâfî yâ vâkıy yâ bâkıy yâ sarîhalmüstasrihıyne yâ ǧıyâselmüsteǧıysîne yâ men emruhû beynelkâfi vennûni yâ atûfü yâ şefûku yâ kâdiru yâ muktediru yâ ehyâ yâ şerâhiyâ yâ berâhiyâ edûnây asbâüt âli şedâyül vehîm yâ büyûnâ yâ şemhıtâ yâ azıymü yâ mükaddimü yâ müahhıru yâ alîmü yâ hakîmü yâ azıymü yâ hayyü yâ kayyûmü yâ kâimen alâ külli nefsin bimâ kesebet yâ câmiu yâ nâfiu yâ rabbâhü yâ mevlâhü yâ seyyidâhü yâ mâlikâhü yâ ǧâyete raǧbetâhü yâ muhsinü yâ mün' ımü yâ mütefaddılü yâ mütekerrimü yâ men ya' lemü mâ nuhfî vemâ nu' linü yâ ahkemel hâkimîn yâ veliyyel mü' minîn yâ avned duafâi vel mesâkîne yâ kâfil mütevekkilîne yâ mükevviral leyli alen nehâri ve mükevviran nehâri alel leyli yâ kâhira külli şeytânin merîdin yâ kâmia külli cebbârin anîdin yâ ni' mel mevlâ ve ni' men nasıyr yâ râzikattıflis saǧıyri yâ râhimeşşeyhıl kebîri yâ câbiral azmil kesîri yâ ilâhel evvelîn yâ âhiral âhırîn yâ erhamer râhımîn yâ habîbet tevvâbîn yâ hayral ǧâfirîn yâ hayral vârisîn yâ hayral vâsılîn yâ mâliki yevmiddîn yâ men iyyâke na' büdü ve iyyâke neste' ıyn vealeyke netevekkelü ve fîke nerǧabü ve fî mâ ledeyke nercû ve fîke nehâfü allâhümmeşfi hâmile kitâbî hâzâ min cemîıl emrâdı vel eskâmi vel ıleli vel haleli vel âlâmi vel meleli vel keseli vel veceli vel evhâmi vezzeleli vez zeheli vel müǧali vel evrâmi ved demil esvedi vel maǧzıl enkedi verrîhıl ahmeri veddâil ekberi ved demil asǧari ve cemî' ıl âfâti vel âhâti vel hümûmi vel maǧmûmi vel kürûbi ves sekteti veddehşeti verra' şeti vet tavşeti vezzeyǧı vel huzni vessıhri vel mekri vel kaderi vel fütûri vel vühûşi vel hevâmi ve müşâhanetil avâmi vel inhizâmi ve şerriş şeytâni ves sültâni vel hukkâmi vez zullâmi vel kahtı vel vebâi vel hebâi vel ǧalâi vel celâi vez zilzâli vel belâi ve hedmil binâi ve üdâlid dâi ve haybetir racâi ve şemâtetil a' dâi ve şerril eşrâri ve keydil füccâri vel inhizâmi ve mahtelefe aleyhilleylü vennehâru min tavârikıl insi vel cânni illâ târikan yetruku bi hayrin yâ rahmân ve min şerri külli şeytânin racîm ve min şerri külli dâbbetin ente âhızün binâsıyetihâ inne rabbî alâ sırâtın müstekıym. Ente rabbî ve ılmüke hasbî aleyke tevekkeltü ve ileyke iltece' tü yâ ni' mel mevlâ ve yâ ni' mennasıyr ve ente hasbî ve ni' melvekîl velâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym ve sallallâhü alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihî ve sellim.
::::::::::::::::::::::::::GERÇEK GENERAL::::::::::::::::::::::::
|