imtihan ve hastalıkta isyan edenlerin tevbesi
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl-i seyyidinâ Muhammed.
Başıma gelen her belâ ve musibet kendi elim ve dilim ile yaptıklarımdandır. Allah’ım! Sen hiçbir zaman bizlere
zulmetmedin. Biz kulların, hastalık ve musibetlere senin huzurundan firaklar ile giriftar olduk, musibet ve
hastalıklardan çıkış yolu için dua ve tevekkül etmeyerek, sabır ve rıza göstermeyerek, musibet, hastalık ve
şerlere müptelâ olduk, kapılar açtık, hastalık ve musibetlere tahammül etmeyerek, büyüklenerek, hak
etmediğimizi düşünerek, âsî ve isyankâr olduk.
Hastalık ve musibetlerin zâhiri sebeplerine bakarak yorumlar yaptık, daimî hayatın saadeti için çalışmayarak,
gaflet içinde dünya güzelliklerini tercih ettik, sıhhat ve afiyette dünyayı hoş görerek ve isteyerek kabrin ve
ölümün hatıra gelmesine engel olacak düşünceler içinde boğularak, heva ile senin cehennemini hak edecek
kullar olduk. Hata ve günahlarda, hastalık ve musibetlerde, şerlerde çıkış için sana iltica etmeyip, kullarına
müracaat ederek, onların vesile olduğunu unutarak, isyana ve şirke düştük. Bizlere verdiğin musibet ve
hastalıkların merhamet yüzüne bakmadan zâhirine hükümler giydirme çabası içine girdik. Musibet ve
hastalıkların her dakikasının sabır ile ibadet hükmünde olduğunu bilmeyerek, hastalık ve musibetlerin günah
ve hatalarımızın affı için bir nevi keffâret olduğunu unutarak, senin merhamet ve şefkatini sorgulayıp endişe
duyarak, senin yüceliğini, merhametini idrak etmeyerek, “neden ben” diyerek, nedenin benim hata ve
günahlarım olduğunu anlamak istemeyerek, hata ve günahlarımın aczime, fakrıma zarar getireceğini, cezana,
azabına ve gazabına uğrayacak sözler sarf ederek, senin aff ediciliğini ve rahmetini sorgulayarak, senden ümit
kesmeme ve kalplerimizin mühürlenmesine sebep olan tüm düşüncelerimden, tüm sabırsızlıklarımdan, tüm
söz, fil ve davranışlarımdan, küfür ve âsîlik ve isyanlarımdan gizli-açık tüm şirklerden, kendi adıma, soyum ve
zürriyetim adına (eşimin, soyunun ve zürriyetinin adına), aynı soydan gelen kardeşlerim adına,
Hz. Âdem’den (aleyhiselam) kıyamete kadar geçmiş, gelmiş, gelecek tüm Ümmet-i Muhammed (sallallahu
aleyhi vesellem) adına, aynı hata ve günahları işleyenler adına, musibet ve belâlarda söylediğimiz tüm isyan ve
şirk sözlerimiz sayısınca,
Yâ men hüve leyse bi-zallâmin li’l-abid (ey kullarına hiçbir şekilde zulmedici olmayan),
Yâ muğniye’l-bâisi’l-fakir (ey şiddetli sıkıntıya düşmüş fakirleri zenginleştiren),
Yâ dâfia’l-beliyyât (ey belaları kaldıran),
Yâ kâşife’l-belâ (ey belâları defeden),
Yâ şerife’l-cezâ (ey mükâfatı şereflİ olan),
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Ğaffâr, Yâ Settâr, Yâ Tevvâb.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Adl, Yâ Hakem, Yâ Azîm.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Mütekebbir, Yâ Bâtın, Yâ Alîm.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Vâsî’, Yâ Şâfî.
Birahmetike Yâ Erhame’r-râhimîn.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl-i seyyidinâ Muhammed.
|