Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Rızık ve kısmet kapalılığı tevbe ve duası
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 13.11.21, 12:00
Resul aksoy - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Resul aksoy Resul aksoy isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 01.11.21
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 386
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Rızık ve kısmet kapalılığı tevbe ve duası

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl-i seyyidinâ Muhammed.
Ey Arş-ı Âlâ’ya Azamet ve Kibriya’sı ile taht kuran Allah’ım!
Ey varlığı ile bizleri yokluktan varlığa erdiren, varoluştaki sonsuz haz ve zevki gönüllerimize duyuran Yâ Bedî’!
Bize bahşettiğin isteme duygusu ve istenilenleri vereceğin inancı ile rahmetine sığınıyor, dergah-ı ilâhinin
kapısında ellerimizi açıp, hallerimizi sana arz ediyoruz.
Sen ki işitenlerin en hayırlısısın Yâ Semî’.
Hiçbir şekilde dualarımıza icabet etme mecburiyetin yokken “Deki: Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne
ehemmiyetiniz var”(29) hitabınla dualarımız ile bize kıymet verensin. Dua ve dileklerimizi hayırla kabul buyur,
kabulünü vicdanlarımıza duyur, kalplerimizi iman ve itminan ile doyur Yâ Mucîb!
Yâ Rabbi! Ömür sermayesini tüketirken hayat yolunda beni kendi idrak ve ihsaslarıma bırakma! Nefsimi
cismaniyetin arzusundan, aklımı inhiraftan, dilimi sürçmelerden, gönlümü heva ve heveslerin öldürücü
oklarından sıyanet eyle.
İlimde kibir ve gururdan, amelde riya ve gafletten, yolunda yürüyor görünüp senden uzak kalmaktan, kurbette
firkat yaşamaktan, rızanı anar iken gazabına düçar olmaktan, haybet vadilerini kazanç yolu sanıp ömrü ziyan
etmekten sana sığınırım, Senden ayrı düşüp, dönüp sana gelenleri kapından kovmayacağını bilirim. Derbeder duygular, ahenksiz
davranışlar, boz bulanık hayaller, sarsılmış ümitler arasında, küllîyet kesbeden niyaz edalı bir soluk ile
darmadağın bir ben getirdim sana. Tüm hata ve kusurlarım ile kapında kabule karin bir dua ile el açmama,
nasuh bir tevbe ile yeniden insan olmama müsaade buyur. Ruhumda açılan menfezleri onar, kalbimin sana olan
arzularını doyur. Nefis, şeytan ve hevam; imansızlığı, cehlimi ve dermansızlığımı fırsat bildi. Beni hilm-ü silminle
güçlendir Yâ Rab!
Amansız yollarda günaha meyyal serkeş nefsim sana olan kusurda biri bin etti. Ayaktan başa, doğumumdan bu
yaşa, büyük küçük hatalardan, gizli-açık günahlardan, emrine muhalif isyan kokan fil ve söylemlerimden ben
sana af ve mağfiretinin genişliğince tevbe ediyorum rahmeti gazabına galebe çalan Yâ Rahman!
Lisanımı isyan ve küfürden, lânet ve bedduadan, ah ve intizardan, yalan, iftira ve gıybetten, sevmediğin, hoşnut
olmadığın tüm kirli kelâmdan temizle, her hal ve tavrımızı rıza-i istikametinde daim eyle. Af nağmelerini
ruhumuzdan kesip, bizi inkisara itme Yâ Rab!
“Doğrusu, güldüren ve ağlatan O’dur”(30). Ey zikri Kur’an-ı Kerim ile alemi güldüren, affıyla Adem’i güldüren,
sevgisiyle Habib-i Ahmed’i güldüren, lütfuyla ervah, eşbah, eslafı güldüren, kötü giden hallerimizi makus kıl
(tersine çevir) ve bizi de güldürdüklerinin hürmetine ağlatma Yâ Rab!
“Elest-ü bi’Rabbiküm - Ben sizin rabbiniz değil miyim?” hitabına muhatap “Belâ! - Evet sen bizim Rabbimizsin!”
ahdimize mukabil göçerken bezm-i elestden dünyaya, yol oldu ana rahmi denen karanlık. Göçerken dünyadan
âlem-i berzaha yol olacak kabir denen karanlık.
Bir söz!.. Bir ahid!.. Beklenen sadece ahde vefa!..
Mü’min olana hatırlattın sen her gün her vakit günde 40 defa!.. “Ey Rabbimiz!.
Yalnız sana ibadet ve itaatle kulluk eder, her hal ve ihtiyacımızda ancak senden medet umar, yardım dileriz”(31)
Bir ayet!.. Bir taahhüt!..“Lâ ilâhe illallah” ile başlayan “iyyâ kena’büdü” ile yürürlüğe giren,
Bir itaat!.. Bir taat!..
Yaratılmış ve yaratılacak olan her zerrenin yegâne efendisi olan ey Rabbim!.
Lütfunla beni besleyip büyüten, ilminle bana öğretip beni terbiye edensin. Ayaktan başa, doğumumdan bu
yaşa, varlığımı devam ettirensin. İradem iradene ram, kırılmaz tek otoritesin. Hayata dair hükmü asl olan,
hakimiyeti kayıtsız şartsız elinde tutan tek kudretsin.
İsminin tecelli ettiği her zerre sayısınca ben sana binler kere binler Tevbe Ettim Estağfirullah Yâ Rab!
“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu esfeli safiline indirdik”(32) ayetinin hükmünce
dilimiz, ağzımız, gözümüz, kulağımız, elimiz, ayağımız, kalbimiz, ruhumuz yaratılış gayesinden fersah fersah
uzaklaştı. Uzanırken eller yasak meyveye, isyan ile yükseldi bed sözler Mevla’ya, aradıkça kusuru göz, değdi
kulağa haram söz. Çaldıkça eller, ibadetten geri kaldı ayaklar.
Bomboş bir sîne ve tutarsız düşünceler ile sana kulluktan bir hayli geri kaldık. Suçlarken zamanı kusur elbisesini
el-Kayyum olan sana biçtik, lânetler yağdırırken şartlara “Başınıza her ne musibet gelirse kendi ellerinizle
yaptıklarınız yüzündendir”(33) ayetin ile zikrini hükmünü inkâr ettik. Yoğu var, uzağı yakın kılan, duaları kabul
eden, ızdırabı dindiren, ihtiyacı gideren, kırılanı onaran, devrileni kaldıran, senden ayrı kalan ruhumuzu
yuvarlandığı çukurdan çıkart ve bizi aziz eyle. Varlığımızı varlığının ziyası ile nurlandır, sensizliğin zulmânî
karanlığından halas eyle.
Dibe vurmuş varlığımızın yeniden inşası için ruhlarımıza “ahsen-i takvim”in sırrını fısılda..
Allah’ım! Sana dayanmaktan, hazinenden nasîbime düşen için çalışmaya sarılmaktan, hikmetine ram olmaktan
gayrı çıkar yol bulabilirim. “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık”(34) diye buyururken ayetinde,
gören göz, düşünen kalp, akleden akıl ile bilirim ki kısmeti ne kitaplar ne cümleler değil, kişinin kendi çabası
belirler. Bedenim dahi senin mülkünden bana nasip olan bir hazine iken, irade-i cüz’iyem ile hayır ve şerrin
çabalarımın neticesi olduğundan bî-haber, girdiğim tüm isyan günahımdan ben sana kudret ve azametinin
şanınca, af ve mağfiretinin genişliğince binler kere binler tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Ğaffar.
İste ey kulum diyen sen iken, biz kulların senden istemekten dahi âcizken, câhilâne ve gâfilâne kendi kusurumuz
ile kusursuzluğuna isyan ederken, kusurumuzla istediğimiz her kusurdan sana sığınırız Yâ Rab!
Gözümü haramdan sakındım, lakin gönlümü hayalden alamadım. Gönlüme çöreklenen hayaller ile meşgul
olmaktan, sana olan ibadet ve taatimde feyizden geri kaldım. Kısmetim kapandı, rızkım kesildi, açılsın diye
medyum ve hocaları, büyü ve muska yaptırmak için, kapı kapı dolaşarak, yığım yığım o kapılara yığılarak,
muhtaç olandan muhtaciyetimi gidersin diye medet umarak, kendime kendimden daha yakın olan Senden yüz
çevirmekten, çevrilen yüzler sayısınca, o yüzleri çeviren şeytanlar sayısınca, yüzlerin dönmesine vesile olan
sesler ve vesveseler sayısınca, yüzlerin döndüğü kapılar sayısınca, bütün yapılan büyüler ve muskalar adedince,
ben, sana, binler kere binler tevbe ettim.
Estağfirullah Yâ Ğaffar.
Hayatımda sana yakın olmak adına, dualarımın kabule karin kılınması için neyi sana vesile amaçlı istimal etmem
gerekiyor ise onların hürmetine, bu uğurda gayr-ı rızanı kazanacak yollara tevessül etmekten koru beni Yâ
Hafîz!. Ki sen koruyanların en hayırlısısın.
“Güçlükle beraber elbette bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine teşebbüs et ve hâcetini yalnız
Rabbinden iste!”(35) ayetinin hakkı gereğince, duamın vücuda gelmesi için üzerime düşeni yaparak tevekkül
ile beklemek yerine “nasîbimde vardır varsa gelir beni bulur” diyerek miskin ve tembel bir bekleyiş ile ayetine,
hikmetine ve adaletine ters hareket ederek hâşâ ve kellâ! Seni hizmetime hadim görmekten tevbe ettim.
Estağfirullah Yâ Ğaffar.
Verdiklerin vereceklerine teminat iken, rahmetin istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek genişlikte
iken, “kaderimde kısmetsizlik, nasîbsizlik var” diyerek, “rızkım dar” diyerek hâşâ ve kellâ; ‘’Kadere ’’,
“Rest çektim kadere”, “Kader beni bu hale getirdi’’, “Kaderimde !”, “Kadersizim”, “Nasîpsizim!”, “Rızıksızım!”,
“İsyanım var benim kadere ne güldürdü ne öldürdü”, “Batsın bu dünya!”, “Benim de mutlu olmaya hakkım
mu?”, “Ben insan değil miyim?”, gibi isyan ve küfür sözlerimden, tüm bu isyan sözlerimle dünyaya gelmemi
arzulayan iraden ve arzunu saymaktan, çareyi sende değil yarattıklarında aramaktan, kendi kusurumu
kusursuzluğunda görmezden gelip seni kusurlu görerek rızık ve nasîbime tecelli ettiğin er-Rezzâk ismine isyan
ederek şirk koşmaktan, yapılan isyanlar sayısınca, isyan edilen günler sayısınca, isyan ettiren şeytanlar
sayısınca, ben, sana, binler kere binler tevbe ettim.
Estağfirullah Yâ Rezzâk. Tevbe ettim.
Estağfirullah Yâ Murîd. Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Ğaffâr.
Yâ Fettâh! Hangi kapı senin iznin olmadan açılabilir? Hangi engel emrin ve iraden olmadan kalkabilir? Bütün
kapalı kapıların anahtarı Senin elinde olduğu gibi, tüm kilitli yürekler de ilâhi esintinle açılarak huzura erer.
Daralan, hiçliğe yol alan rızkımın, kapanan kısmetimin açılması için, dergâhına gelen ve senden yardım dileyen
bu âciz kuluna merhamet et. Kalbimde yer alan yakıcı duyguların mâsumiyeti hatırına sana arz ediyorum ve
senden bu mâsum duyguları helâli ile buluşturman ve rızık kapımı bereketi ile daim kılman için duamı kabul
buyurmanı niyaz ediyorum. İsminin tecelli ettiği her zerre sayısınca, ben sana binler kere binler tevbe ettim.
Estağfirullah Yâ Fettâh.
Yâ Rahmân! Rahmetinin celbini duama vesile kılarak senden rızkımı bol, kısmetimi açık etmeni niyaz ederken
yüreğime de aşk ve muhabbetinle nazar etmeni istirham ediyorum. Bilirim ki senin iznin olmadan ne bir kalp
sever ne de sevene muhalefet eder. Kişinin kalbi ile benliği arasına set çeken, filizlensin diye aklına sevgi
tohumları ekensin. İsminin tecelli ettiği her zerre sayısınca, ben, sana, binler kere binler tevbe ettim.
Estağfirullah Yâ Rahmân.
Yâ Kuddûs! Temizlik ve nezâfeti bir tohum cihetinde yüreklerimize ve kâinatın yüreğine ekensin. Kâinatı bu
tohum sayesinde tertemiz tutan kutsiyetin hatırına, her zerreye bahşettiğin sonsuz lütuflar hakkı için, kalbi
duygularıma hikmetinle cevap ver, rızkımı ve kısmetimi en güzel şekilde aç ve bereketlendir. İsminin tecelli
ettiği her zerre sayısınca, ben, sana, binler kere binler tevbe ettim.
Estağfirullah Yâ Kuddûs.
Azımı çok, yoğumu var kılan, hiçbir karşılık beklemeden kullarına bahşeden Yâ Vehhâb!
Bahar mevsiminde feyiz ve bereketinle taşa, toprağa, ağaca, çiçeğe genişlik verirken, tecellin ile tüm gözlere
nur, kapalı gönüllere de sürur eylersin. İsminin tecelli ettiği her zerre sayısınca, ben, sana, binler kere binler
tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Vehhâb. Yâ Vedûd! Varlığın, aşkın ve sevdanın yaratıcısı olduğu kadar gönüllerde yaşatan da yine sensin. İnsanların
kalbine hükmederek onları istediğin sevdaya götüren, istediğin sevdadan döndürensin. Nitekim “Kalpleri
birbirine ısındıran ancak Allah’tır”(36) ayetinin hikmeti gereğince ne olur, bana sevdasından dönmeyecek, kalbi
kalbim, kalbim kalbi olan, sana has kul, habibine lâyık ümmet olmaya istidadı olan, her iki cihanda rızana sebep,
cennetime anahtar, yüreğime eş iman dolu koca bir yürek bağışla. İsminin tecelli ettiği her zerre sayısınca, ben,
sana, binler kere binler tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Vedûd.
Güzelliğin, güzelliği ile hayat bulduğu Yâ Musavvir!
Güzeli ve güzelliği, güzelliğin ile yaratan kudretin, gözlerimize fer ve neşe, yüreklerimize merhamet ve sevgi
pırıltıları saçar. Allah’ım, dara düşen her kul, senin sonsuz rahmet ve kereminden nasîblenmeye, gözüne ve
gönlüne güzellik katmaya çalışır. Ne olur, benim arayışıma da cevap vererek, beni muradıma kavuştur. İsminin
tecelli ettiği her zerre sayısınca, ben, sana, binler kere binler tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Musavvir.
Her şeyi birbirine uygun yaratan Yâ Bâri!
Hikmetinin ve kudretinin sınırsızlığı, kâinatın her tarafına hikmetli nakışlar serpilmesine vesile olduğu gibi, bu
nakışların her zerresi gözlerimizi varlığının sonsuz güzelliğine şahit kılmakta. Varlığının sonsuz güzelliği hatırına
bana ve iç dünyama uyumlu hayırlı bir nasîb bağışla. İsminin tecelli ettiği her zerre sayısınca, ben, sana, binler
kere binler tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Bâri. Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd!
“İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır”(37)diyen Sen iken, va’dinden asla
ve kat’a dönmeyeceğini bilirken, âciz kulun göndereceğin her hayra muhtaç iken, Senden gayrı her varlık ben
kadar âcizken, kadın ve erkek iki zıt varlığı ilm-i kudretinle aynı çatı altında bir kılmaya kudreti yeten Yâ Câmi!
Katında sana yakın olup rahmetinle muamele ettiğinin gönlüne rahmet kıl beni. İsminin tecelli ettiği her zerre
sayısınca, ben, sana, binler kere binler tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Câmi..
Dilediği herşeyi yapmaya gücü yeten Yâ Muktedir!
“Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır”(38). Senden gelen her söz bana iz, düştüm kelâmın peşine
Yâ Rab! muradını muradım kıl, muradın ile beni huzurunda saf saf diz. İsminin tecelli ettiği her zerre sayısınca,
ben, sana, binler kere binler tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Muktedir.
Yâ Azîm! Senin izzetine ve celâline, azametine ve kudretine iltica ederek, senin yüceliğine ve büyüklüğüne
sığınarak, bütün mahlûkata güç ve takat gönderen merhametine ve şefk atine sığınarak, senden duamın
kabulünü niyaz ediyorum. İsminin tecelli ettiği her zerre sayısınca, ben, sana, binler kere binler tevbe ettim.
Estağfirullah Yâ Azîm.
Hâ, Mîm, Ayn, Sîn, Kâf!
**********************************
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var
etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette
ibretler vardır”(39). Bilirim ki bende tecelli ettiğin ölçüde, nazarında bir o kadarım. Sen ki şu nizam dairesinde,
hikmet ve adaletinin gereğince kullarına, kullarının niyet ve samimiyetince muamele edensin. Ayetinin
üzerimdeki tecellisine engel tüm günahlarımın affı için bana yol göster. Tecelline ruhsatı kaldırabilmem için
fırsat yarat. Evvel âhir kula takdiratın kulunun sana olan sınırınca, fazlası cömertliğinin ihsanınca. Benlik
deryamızda nefsî planlar ile gezinirken biz, rahmetinin celbine mukabil cereyan eden cömertliğin, günah ile
sınırlı hayatımıza bile her dem nüfûz etmekte. Sen ki sultan ben ki huzurunda dilenci, kelâmım olsun
yaratılışıma vesile rahmetinden bir paye nasîbime düşsün dilerim..
“Kulum bana yürüyerek gelirse ben koşarak giderim” kutsî hadisinin va’di gereğince açtığım eller, döktüğüm
diller, yaptığım tevbeler ile sana sürüne sürüne gelmekteyim. Va’dinin tecellisine aç olan bu kulunu kudretin
ve azametince, şanın ve şerefince doyur Yâ Rabbi! Affına talibim, mağfiretinin genişliğince mağfiret et Yâ Rabbi!
(Âmin. Âmin. Âmin. Yâ Muîn, Yâ ze’l-celâli ve’l-ikram)
“Allah Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki : Ben, kulumun benim hakkımda yaptığı zanna göreyim. O, beni zikretti mi
onunla beraberim. Eğer o beni nefsinde zikrederse ben de onu nefsimde zikrederim. Eğer o beni bir cemaat
içinde zikrederse, ben de onu onunkinden daha hayırlı bir cemaat içerisinde zikrederim. O bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zirâ yaklaşırım, o bana bir zirâ yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek
gelirse ben ona Koşarak giderim.”

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147