Sorularla Hipnoz Tedavisi (Hipnoterapi)
Soru: Hipnoz nedir?
Cevap:Hipnoz,çevrenin bilincinde olmanın ve kritik kontekstüel değerlendirmenin nispi olarak askıya alınmasıyla birlikte ortaya çıkan, uyarılmış bir fokal konsantrasyonun söz konusu olduğu, kontrollu ve belirli bir yapıya sahip bir disosiasyon olarak kabul edilebilir. Hipnotik trans , ne uyku ne de uyanıklıktır.Bu durumdaki kişi bilinç kaybı olmadan farklı bir bilinçlililk boyutuna geçmiştir.(20,25,40,56,74,84).
Soru: Hipnoz yardımı ile hangi hastalıklar tedavi edilebiliyor?
Cevap:Hipnozun tedavi alanında kullanımına "hipnoterapi" denmektedir.Belli bir eğitim sonunda hemen herkes hipnoz yapabilir. Hipnoterapi ise özellikle ruhsal bozukluklarda modern psikiyatrik tedavi yöntemleri (dinamik yönelimli psikoterapiler, davranış terapileri, bilişsel terapiler ve supportif terapiler, v.b.nin) hipnoz altında yapıldığı karmaşık bir yöntem olup,bu yönde eğitim görmemiş bir kişinin bunu yapması,hatta yapmaya yeltenmesi bir inşaat işçisinin uzay mekiğindeki bir arızayı gidermeye çalışması kadar saçmadır. Yukarıda geçen modern psikiyatrik terapi yöntemleri hipnoz altında veya hipnoz içinde iken uygulandığında inanılmayacak kadar kısa zamanda ve inanılmayacak kadar etkin olabilmektedir. Üstelik, örneğin; uçaktan korkan birisinin bu korkusunu yenmek için tedricen,alıştıra alıştıra duyarsızlaştırma (sistemik desensitizasyon)veya korktuğu şeyle karşı karşıya getirme (exposure) gibi davranış terapilerinden birini yapacağımızı düşünürsek, uçaktan korkan hastanın bizzat havaalanına götürülerek , günlerce alıştıra alıştıra uçakla karşı karşıya getirmemiz gerekmektedir. Bu kadar masraflı ve uygulanması güç bir terapi, hipnotize olmuş kişinin iyice gevşetildikten sonra, hiçbir sıkıntı duymadan hayalen havaalanına gitmesi,uçağa binmesi ve uçması ile korktuğu şeylerin olmadığını da görerek çoğunlukla birkaç seansta bu korkusunu yenmesi , ancak hipnoterapiye çok küçük bir örnek olabilir.
Soru : Kimlere Hipnoterapi Yapılabilir?
Cevap: Hipnoz fenomeni, danışan (hasta) ile hipnozitor arasındaki karşılıklı ilişkinin kuvvetli oluşuna bağlıdır.Danışan kendisini rahatça serbest bırakabilir ve kendini emniyet içinde hissederse,hipnotizör-denek ilişkisi tamdır.Yapılan araştırmalarda insanların 85-95'inin hipnotize olabildikleri anlaşılmıştır.En iyi hipnotize olabilenler zeki ve aydın insanlar, dikkatini iyi toplayabilenlerdir.Sonuç olarak : Hemen hemen her istekli kişi hipnotize olabilmektedir.
Soru : Hipnotize edilemeyenler kimlerdir ?
Cevap : Geriye kalan %5-15'lik nüfustan hipnotizörle kooperasyon (ilişki) kurmasına engel zeka geriliği olanlar, sağır-dilsizler, ağır akıl hastalığı olanlar ve dikkatini toplayamayanlar ve bunama hastalıklarına sahip olanlar hipnotize edilmemektedir
Soru : Hipnozun yan etkileri var mıdır? Veya hipnoz yapılmaması gereken insanlar var mıdır ?
Cevap : Hipnozun bilinen bir yan etkisi yoktur, ancak yine de hipnoz yapılacak hastanın ehil ve deneyimli kişilerce seçildikten sonra hipnoterapiye alınması gerekir.Çok az sayıdaki insana hipnoz yapılmaması gerekir. Bu yüzden hipnoz psikiyatrsitlerce yapılmalıdır. Veya hipnoterapi yapılacak kişinin psikiyatri uzmanınca görülüp, değerlendirilip, konsultasyonu sonucunda hipnoterapiye engel bir ruhsal bozukluğu olmadığı anlaşıldıktan sonra hipnoterapiye alınmalıdır
Soru : Hipnozun akupunktürle ilgisi varmıdır? Akupunktüre üstünlükleri var mıdır?
Cevap : Akupunktur de belli hastalıklarda etkili ve değerli bir tedavi yöntemidir.Ancak akupunktür ve hipnozun etki mekanizmaları birbirinden çok farklıdır. Akupunktürün refleksonojenik yönden ve bazı nörotransmitterler (serotonin, asetilkolin, endorfinler, enkafalinler vb.)'ın salınmalarını değiştirerek etkili olduğu bugün ispatlanmıştır. Hatta akupunktürle tedavi sırasında telkinin (bir nevi hipnozun) araya girip girmediği dahi tartışılmıştır. Bunun için bir morfin antagonisti (etkileri yokedici) olan naloxon kullanılmıştır.Akupunktürün iç morfin (endojen morfin=endorfin)leri artırarak ağrı hissini ortadan kaldırdığı bilindiğinden, akupunktür anestezisi yapılan hastaya naloxon enjeksiyonu,ağrı hissinin yeniden doğmasına yol açarken, hipnozla anesteziye edilen kişilere yapılan naloxon hipnozun sağladığı anesteziyi etkilememiş olması ile bu görüş daha da desteklenmiştir. Ayrıca hipnozda vücuda herhangi bir cisim batırılmadığı gibi, herhangi bir elektrik akımı vb.gibi şeyler verilmemektedir.Yani akupunktür tedavisi için, akupunktür yapılacak kişinin akupunktür ekipmanlarının (alet-edevat) bulunduğu bir yere gitmesi gerekir.Hipnoz da ise, yer ve zaman söz konusu değildir.Hipnoz ve hipnoterapi her zaman ve her yerde gerçekleştirilebilir.Hipnoterapi seansları sırasında öğretilen otohipnoz (kendi kendine hipnoz) ile hastalar tedavilerine kendileri evlerinde devam etmektedirler.Hastalar uzak mesafelerde olsalar bile telefon aracılığı ile hipnoterapinin yapılabilir olması; akupunktür de dahil olmak üzere başka hiçbir tedavi yönteminde bulunmayan, hipnoterapinin en çarpıcı üstünlüğüdür
Soru:Hipnozla bir insanın geriye götürülerek bundan önceki hayatları olduğu iddia ediliyor. Diğer birdeyişle "reenkarnasyon =ruhun beden değiştirmesi" gibi bir inanç sistemine taraftar toplanmaya çalışılıyor. Bu durum da insanlarıı hipnoz hakkında yanlış düşüncelere itiyor.Bu konularda neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Her şey iyiye de kullanılabilir, kötüye de. Örneğin ; ateşi hayatımızdan silip atmamız mümkün değildir.Adeta onsuz medeniyet olamaz. Ancak bir kibritle yıllarca üzerinde yüzlerce kişinin çalışıp emek verdiği bir eseri, örneğin bir sarayı, ormanı v.b. yok etmek mümkündür. Ateş(enerji)'i kötüye kullanılabilir diye nasıl hayatımızdan silip atamıyorsak, bahsettiğiniz şekilde bazı grupların hipnozu kötüye kullanmaları hipnozun özellikle tedavide kullanılmasına engel değildir. Zaten Amerikan ve İngiliz Tıp Birlikleri hipnozu tedavi gayesi ile kullanma dışında bu çeşit kullanılmasına izin vermemişlerdir. Bu nedenle hipnozun bir inanışı,bir dini, bir felsefeyi yaymak için kullanılması onun kötüye kullanılması demektir ki, bu durumu onaylamak mümkün değildir.
ALINTI
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|