HİPNOZ: Değiştirilmiş Bir Durum Mu?
Bir süre için tartışmalar, hipnotik transın gerçekten de değiştirilmiş bir bilinç durumu olup olmadığı sorusu üzerinde odaklaşmıştır. Hipnozun bir DBD (değişik bilinç durumları) olduğu düşüncesine karşı çıkanlar, hipnozun hayal kurma gibi diğer normal bilişsel süreçleri de içeren özel bir durum olduğunu ileri sürmektedirler. Hipnoz karşıtları bu tartışmayı desteklemek için hipnozun, bir hipnotik transı normal dinleme durumundan ayırt etmemizi sağlayan kan basıncı, kalp atış hızı, beyin dalgaları ya da diğer yaşamsal göstergelerle ölçülebilen hiçbir etki yaratmadığına işaret etmektedirler. Bir taraftan, hipnoz denekleri daha büyük bir telkin edilebilirliğe sahipken, hipnoza karşı olanlar, otorite konumundaki bir kişinin emirleri altında olan hipnotize edilmemiş insanların da, hemen hemen hipnotize edilmiş deneklere benzer şekilde hareket ettiklerini belirtmektedirler.
Bu durumda hipnoz yaşantısı, hipnozun değişik bilinç durumlarından birisi olarak nitelendirilmesi için yeterli midir? Bir araştırmada hipnotize edilmiş kişilerin başarılarını hipnoz altında olmayan kişilerden daha farklı olarak algıladıkları gösterilmiştir: Hipnotize edilmiş denekler kendilerini sanki kendileri değilmişler gibi dışarıdan içeriye bakarken görmektedirler. Bir örnek olarak, işten eve arabanızla dönerken bilinçli olarak akşam yemeğini planlıyor olabilirisiniz. Bu mantığa göre, hipnotize edilmiş bir denek, sadece bilincin belirli yönlerini beklemeye alırken, dikkatini başka yerde odaklaştırıyor olabilir, ve eğer böyleyse, bu durumda hipnoz, bölünmüş bilincin diğer durumlarda normal olan bir türünün, sadece aşırı bir şekli olabilir.
“Hipnotik transın” ayrı ve tanımlanabilir bir bilinç durumu mu oluşturduğu yoksa “hipnotik” davranışın sadece telkin edilebilirlikle mi açıklanabileceği hakkında psikologlar arasında bir görüş birliği yoktur.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|