Zikir ve zikir hali
Zikir Hali
“Zikir” kelimesi Arapça kökenlidir ve Türkçe’ye “hatırlamak, anmak, ismini söylemek” şeklinde çevrilir. “Hatırlamak” da yine Arapça “hatır” kelimesinden türetilmiştir. “Hatır”, Arap dilinde “düşünce, bellek, akıl, anımsamak” anlamlarına gelir. Bütün bu birbiriyle yakın anlam taşıyan kelimelerden anlaşılacağı üzere zikrin Türkçe’deki karşılığı, anmak, hatırlamak, hatırdan çıkarmamaktır. Zikir bir hali anlatır. Bir an içinde Allah ya aklımızdadır ya da değildir. Aklımızda olduğu zamanlara zikir hali, aklımızda olmadığı zamanlara gaflet hali denir. Allah’ı hatırlayınca zikretmiş, sürekli aklımızda tutunca daimi zikir haline erişmiş oluruz.
Günümüzde ise zikir deyince doğrudan Allah isim-i şerifini veya O’nun esmasından birini söylemek akla gelir. Evet, bu zikirdir. Fakat âyet ve hadislerde ulaşmamız istenen “zikir hali” kulun Rabb’ini hiç unutmaması, yaptığı her işte, her halde O’nu hesaba katmasıdır. Tasavvuf yolunun büyükleri de verilen zikir derslerinin asıl gayesinin bu hale ulaşmak, yani kalbi daima sahibiyle irtibatlı tutup gafletten kurtulmak olduğunu belirtmişlerdir.
__________________
Ne senle yaşanıyor
Ne de sensiz oluyor
Şu garip bomboş dünyada..
|