Şehitlerin cesetlerinin çürümemesi
İlim Adamları Söylediler ki; Kur’an-ı Kerîm’in Açık Olarak İfâde Ettiği Gibi, Şehidler Hayatta Olup Rabblerinin Nezdinde Rızıklandırıldıklarından Dolayı Toprak Onların Vücûdlarını Yiyip Çürütemez.
Sahîh Hadîste Buyurulmuştur ki; Ensârdan Amr b. el-Cemûh ile Abdullah b. Amr Adındaki Zâtlar Uhud Harbi Gününde Şehid Olmuşlar ve Bunlar Tek Bir Kabir İçerisine Defnedilmişler idi. Sonra Yağmur Suları Toprağı Alıp Götürerek Kabirlerinin İçerisindeki Vücûdlarını Açınca Halk Onların Cesedlerini Başka Yere Nâkletmek İçin Üzerlerindeki Toprağı Kazdıklarında Bu İki Zâtın Vücûdunu Sanki Dün Ölmüşler Gibi Bozulmamış Bir Vâziyette Buldular. Onlardan Biri Yaralanarak Elini Yarasının Üzerine Koymuş ve O Vâziyette Gömülmüştü. Bu Sefer Halk Onun Elini Yaranın Üzerinden Kaldırdılar Fakât Eskiden Olduğu Gibi Elini Tekrar Yaranın Üzerine Döndüğünü Sabit Olmuştur.
Bu Hâdise Uhud Harbinden Kırk Altı Yıl Sonra Cereyân Etmiştir.
Îmâm Kurtubî Hazretleri Der ki; Şehidlerin Çürümemeleri Hususunda Bizim Şehidlerimizle Peygamberlerinin Maiyetinde Cihad Ederek Harb Meydanlarında Ölmüş Olan Geçmiş Ümmetlerin Şehidleri Arasında Hiçbir Fark Yoktur. Bunun da Delili Tirmizî’de Sahîh Olarak Rivâyet Edilen Uhdûd Ahâlisinin Kıssasında Geçen Melikin Öldürdüğü Delikanlı, Elini Gözü ile Kulağı Arasındaki Dolun Denilen Kemik Üzerine Koymuş Olarak Gömülmüştü. O Zât, Hazreti Ömer b. el-Hattâb Radiyallâhû Anh Zamanında Kabrinden Çıkarıldı. Sahâbeler Onu, Öldürüldüğü Vakit Elini Koyduğu Gibi Elini Gözü ile Kulağı Arasındaki Dolun Denilen Yere Koymuş Vâziyette Buldular. Sahîh-i Müslim’de Rivâyet Edildiği Gibi, Uhdûd Ahâlisi Rasül-i Ekrem Sallallâhû Aleyhi ve Sellem ile Hazreti Îsâ Aleyhisselâm Arasında Fetret Günlerinde ve Necran Mıntıkasında Yaşamışlardı.
Haberleri Nâkledenler Şöyle Rivâyet Etmişlerdir; Muaviye Radiyallâhû Anh Medîne’ye Getirdiği Suyu Mezarların Arasından Akıttığı Zaman, İnsanlara Su Yolundaki Ölülerini Başka Yere Nâkletmelerini Emretmişti. Bu Nâkil İşi Uhdûd Harbinden Elli Sene Kadar Sonra Hazreti Muaviye’nin Hâlîfeliği Zamanında Olmuştu. Bu Nâkil Esnâsında Halk Ölülerini Eski Hâlleri Üzerinde Taptaze Bir Vâziyette Bulmuşlardı. Hattâ Ahâli, Abdülmuttalib’in Oğlu Hazreti Hamza’nın Mübârek Ayağına Kürek İsâbet Ederek Ayağından Kan Aktığını Bile Görmüşlerdi ve Yine Câbir b. Abdullah da, Babası Abdullah’ı Kabrinden Çıkardı. Abdullah Sanki Dün Gömülmüş Gibi Ter-ü Taze idi. Şehidlerin Hayatları Anlatıldığından Daha da Meşhûrdur.
Medîne Halkının Hepsi Şöyle Rivâyet Etmişlerdir; Abdülmelik b. Mervan’ın Hâlîfeliği ve Ömer b. Abdülaziz’in Medîne Vâliliği Zamanında Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem’in Kabr-i Şerifinin Duvarı Yıkılınca, Bir Ayak Ortaya Çıktı. Halk Bunun, Rasülullah Aleyhisselâm’ın Ayağı Olmasından Korkup Endişe Ettiler ve Korkuları, Tâ Saîd b. Müseyyib’in Kendilerine, “Peygamberlerin Vücûdları Yeryüzünde Kırk Günden Fazla Kalmaz. Sonra Kaldırılır.” Diye Rivâyet Edinceye Kadar Devam Etti.
Müteakiben Abdullah b. Ömer el-Hattâb’ın Oğlu Sâlim Radiyallâhû Anh Geldi. Ahâli O Ayağın, Sâlim’in Dedesi Hazreti Ömer b. Hattâb’ın Ayağı Olduğunu Anladılar.
Merfû’ Olarak Rivâyet Edilen Hadîste Şöyle Buyurulmuştur; Sırf Allah Rızâsını İsteyerek ve Sevâbını Allah’tan Bekleyerek Ezân Okuyan Kimse, Kanına Bulanmış Şehid Gibidir. Ölünce de Kabrinde Kurtlanmaz.
[Feyzü’l-Kâdir, Cilt: 6/250.]
__________________
Ne senle yaşanıyor
Ne de sensiz oluyor
Şu garip bomboş dünyada..
|