Duru görü - gelecek ve geçmişi gormenin yorumu?
Geleceği görmenin bilimsel yönü
PARAPSİKOLOJİ
Parapsikoloji bir bilimdir. J.B. Rhine eşi L. Rhine tarafından 1930’lu yılların başında A.B.D. Duke Üniversitesinde parapsikoloji tanımıyla deneysel çalışmalar ve araştırmalar yapılmaya başlanmıştır.
*Bu çalışmalar temelde telepati, hipnoz, manyetizma, duru görü, duru işiti, telekinezi gibi normal üstü oluşumların** insan bedeninde nasıl meydana geldiğini araştırmak üzere doğmuştur.
*6. his gibi açıklanamayan ve fiziksel olarak ispatlanamayan bu fenomenler (bilinmezler) böylece deneylenecek, ölçümlenecek ve bilimsel olarak izah edilebilecekti. Çünkü extrasense adı verilen duyarlılıkları fazlalaşmış, normal 5 duyu ötesindeki hassasiyete sahip kişiler insanlık tarihi boyunca ilgi odağı olmuşlardır.
Parapsikoloji çalışmalarının başında* kişiler yani denekler, birbirlerinden ayrı odalara oturtularak birbirlerine telepatik mesaj göndermeye çalışmaktaydılar. Burada verici olan kişi bir imgeyi ya da işareti zihninde devamlı ve canlı tutarak diğer odadaki kişiye göndermeyi hedefliyordu. Diğer odadaki alıcı ise gönderilen mesajı almaya çalışıyordu. Bir süre sonra anlaşıldı ki iki insan arasındaki telepatik bağ çalışmalar arttıkça kuvvetlenmekte alıcı ;vericinin gönderdiği düşünceyi rahatlıkla alabilmekteydi. Daha sonraki yıllarda çalışmalar yoğunluk kazanmaya* başlayacaktı .Birbirinden değişik yetenekteki kişiler gözlem altında tutunarak yetenekleri bilimsel verilerle açıklanmaya çalışılacaktı. Parapsikoloji araştırmaları ve sonuçları bilim dünyasında hayretler uyandırıyor, halk büyük bir merakla gelişmeleri yakından takip ediyordu. Ülkemizde ise bu çalışmalar 1950 yıllarında sonra gerçekleşmeye başlayacaktı.
Parapsikoloji alanında en fazla üzerinde durulan konu kahinlik yani gelecekten haber verme konusu olmuştur. Bu konu kendi içinde 2 ayrı şekilde ele alınır.
Kehanet Akılsal Kehanet ve Sezgisel Kehanet olarak 2 alanda incelenir.
Akılsal kehanet daha çok astroloji, el çizgileri ile incelenen, yazı çizgileri ile incelenen, yüz hatlarıyla incelenen gibi niteliklerden yola çıkılarak elde edilen tahmin yürütme biçimidir.
Ama asıl kehanet sezgisel kehanettir burada kahin gelecekle ilgili görüntüler almakta ve bu görüntüleri deşifre etmektedir. Parapsikoloji de buna “durugörü” adı verilir. Duru görü de kişi aniden beynine düşen ve gözlerinin önüne gelecekten gelen görüntüleri alır. Bu neredeyse bir yıldırım hızıyla gerçekleşir ve önceden biliş hasıl olur.
*İçsel sezgiler,duru görü yeteneği ve haberci rüyalar sezgisel kehanetler grubuna girer. Aslında her insanda sezgi gücü yani 6. his vardır. Dolayısıyla medyumluk yeteneği bulunmaktadır. Fakat bu yeteneği kimin ne kadar kullanacağı ve nasıl kullanacağı bilinmemektedir.
*Parapsikolojinin en çok üzerinde durduğu duru görü yeteneği kendi içinde de 3’e ayrılmaktadır.
Duru görü yeteneği ile çok uzaktaki mekanları görebilmek kapalı olan yerlerin içine girebilmek o anda olmakta olayları bir kamera gibi izleyebilmek mümkün olabilmektedir.
1- Basit Duru Görü: Medyumun bu yeteneği ancak etrafında ki veya yakın çevresindeki kişi ve olayları izlemesine olanak tanır. Geçmiş, gelecek - zaman ve mekan hakkında ayrım yapamaz.
2 – Mekan İçindeki Duru Görü: Medyum burada bu yeteneği ile uzaktaki olayları görür yerleri tanır. Kapalı mekanların içini görür. Olaylar ve ayrıntılar hakkında bilgi verir.
3- Zaman İçinde Duru Görü: Bu yeteneği ile medyum geçmişte olmuş olayları ya da gelecekte olacak olayları algılar ve görür.Tabi ki kehanet gelecek ile ilgili görülenlerdir.
Geleceğe ait bilgilerin alınabilmesi şuur üstü bir durum olduğu düşülmektedir. Bu konuda bilim adamları sayısız deneyler yapmış ve geleceği görmenin izahını değişik bakış açılarıyla anlatmışlardır.
Bu kişiler tıpkı yetenekli bir ressamın, müzisyenin, yazarın az sayıda olması gibi nadirdirler. Herkes yazı yazabilir, kitap çıkarabilir ama okuyucusu olmaz. Hemen herkes elinde kalem önündeki kağıda bir şeyler çizebilir. Hatta güzel resim de yapabilir ancak başarılı ve ün yapmış, aranılan ressam olamaz. Herkes parayla yaşamı boyunca çok yakından ilişkidedir ve herkes zengin olmak ister ama olamaz. Bazıları ticarethane kurar ama çok azı büyük şirketlere sahip olur ve büyük bi işadamıdır. Buradan da anlaşıldığı gibi her birimiz doğarken değişik meziyetlerle doğarız. Önemli olan bu meziyetlerimizi nasıl geliştireceğimiz ve nasıl kullanacağımızdır.
Gelecek Nasıl Bilinir?
Kuran’ın bize buyurduğu En’am Suresi 59. Ayette “Gaybın anahtarları yalnızca Onun katındadır” ve** Neml suresi 65. ayette “De ki : Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler ancak
Allah bilir”* buyurulmaktadır.
Anlaşılmaktadır ki gayb konusu gizlenmiş, kapalı tutulmuştur.
Ancak meselenin özünü şu şekilde ortaya çıkartabiliriz. Tarih boyunca büyük İslam düşünürleri ve tefsircileri gaybı 2 ayrı şekilde yorumlamış ve ele almışlardır.
1. Mutlak Gayb dır. Bu gayb hiçbir şekilde hiçbir insan oğlunun, peygamberlerin, meleklerin dahi bilmediği Allah katındaki levh-i mahfuz daki gizli gayptır. Ve anahtarı hiçbir yaratılmışa verilmemiştir.
2. İzafi Gayb ise yaşadığımız zaman boyutunda biz insanların tahmin yürütmesine olanak sağlayan izafi (olabilirliği olan) gayp’tır.
Örneğin meteoroloji yağmurun yağacağını 2 gün önceden haber verebiliyor. Bu geleceği önceden bilmenin bir şeklidir. Doğacak çocuğun cinsiyetinin ne olacağını doğmadan önce bilmekteyiz. Bu da geleceği bilmenin başka bir biçimidir.
Şimdi asıl soru şudur; Geleceği görenler bunu nasıl başarabilmektedirler?
|