Empati hakkında bilgi...Empati Nasıl kurulur?
Günümüzde empati denildiğinde akla tanınmış hümanist psikolog ve danışan merkezli terapinin kurucusu Carl Rogers ve onun konuya ilişkin çalışmaları gelmektedir. Psikoterapi alanında empatik iletişim kurma becerisiyle ünlenmiş Rogers’ın adı ile empati kavramı adeta özdeşleşmiştir. Rogers’a göre empati durumu, bir kimsenin içsel referans çerçevesini doğru olarak algılamak, onun duygusal unsurlarını ve anlamlarını o kimse kendisi imiş gibi yaşamak ve bu ‘’imiş gibi’’ olma koşulunu mutlaka yerine getirmektir.
Empati sıklıkla sempati, acıma, özdeşim kurma ve karşısındaki kişiyle yer değiştirme kavramlarıyla karıştırılır. Bu kavramların birbirinin yerine kullanıldığı da olur. Sempatide bir yandaşlık söz konusudur, empatide ise karşımızdaki kişinin duygularını anlamak söz konusudur. Sempatide karşıdaki kişinin duygularını anlamış olalım olmayalım, ona hak verme durumu vardır. Wsychogrod sempatiyi ‘’ortak duygu’’ olarak tanımlamıştır. Acıma sempatinin bir şekli sayılabilir ancak burada bir yandaşlıktan çok bir ast-üst ilişkisi vardır. Birisine acıdığımızda, o kişi için üzülür ve böylece (belki de bilinçaltında) kendim daha şanslı veya üstün hissederiz. Özdeşim kurma, birey bir başka kişi (örneğin bir kılavuz, akıl danışılan) veya gruba (örneğin belli bir dinin, bir siyasi partinin ya da bir kulübün üyeleri) yaklaştığında veya yöneldiği durumlarda güçlü bir duygusal bağla sonuçlanan kişilerarası bir süreçtir. Özdeşim kumanın aşırı olduğu durumlarda, diğer kişinin grubu veya adetleri, kişinin egosunun yerine geçer. Yer değiştirme empatiyle en sık karıştırılan kavramdır. Rogers da ilk çalışmalarında empatiyi yer değiştirme şeklinde tarif etmiştir, oysa Stein, empatinin bireyin kendisini diğerinin yerindeymiş gibi düşünmesi ve hissetmesinden çok daha karmaşık bir süreç olduğunu bildirmektedir.
Bir kişinin karşısındaki bir kişiyle (özellikle de bir danışmanın danışanla) empati kurabilmesi için gerekli olan 3 temel öğe vardır:
a) Empati kuracak kişi, kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için de, empati kurmak istediği kişinin rolüne girmeli, onun yerine geçerek olaylara onun gözüyle bakmalıdır. Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati kurduğumuzda, o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı, daha sonra tekrar kendimize dönmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş sayılmayız.
b) Empati kurmuş sayılmamız için karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru anlamamız gereklidir. Karşımızdakinin yalnızca düşüncelerini ya da yalnızca duygularını anlamamız yeterli değildir. Çünkü karşımızdakinin rolüne girerek onun ne düşündüğünü anlamamız, bilişsel nitelikli bir etkinlik (bilişsel rol alma/bilişsel perspektif alma), karşımızdakinin hissettiklerinin aynısını hissetmemiz ise, duygusal nitelikli bir etkinliktir (duygusal rol alma/duygusal perspektif alma). Bilişsel rol alma, duygusal rol almanın ön şartı sayılabilir. Buna ‘’köprü kurma’’ aşaması da denilmektedir ve empati sürecinin en önemli aşamasıdır.
c) Empati kurduğumuz kişinin duygularını tam olarak anladığımızı ona ifade etmemiz gerekir. Eğer bunu yapmazsak, empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız. Zaman zaman karşımızdaki kişiye onu anladığımızı ifade etmekte yani uygun empatik tepki vermekte güçlük çekeriz. Bazen karşımızdakinin duygusunu tam olarak içimizde hissetmiş olsak bile, uygun olmayan bir yüz ifadesi ya da sözlerle bunu ona iletiriz, ya da içimizdeki duygumuzla beden dilimiz çelişir. Böyle bir durumda doğru empati kurmuş ancak bunu yeterince iletememiş oluruz. Empatik tepkide bulunmanın başlıca iki yolu vardır: Yüzümüzü- bedenimizi kullanarak karşımızdaki kişiye onu anladığımızı ifade etmek ve sözlü olarak ifade etmek. İkisini birlikte kullanmak her zaman daha etkilidir.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|