Mesela birisi “Kan abdest bozar” diyor, diğeri bozmaz diyor. Bu mezheplerden hangisi doğrudur nereden bilinebilir? Bizler hiçbir mezhebe uymadan direk Peygamberimize uysak olmaz mı? Bu meselenin hikmetini açıklayabilir misiniz?

Cevap:

Ehli sünnet, hak olan peygamberimizin emrettiği yoldur. Bu yolda kendi içinde 4'e ayrılır. Hanefi, Şafi,Maliki Hanbeli. Hepsi haktır doğrudur. Dediğiniz gibi mezheplere bağlanmadan peygamberimize tabi olsak olmaz mı demişsiniz ancak bu 4 mezhep zaten peygamberimize tabidir. Görünürdeki birinin olur dediğine diğerinin olmaz demesi vs. ayrılıklar ise rahmettir, ayrılık değil. Hele sapıklık hiç değildir. Ben hanefiyim ancak istersem maliki de olabilirim. Peygamber efendimiz(sav) zaten ayrılık ve çeşitlilik olmasını istemiştir. Bir hadisi şerifte "Ümmetimin doğru yol üzerindeki ayrılığından rahmet doğar. (Keşfü'l-Hafa,1/64)" buyurmuştur. Başka bir hadisi şerifte de "Allah size olan rahmetinden dolayı bazı şeylerin hükümlerini vermedi gizli tuttu." der. Peygamberimizin bu yüzden, yani ümmetin rahmet ve kolaylık görmesi için yer yer sahabelerine farklı hükümler verdiği de olmuştur. Bu da mezheplerin içtihadlarına etki etmiştir. Peygamberimiz bir gün, "O bir damardan çıkan kandır. O bakımdan her bir namaz için abdest al."(Tirmizi) buyurmuşken ve “kan abdest bozar diyenler bunu kendine delil yaparken, "Resulullah (as) kan aldırdı ve abdest almaksızın namaz kıldırdı. Kan aldırdığı yerleri yıkamanın ötesinde bir şey yapmadı."(Beyhaki) rivayetini Şafi mezhebi kendine delil yapmış ve “Kan abdest bozmaz” demiştir.

Peygamber efendimiz başka bir hadisinde " İçtihadda doğruyu bulan 2 sevap alır yanlışı bulan 1 sevap alır(Buhari)" buyurmuştur. O yüzden İmam Hanefi de Şafi doğru söylemiştir. İçtihada yanılan olsa da hükmü de geçerlidir. Rahmet ise şurada ortaya çıkar:

Farz edelim ki bir marangoz sürekli tahta işleriyle kesme işleriyle uğraştığı için bir yerlerinden kan gelir. Eğer peygamberimiz aksini hiç yapmamış olsaydı ve Allah ve Rasulü buyurmuş olsaydı ki: "Kan abdest bozar" bu marangoz işi çok zor olacaktı. Sürekli abdest tazelemek zorunda kalacaktı. Ama bu adam Şafi mezhebine geçerse böyle bir sorunu olmayacak. Yani Peygamber efendimizin dediği gibi "Doğru yol üzerindeki ayrılıklar ümmete rahmettir kolaylıktır". Yine bu mezhepler ayrılık değildir peygamberimizin yolundan gider ki, Peygamberimiz bir gün namaz kılarken ellerini dirseklerine bağlayarak kılmış, bir gün de karnının üzerinde bağlamış. İmam Şafi "biz dirseklerden tutmayı tercih ediyoruz demiş, İmam Hanefi biz de karında bağlamayı demiş. İkisini de peygamberimiz yapmış.

Dolayısıyla 4 mezhepte peygamberimizin yaptıklarını yapmıştır. Her insan aynı fıtratta değildir. Aynı şartlarda da değildir. Kişi kendine en kolay gelen mezhep hangisiyse onu tercih eder ve ona göre amel eder. Bu yüzden 4 mezhepte farklı hükümler vardır kim hangi mezhebi kendine uygun ve kolay görüyorsa ona göre amel eder. Farklı hükümlerde bir yanlışlık olsa dahi sorun değildir çünkü hadis vardır "İçtihadda yani Kuran ve Sünnete dayanarak hüküm vermede doğruyu tutturan iki sevap alır yanlış yapan bir sevap alır ancak hepsi doğrudur, çünkü rahmettir."

Mezheplerde keyfi taklit caiz değildir. Kolayına gelen hükmü uygulamak caiz değildir. Bir mezhebe bağlanmışsak o mezhebe göre amel edilir. Ancak zaruri durumlarda taklid yapılabilir. Mesela Hac sırasında tavaf ederken kan akan bir hanefi milyonlarca hacıyı aşıp abdest alamayacağı için şafiyi taklid eder. Ya da tavaf sırasında eşinin elinden tutmazsa kaybolacağından korkan bir şafi zaruret gereği hanefiyi taklid eder. Bizler bir mezhebe göre amel etmeye gayret göstermeliyiz. Hanefi olupta kan akınca nasıl olsa şafide bozmaz devam edelim, diyemeyiz.

Ayrıca Kuran’ı Kerim’de yer alan “Allah’ın dinini bölük bölük edenler” gibi ayetlerden kasıt bu tür ameli mezhepler değil, Şia, Harici, Vehhabilik gibi sonradan ortaya çıkmış itikadi mezheplerdir.

Faraza dört mezhebi kaldıralım. Öyle sayın. Değişen bişey yok herkes gene kendi anlayışına göre Kuran'ı yorumlayan bi Hocaefendi bulup pesinden gidecek. Hocaları da kaldıralım. Herkes Kuran'ı kendi mizacına göre anlayacak ve onunla amel edecek. Çünkü Kuran buna musait...
Sonuç itibari ile 4 mezhebi kaldırmak 1.5 milyar mezheb kurmak demektir. Onun için mezhepleri reddeden "Kuran müslümanlığı" söylemi kofti bi söylemdir. Bu sloganı seslendiren 10 hoca seçin inceleyin göreceksiniz ki her birinin farklı fetvalari, değişik görüşleri vardır. Kendi içlerinde bile birlik sağlayamamışlardır. İttifak ettikleri tek nokta ise Ehl-i Sünnet düşmanlığıdır.