Nasihate İhtiyaç
Kişi kendi eksiğini başkası kadar net göremez. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), “Din nasihattir!” buyuruyor. Kimden gelirse gelsin nasihate açık olmalıyız. En azından bize yöneltilen farklı fikirleri düşünüp değerlendirmeliyiz. Atasözü, “El elin aynasıdır” der. Nasihat almak da olgunluk ister. Ben her şeyi bilirim düşüncesindeki insanlar nasihat dinlemezler. İbn Abbas (radıyallahu anh), Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) hutbe okuyacağını duyunca kilometrelerce öteden yürüyerek gelir, minberin önüne otururdu. Onlarda bu derece nasihate karşı iştiyak vardı. Dolayısıyla işlerinde başarılı oluyorlardı. İnsan bir meclis içinde yapılan ikazları üzerine almalı, kendisine uygulamalıdır. Eğer herhangi bir sohbette bir tavır eleştiriliyorsa o kötü halin kendisinde olup olmadığını düşünmelidir. Başkalarına kulak tıkamak kibrin göstergesidir. Mümin müminde gördüğü eksikliği, usulü, üslubu dairesinde hatırlatmalıdır. Çünkü hakkı emretmek ve kötülükten sakındırmak müminin şiarıdır.
__________________
Nesimi'ye sormuşlar;
O YAR ile hoş musun?
Hoş olayım olmayayım o YAR benim
Kime Ne!
|