Kısacası arkadaşlar en etkili teknikler hepimizin ulaşabileceği yakınlıktadır ve hepimizin kullanımına açıktır! Hepimizin içinde o inanılmaz güç bulunmaktadır! Gelişmek, hayatımızın amacını bulmak için bilmemiz ve kendimize uygun teknikleri uygulamamız yeterli! Ve buna sadece kişinin kendisi karar verebilir! Kendi hayatınız konusunda en büyük uzman sizsiniz, diğerleri sadece size yardım edebilirler o kadar! Benim yaptığım da bu zaten, sadece sizlere istediğiniz sonuçlara ulaşmanızda yardımcı olmak!
2. Olumlu Zihinde Canlandırma
Zihinsel Güç İstasyonlarımızı etkileme ve güçlendirmenin ikinci yolu Olumlu Zihinde Canlandırma’dır! Olumlu Zihinde Canlandırma en güçlü etkileme ve güçlendirme tekniklerinden biridir! Görsel imajlarımız bir süre sonra gerçeğimiz haline gelirler! Arzularımızı yoğunlaştırıp, inançlarımızı derinleştirirler! İrade gücümüzü artırıp, azmimizi yükseltirler ve inanılmaz derecede güçlüdürler!
Olumlu zihinde canlandırma etkinliğini artıran dört önemli faktör vardır! Bunların her hangi birindeki artış, zihinsel görüntümüzün gerçekleşme hızını artırır!
Bu faktörlerden birincisi kesin inançla sürekli canlandırmadır! Geleceğimizle ilgili belirli bir olayı hedefi ve davranışı ne şekilde, hangi sıklıkta ve yoğunlukta canlandırdığımız düşünceler, duygular ve eylemler üzerinde güçlü bir etkisi vardır! Tarihe yön vermiş, olağanüstü şeyler başaran büyük liderler, gerçekleşmesini istedikleri sonuçları kesin bir inançla, sürekli gözlerinin önünde canlandırırlar ve başarmak istedikleri şeyler üstünde yoğun bir şekilde düşünür, yakıcı bir arzu ile zihinlerinde güçlü duygular oluşturur ve büyük bir cesaretle eyleme geçerler! Gelecekleriyle ilgili ideallerini zihinlerinde perdeye yansıtarak, aynı görüntüyü sürekli olarak, yoğun bir şekilde canlandırırlar…taaa ki her şey net ve gerçeklik halini alana kadar! Olumlu zihinde canlandırma zihnimizdeki görüntünün ne kadarını gerçekleştirmek istediğimizi bize anlatmakla kalmaz, aynı zamanda arzularımızı ve inançlarımızı güçlendirir, gücümüze güç katar!
Bu faktörlerden ikincisi canlılıktır! Canlılık, zihnimizdeki hayalin ne denli parlak ve gerçeğe yakın olduğunu gösterir! Arzu edilen bir hedefi veya ulaşılmak istenen bir sonucu sanki canlıymış gibi hayal etmekle, onların hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak arasında doğrudan bir ilişki vardır!
Hepimiz gerçekten istediğimiz şeyler üzerinde düşünmüşüzdür! Aklımıza gelen ilk düşünceler belirsiz ve donuktur! Fakat onun üzerinde sürekli olarak düşünmeye ve o konu hakkında bilgi toplamaya başlayınca, arzu ettiğimiz şeyin zihinsel görüntüsü giderek netleşmeye başlar! Sonunda gözlerimiz kapalıyken bile zihinsel görüntümüzü tüm ayrıntılarıyla görebilir ve fiziksel gerçekliğine dönüştürebiliriz! İşte bu çalışma bizi hedeflerimizin çoğuna ulaştıracak en kısa yollardan biridir!
Başarılı insanlar, istedikleri şeyin ne olduğunu iyi bilirler ve bu da zihinlerindeki görüntünün ne denli net olduğunu gösterir! Başarısız insanlar ise, istedikleri şeyin ve olmak istedikleri kişinin ne olduğundan emin değildirler! Bu nedenle, belli belirsiz zihinsel görüntüleri, onları motive etmek ve çeşitli zihinsel güçlerini kendi yararlarına kullanmak için çok donuk ve yetersiz kalır!
Olumlu Zihinde Canlandırma’da üçüncü faktör arzu ve yoğunluktur! Yoğunluk zihinsel görüntülerimizle birleştirdiğimiz duyguların miktarını gösterir! Bir şeyi şiddetle arzu ettiğimizde, amaçlarımızla ilgili heyecanlı ve istekli olduğumuzda veya hedeflerimize ulaşmakla ilgili derin bir inancımız bulunduğunda, hedeflerimize daha çabuk ulaşırız! Zihinsel görüntülere eşlik eden duygularımızın şiddetini arzu ve yoğunlukla artırmak, potansiyelimizi eyleme dönüştürmeye yönelik bir motor güç etkisi yapar! Arzu ve yoğunlukla beslenmiş güçlü bir zihinsel görüntü oluşturmadan, hiçbir büyük iş başarılamaz!
Olumlu Zihinde Canlandırma’da dördüncü ve son faktör uzun süre zihinde canlandırmadır! Arzu ettiğimiz bir şeyi ne kadar zihnimizde ne kadar uzun süreyle tutarsak, gerçekleşmesini de o denli garantilemiş oluruz! Gerçekleşmesini arzu ettiğimiz şeylerin ve durumların gerçek görüntülerine, onlar bilinçaltımız tarafından kesin emir gibi kabul edilinceye kadar devamlı olarak bakarsak, zihnimizdeki görüntü çok geçmeden gerçeğe dönüşmeye başlayacaktır!
Olumlu zihinde canlandırma etkinliğini artıran faktörleri (kesin inançla sürekli canlandırma, canlılık, arzu ve yoğunluk, uzun süre zihinde canlandırma) sahip olmak, olmak ve gelecekte yapmak istediğimiz şeyleri zihnimizde canlandırırken kullandığımızda, kendimizi müthiş bir enerjiyle yüklemiş ve bu yöne doğru olan hareketlerimizin hızını artırarak, hızına hız katmış oluruz! Olumlu zihinde canlandırma ve olumlu içsel konuşmaların kombinasyonu ile şimdiye kadar yaptıklarımızın ötesinde yer alan inanılmaz işleri başarmak için, içimizdeki “Süper Benâ€in açığa çıkmasını sağlayabiliriz! İçimizdeki “Süper Benâ€i tamamen açığa çıkardığımızda ulaşamayacağımız hiçbir hedef, başaramayacağımız hiçbir iş yoktur!
Tarihe yön vermiş tüm büyük liderler, olmak istedikleri kişinin ve ulaşmak istedikleri hedeflerinin görüntülerini zihinlerinde net ve parlak bir biçimde oluşturarak, kesin inançla sürekli canlandırarak, kendilerini hedefle bütünleşik ve canlı bir şekilde arzu ve yoğunlukla uzun bir süre zihinlerinde görüntülemiş ve bunu alışkanlık haline getirerek kendilerine ve büyük vizyonlarına güç vermişler ve inanılmaz işleri başarmışlardır! (Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk en büyük örneği)
3. Yüksek Sesle Onaylamak
Zihinsel güç istasyonlarımızı güçlendirme de üçüncü yöntem, yalnız başımıza bir aynanın önüne geçerek kendimize yaptığımız telkinleri sözel hale getirmek, diğer bir ifadeyle, yüksek sesle onaylamaktır! Aynanın önünde durarak gayet net ve duygu yüklü bir şekilde “Ben bunu yapabilirim, yapabilirim, yapabilirim!†sözcüklerini söylememiz kendimize olan güvenimizi yükseltmenin en güçlü yollarından biridir! Kesin bir inanç ve arzuyla, hem de yüksek sesle söylediğimiz her şey, kendimizi sessizce onaylamamızdan kat kat daha etkilidir!
Çevremizdeki diğer insanlara herhangi bir şeyi yapabileceğimizi veya yapamayacağımızı söylediğimiz zaman, bunu düşüncelerimiz ve bunu takip eden davranışlarımız üzerinde çok güçlü bir etkisi olur!
Gün içinde yaptığımız konuşmaların, gerçekleşmesini arzu ettiğimiz durma uygun konuşmalar olmasına dikkat edelim! Endişe ve korkularımız hakkında konuşmayı reddedelim! Söylediğimiz her şeyde olumlu ve iyimser olalım! Konuşmalarımız başarı ve neşe odaklı olduğunda, ne kadar güvenli davranışlar sergilediğimizi ve kendimizi ne kadar iyi hissettiğimizi duyumsarız!
4. Olmuş Gibi Davranmak
Zihinsel güç istasyonlarımızı güçlendirme de dördüncü yöntem, olmayı arzu ettiğimiz kişiymişiz gibi yürümemiz, konuşmamız ve davranmamızdır! Kendimiz için belirlediğimiz hedeflerimize o anda ulaşmış gibi davranalım! Herkes tarafından tanınan ve saygı duyulan biriymişiz gibi hareket edelim!
Bankada paramız varmış gibi davranalım! Bu yöntemin gücü, dönüştürülebilme yasası ile açıklanabilir! Bu yasa, kendimizi olumlu ve iyimser hissettiğimiz zamanlarda, duygularımızın bunlarla bağdaşık eylemleri ve davranışları üreteceğini söyler! Bunu tersi de doğrudur! Kendimizi iyi hissetmiyor ama istekli veya neşeli davranıyorsak, hissettiklerimizin olumsuz olmasına rağmen, bu kez de olumlu davranışlarımız olumlu duyguları üretecektir! Yani duygularımız ve davranışlarımız birbirlerine (olumlu ya da olumsuz anlamda) etki eder ve dönüştürülebilirler!
Davranışlarımızın onlarla uyumlu duygular yaratmadığı herhangi bir dönüşüm deneyimi yaşamaksızın, beş veya altı dakikadan daha fazla mutlu ve neşeli bir insan rolünü oynamamız neredeyse imkânsızdır! Bunu “Gerçeğini başaracağına kadar sahtesini yap!†şeklinde açıklamak da mümkündür! Olumlu ve istekli davrandığımızda, çok geçmeden kendimizi olumlu ve istekli hissettiğimizi görürüz!
Bu yöntemin en güçlü yanı, duygularımızı kontrol edemesek bile, eylemlerimizi kontrol etmek yolu ile dönüştürülebilme yassını da kullanarak, arzu ettiğimiz duygusal durumu elde edebilmemizdir!
Bu yöntemi kullanarak, performansı yüksek olan kişilerin zihinsel niteliklerini kendi zihnimizde de yaratabiliriz! Böylelikle, güçlü, cesaretli, güvenli, zeki ve bilgi dolu olarak yaşamamız hayat standardımızı yükseltmemiz mümkün hale gelir! Bu özelliklere zaten sahipmişiz gibi davranabildiğimizde, çok geçmeden bu niteliklerin bizde belirmeye başladığını hayretle hissederiz! Ondan sonra da diğer insanlar bizi, tıpkı hayalimizdeki insanmışız gibi kabul etmeye başlayacaklardır!
Zihinsel güç istasyonlarımızı güçlendirmede kullandığımız bu dört yöntem, kişiliğimizi tümüyle istediğimiz şekle getirebilecek dönüştürebilecek yeterliliktedir! Bu dönüşümü gerçekleştirebilmek için önce kendimizi, arzu ettiğimiz kişi gibi düşünmeye başlayalım! Sonra kendimizi, sanki bu kişiymişiz gibi her detayına kadar canlı bir şekilde zihnimizde canlandıralım! Bu durumu onaylayalım ve bunları güçlü bir şekilde, olumlu cümleler kurarak yüksek sesle söyleyelim! Bunu yaparken, sözcüklerin duyguları yarattığını ve düşünceleri kristalize ettiğini unutmayalım! Ve son olarak davranışlarımızı başarı, mutluluk, bolluk ve olumlu kişilik mesajlarımıza uygun hale getirelim! Yani tıpkı öyle davranalım!
5. Zihnimizi Beslemek
Zihinsel güç istasyonlarımızı güçlendirme de beşinci yöntem, zihnimizi, geliştiğimiz ve ilerlediğimiz yönle uyumlu olan sözcükler ve imajlarla sürekli olarak beslemektir!
Herhangi bir konu hakkında daha fazla okudukça, dinledikçe, seyrettikçe ve öğrendikçe kendimizi o alanda daha güvenli ve yeterli hissederiz! Yönetim kademesinde çalışan biriysek ve daha iyi ve daha etkin bir yöneticinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili konularda devamlı yeni bir şeyler öğreniyorsak, kendimizi her gün bir öncekinden daha da mükemmel görmemiz ve kendimize olan inancımızın da artması normal olacaktır! Satış işinde çalışan biriysek ve zihnimizi devamlı olarak kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayacak fikirler ve bilgilerle besliyorsak, performans gösterme yeteneğimizle ilgili olarak kendimizi daha olumlu görecek ve daha fazla satış yapabileceğiz demektir! Kısaca, içsel anlayışımızı geliştirdikçe, dışımızdaki sonuçları da geliştirmiş oluruz!
6. Olumlu İnsanlarla Birlikte Olmak
Zihinsel güç istasyonlarımızı güçlendirme de altıncı yöntem, doğru insanlarla beraber olmaktır! Daima kazananlarla ilişkide olalım! Tavuklarla birlikte kaşınacağımıza, kartallarla beraber uçalım! Çevremizdeki insanların bizim üzerimizde çok büyük etkileri vardır! Onların bize iyi veya kötü şekilde yapabilecekleri güçlü telkinleri hesaba katarak, zamanımızı geçireceğimiz kişileri büyük bir özenle seçelim!
Referans grubumuz, kendimizi özdeşleştirdiğimiz insanların bulunduğu gruptur! Bunlar, birlikte çalıştığımız, konuştuğumuz, yaşadığımız ve toplum içinde veya iş dışındaki aktivitelerimizde birlikte olduğumuz kişilerdir! Unutmayalım ki, tıpkı bir bukalemun gibi, yakın ilişki içinde olduğumuz kişilerin fikirlerini, davranışlarını ve tutumlarını bilinçsizce benimseriz!
Birlikte zaman geçireceğimiz kişileri seçerken, gereksiz tanışıklıklar kurmayalım! Yeni ve olumlu insanlarla karşılaşabilmek için genellikle eski grubumuzla ilgimizi kesmemiz ve özellikle olumsuz insanlardan kaçmamız gerekir! Bu tarz insanlar hayatımızdaki mutsuzluğun da ana sebebidirler!
Kötü bir ilişkiyi devam ettirmek, başarı ve mutluluk potansiyelimizi söndürmeye yeter! Bizi, çevremizdeki insanların telkininden daha fazla etkileyebilecek olan başka bir güç yoktur! Bu nedenle onları dikkatle seçelim!
7. Diğerlerine Öğretmek
Zihinsel güç istasyonlarımızı güçlendirme de yedinci yöntem, öğrendiklerimizi diğer kişilere öğretmektir! Böyle yaptığımız zaman, sonuçta biz de öğrettiğimiz şeyin kendisi oluruz! Neysek onu öğretiriz! Bir başkasına yardım etmek amacıyla öğrendiğimiz yeni bir kavramı anlatmaya ve açıklamaya başladığımızda, onu daha iyi anlar ve içselleştiririz! Gerçekte biz bir konuyu ancak başkalarına öğretecek ve onların anlamalarını sağlayacak derecede bilebiliriz!
Yeni ve olumlu bir düşünceyi ya da davranış alışkanlıklarını geliştirmek kolay değildir! Bu iş, bir dikkat ve uyanıklık gerektirir! Yeni alışkanlıklarımız üzerine güçlü bir şekilde eğilmeliyiz! Yeni davranışımız iyice kökleşene kadar, onu bozabilecek istisnalara izin vermeyelim! Arada bir ipin ucunu kaçırsak bile, bunların pişmanlığı ile uğraşmayalım ve zaman kaybetmeyelim! Bizim asıl işimiz, zihnimizi gittiğimiz yöne, etkin hedeflerimize ve olmak istediğimiz yeni insana doğru bilinçli bir biçimde odaklamaktır!
Zihnimizde bilerek ve devamlı olarak tuttuğumuz bir şeye sahip olabiliriz! Geçmişte ne şekilde olduğunu unutalım! Eskiyi terk edelim! Kendimizi şimdi nasıl gördüğümüz, kendimizle şimdi nasıl konuştuğumuz ve şimdi nasıl davrandığımız geleceğimizi yaratacak olan üç temel etkendir!
Kendimizi şimdi, olmayı dilediğimiz gibi görüyorsak, tıpkı olmayı arzu ettiğimiz kişi gibi yürüyor, konuşuyor ve davranıyorsak, düşüncelerimiz ve hedeflerimiz de çizdiğimiz bu gerçeklik şeklinde maddeleşecektir! İşte o zaman biz, düşündüğümüz şey ya da kişi halini alırız!
Âdem Altay kahuna şifa.
(Sevgiyle kalın)
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|