Sizi görmeye başlıyan siz
Asagıdaki yazı Ne biliyoruz ki? filminden tanıdıgımız Guy Finleyin son kitabı Let go dan alıntılar.(kitap Ayla Seyhunun cevirisi ile Akısa Teslim Olmak-Gun yayınevinden cıktı)
Başarılı bir insan olmakta yanlış bir şey yok. Aslında yaşamımızın amacı kazanmak. Ama her geçen gün yükselen kazanma baskısı nedeniyle giderek artan bir gerilimle günleri devirmeye başlarız. Üstelik hepimiz bu oyunda herkes kadar düş kırıklığına uğrarız.Belki de tümden kazanmanın bir yolu vardır!
Yepyeni bir yoldan kazanabilirsiniz. Nasıl mı? Sadece koyuverin gitsin! Bunu YAŞAM adını verdiğimiz şeye çok daha yakından bakarak yapabiliriz.
Gerçekten bizim olup olmadığını görmek için neyin gerçekten bize ait olduğunu bilirsek, neyi koruyup, tutmamız ve neyi koyuvermemiz gerektiğini de bilmiş oluruz.
Biz gerçekte bize ait olmayan bir yaşamı, bilinçaltında bizim yerimize geçen bir başka beni evlat edinerek, onu yaşamak için kandırılmışız.
Bu gölge içsel benlik, isteklerini bizim ihtiyacımız olan şeyler olduğu konusunda bizi ikna etmiş. Kendimize odaklanmak kendimiz sandığımız benliğimiz hakkında şüpheleri uyandırarak, unuttuğumuz o yüksek içgörü anlarımızı yeniden canlandırma amacını taşıyor. Böylece kendi benliğinizi taşımaya başlıyorsunuz.
( Sizi görmeye başlayan siz)
Başınıza pek çok olay gelebilir, ama siz o olaylar değilsiniz, başımıza gelenler değilsiniz. Siz olduğunuzu zannettiğiniz kişi değilsiniz.
Acı çekme nedenimiz, kendimizi başkası sanmak yanılgısından başka bir şey değildir. Bu kimlikleri, kim olduğumuzu asıl benliğimizi her nasılsa yaşamımızdaki olaylara bağlanmaktan kaynaklanır.
Beklenmeyen olaylar karşısında neden endişeye kapılırız? Durumların bize haber vermeden değişmesinden dolayı sarsılan endişelenen gerçekte biz değiliz. O korktuğunu hisseden, kim olduğunu sanıyorsak, o.
Ama korkmaya devam etmek zorunda değiliz. Şu andan başlayarak, sabırlı bir şekilde kendimizi incelersek, sandığımız kişi olmadığımızı keşfedeceğiz. Bu kendimiz hakkında yapabileceğimiz en heyecanlı ve rahatlatıcı buluşlardan biri olacak. Gerçek benliğimize hakim olmak. Bunun için DURUP, BAKMASINI VE DİNLEMESİNİ, öğrenmeliyiz. Kendimizi herhangi bir sorundan dolayı endişeli, korkmuş, telaşlı hissettiğimiz anlarda orada kalmayı, içsel olarak uyanık ve dikkatli olmayı ne kadar çok denersek, geçmişte bu aldatıcı karanlık duyguların bize rehberlik etmesine izin verdiğimizi kolayca fark ederiz.
Bir süreliğine bu şekilde olaylar karşısında kendimizi beklemeye alırsak ve bu süre içinde bilinçli olarak sahte benliğin eylemlerini reddetmeniz halinde doğacak olan boşluğa gerçek anlayış akar ve bize hakikatin gücünü gösterir.
Sahte benlikle olan savaşımızda onunla mücadele vererek ya da ondan kaçarak değil de, sadece ona güç yüklenerek ne kadar yanıldığımızı görecek kadar hareketsiz kalabilirsek onu yenebiliriz.
EN BÜYÜK ZEVKİ, YANLIŞ REAKSİYONLARIMIZ NETİCESİNDE ONA VERDİĞİMİZİN DIŞINDA SİZE ACI VERME GÜCÜ OLMADIĞINI ANLADIĞINIZ O GÜN TADACAKSINIZ. Kendi yaşamımıza sahip çıkmak için KENDİLİĞİNDEN düşünmeyi değil, kendimiz HAKKINDA DÜŞÜNMEYİ öğrenmek gerek. Zira düşünce kendiliğinden geldiğinde, düşünceler incelenmeden yansır ve eyleme geçer. Örneğin hayır demek için bir şeye evet demek ya da tam tersini yapmak gibi.
Bizim esas işimiz sorunlarımızı gerçekte oldukları gibi görmek ve onları oldukları yer dışında kalan her yerde bize kendilerini göstermeye çalıştıklarını anlamaktır. Bunu yapmadığımız için günlük öfke, depresyon endişelerle dolu, mutsuz duygu ve düşünce dalgaları altında kalarak bakmaya devam ediyoruz
Hep aynada kendimizi görüyoruz.
Kendini gözlem yüksek farkındalık düzeyine geçişin anahtarıdır. Bu şekilde içimizden geçen duygu ve düşüncelere karşı daha içsel bir ihtiyaçla yaklaşırız. Kendimizi böyle gözlemlediğimizde yüce doğamız, bizi kendi düşük dünyalarına çekmek isteyen sorunlu duygu ve düşüncelerin ele geçirmesine karşı korur.
Kendini gözlem, tanık olduğumuz içsel olaylara tepki vererek, onlara sürüklenmek yerine, onları anlamamıza imkan verir. Bu şekilde uyanık kaldığımızda hep doğruyu seçeriz zira hiçbir olay hakkında ve geçmişten gelen yaşanmış ne de gelecek beklentisi içinde olmayan bir bilinç seviyesinden hareket etmiş oluruz. Yani, akıllı olanı seçmekle özgür halini içimizdeki sessiz gözleri düşünmez görür.
Bu çok önemli bir nokta çünkü kendimizi gözlemlemek, kendimizi kaptırmayacağız, demektir. Kendini gözlem ile gelen yüksek farkındalık seçim alanlarımızı arttırır çünkü oyunun oldukça üstünde durarak, tüm oyuncuları görebiliriz.
Diğer yandan, kendini kaptırmak sahada oynamak gibi bir şey, tüm oyuncuları göremezsiniz, görebildikleriniz de sizi döndürür, döndürür ve sonunda ne tarafa koşacağınızı bilmez hale gelir, tıkanırsınız. Önemli nokta bu; koşmayı ve toslamayı bırakın ve görmeye başlayın.
Sahte benin sizin ne pahasına olursa olsun, sahaya indirme telaşından kaynaklanıyor. Gözlemci yerinizden kıpırdamayın. Gördüklerinizle ilgilenmeyin. Unutmayın, ışık gölgelerden asla korkmaz, içinizde korkan bir şeyler keşfedersiniz bilin ki gölgeler dünyasından geliyordur. Tek yapmanız gereken onu yeni anlayışınızın ışığına taşımak. Bırakın gerisi ile o uğraşsın.
Kendinizi bu yeni şekliyle görmek, duygu ve düşüncelerinizi gözlemlerken aynı anda, fiziksel varlığınızın da farkına varmayı beraberinde getirir. Eskiden içinize atar ve kendinizi yargılardınız ya, yeni farkındalık düzeyinde bu da askıya alındı. Daha farklı söylemek gerekirse, kendinizde gördüğünüz herhangi bir şeyi ilgiyle gözlemlemeyi kapsıyor. Kendine has psikolojik duruş içinde hiçbir çaba göstermeden tüm terslikleri bir tarafta bırakıp, oluşsalar dahi, onları kendiniz sanarak davranmadan, sadece görürsünüz.
Bir kere hissini aldınız mı, kendini gözlem, sahnede bir hokkabaz seyretmek kadar kolaylaşır. Hokkabaz aynı anda altı yedi nesneyi bir anda atıp tutabilir ama bu sizi hiç ilgilendirmez.
Kendini değiştirmek için kendini gözlemden daha büyük bir güç yoktur. Yeni vizyon tek başına size gerçek ben bilgisini sağlayabilir. Kendini özgür kılmak, yüksek doğanızdan gelen yaşamı dolu dolu yaşamak aynı anlama gelir. BU yüce hal içinde sahte benlikten kurtulmuş olmanın getireceği özgürlüğün keyfini çıkartabilirsiniz. Yüksek doğanız başınızın üstünde duruyor. Ona katılın. İçinizdeki gerçek yuvanıza giden yolda bırakın size rehberlik etsin.
(Sevgimle kalın)
(Alıntıdır)
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|