Piramitler bölüm 1
"Eski ya da modern, hiçbir insan mimarlık sanatını Eski Mısırlılar kadar harikulade, büyük ve heybetli boyutlarda uygulamadı."
Champollion
Mısır Piramitleri'ni inceleyenler genelde iki temeî soruyla karşılaşırlar: Birincisi, kimin ne zaman ve niye yaptığı, ikincisi de nasıl yapıldığı... Bütün araştırmalara rağmen bu soruların inandırıcı biçimde yanıtlandığını söyleyemeyiz. Çeşitli varsayımlar öne sürülmüş ancak hiçbiri tam olarak kanıtianamamıştır.
Klasik tarihçilere göre Mısır uygarlığı yaklaşık olarak MÖ 3000 yıllarında Firavun (Kral) Meneş'le başlar. Erken Hanedanlar Dönemi olarak bilinen ve yaklaşık 350 yıl süren bu dönemde 1., 2. ve 3. hanedanlara mensup 18 firavun hüküm sürmüştür. İlk piramit MÖ 2630 -2611yılları arasında Firavun Zoser'in döneminde Sakkara'da yapılmıştır. Merdivenli ya da basamaklı piramit olarak da bilinir. Dahşur ve Maydum'da bulunan piramitlerin de bu dönemden kaldığı sanılmaktadır.
Sonra Eski Krallık Dönemi gelir. MÖ 2575-2134 tarihleri arasında geçen bu dönem 4. Hanedanla başlamış olup piramit yapımının en ileri aşamasına ulaştığı dönemdir. Cize Piramitleri bu dönemde Kufu (MÖ 2551-2528), Kafra (MÖ 2520-2494) ve Menkaura (MÖ 2490-2472) tarafından yaptırılmıştır. Piramit yapımı yüzlerce yıl devam etmiş, ancak hiçbiri Cize Piramitleri'nin görkemine ulaşamamıştır.
Zoser 'in Sakkara 'daki basamaklı piramidi
Sneferu 'nun Maydum 'daki eğri piramidi Cize aslında yalnızca üç piramitten oluşmamaktadır; bunlara ek olarak çeşitli tapınaklar, mastabalar, oyma mezarlar, bağlantı yolları ve tabii ünlü Sfenks'den oluşan bir gruptur.
Cize platosunda 9 tane piramit var. Bazı araştırmacılar 6 küçük piramidi "kraliçe piramitleri" olarak adlandırıyor.
Cize dünyanın en çok araştırılan arkeolojik kalıntısıdır dersek abartmış olmayız. En eski çağlardan bu yana hep gizemli kalmış, ne olduğu, kimin tarafından, ne zaman, niye ve nasıl yapıldığı günümüze kadar tam olarak çözülememiştir. Bazı çağdaş araştırmacılar bu yapıtların MÖ 3000'lerden öncesine gittiğini söylüyor.
Gize (Cize) piramiterinin toplu görünümü
Yunanlı tarihçi Herodot üç büyük piramidin sırasıyla Kufu, Kafra ve Menkaura' tarafından yapıldığını ilk söyleyen olmuştur. Daha sonra gelen tarihçilerin hemen hepsi bunu kabul etmiş ve Cize'deki yapımların MÖ 2550 yıllarında başladığını söylemişlerdir.
Ancak Herödot ne ölçüde güvenilirdir? Örneğin Kufu'nun 50 yıl hüküm sürdüğünü, Büyük Piramidin yolunun 10 yılda, piramidin kendisinin ise 20 yılda, yani toplam 30 yılda yapıldığım yazar. Oysa günümüzde Kufu'nun MÖ 2551 - 2528 arasında yani 23 yıl hüküm sürdüğü kabul ediliyor.
Herodot'un Mısır'a gidişi Kufu'dan 2000 yıl sonradır, yararlandığı kaynaklar ise Mısırlı rahiplerdir. Bu kişilerin pek de güvenilir olmadığını bizzat British Museum Dictionary of Ancient Egypt not etmiş:
"...(Bu rahiplerin) çoğu alt düzeydeki görevlilerdi ve kendi bilgileriyle böbürlenmek için karşılarına çıkan kişileri aldatmaktan çekinmemiş olabilirler."
Yani British Museum yetkililerine göre Herodot kaynak olarak kullandığı rahipler tarafından aldatılmış olabilir!
Birinci Piramidin Kufu tarafından yaptırıldığına dair ikinci kanıt 1837 yılında Howard Vyse adındaki İngiliz kaşif tarafından piramidin içinde, Kral Dairesi diye bilinen bölümün üstündeki bölümlerde bulunan yazılardır. Ancak ileride göreceğimiz gibi bu yazıların gerçek olmadığı ve şöhret peşinde koşan Vyse'ın burada sahtecilik yaptığına dair ciddi iddialar vardır. Bir başka soru ise şudur ki, günümüzün ileri gelen Mısır tarihçilerinden Mark Lehner The Complete Pyramids adlı kitabında bulunan yazıtları incelemiş ve üst düzey görevlilerin mezarı olan batı mastaba alanına Kufu tahta çıktıktan beş yıl sonra, akrabalarının mezarı olan doğu mastabalarınm ise on iki yıl sonra yapımına başlandığını söylemiştir. Oysa Kufu herhalde önceliği kendi piramidine verir, onu bitirmeden önce başka mezarlarla uğraşmazdı!
August Mariette tarafından 1800 yılında bulunan ve halen Kahire Müzesi'nde olan bir plakette şunlar yazılı:
"O (Kufu) Sfenks Tapınağı'nın yanına, piramidin hanımı olan İsis için bir tapınağın temelini attı..."
Bu sözlerden piramidin, Sfenks'in ve Sfenks Tapınağı'nın Kufu zamanında var olduğu sonucunu çıkarmak mümkün.
Daha ilginç olan, Mariette'in bulduğu plakette Büyük Piramidin hanımının İsis olduğu, yani bu piramidin Kufu'ya ait olmadığı gibi bir ifade var.
Ama esas ihtilaf Kafra tarafından yaptırıldığı öne sürülen Sfenks heykelinde çıkmıştır. Sfenks geniş bir giriş yoluyla İkinci Piramide bağlıdır. İkinci Piramidin Kafra tarafından yaptırıldığı klasik tarihçilerce kabul edildiğine göre Sfenks'in de Kafra tarafından yaptırılmış olması gerekir deniliyor. Ayrıca Kahire Müzesi'ndeki ünlü Kafra heykelinin Sfenks'e benzemesi de kanıt olarak gösteriliyor
Kafra heykeli ve Sfenks Ancak bunu kabul etmeyenler var. Ve bunların başında gelenlerden biri olan John Anthony West, New York Emniyet Müdürlüğünde görevli robot resim uzmanı Frank Domingo'ya konuyu inceletmiş. Domingo raporunda Kahire Müzesi'ndeki heykelle Sfenks'in kafasının kesinlikle aynı şahsa ait olmadığını söylüyor.
Gene John Anthony West Sfenks'in MÖ 2500'lerde değil, çok daha eski tarihlerde yapıldığını iddia ediyor. Bu konuda Boston Üniversitesi arkeoloji profesörü Robert Schoch'a bir inceleme yaptırmış.
Schoch mahallinde ayrıntılı bir araştırma yaptıktan sonra Voices of the Rocks adlı bir kitap yazmış. O da Sfenks'in gövdeîjıdeki aşınmanın rüzgar ve kumun değil, şiddetli yağmurun etkisiyle olduğunu söylüyor. Cize bölgesinde böyle yağmurlar en son MÖ 6000 yılları öncesinde yağmıştı, dolayısıyla Sfenks'in daha da önce yapılmış olması gerekiyor.
Sfenks 'teki aşınmanın yağmur nedeniyle olduğu görülüyor. Graham Hancock ve Robert
Bauval daha da geriye gidiyor ve Message of the Sphira adlı kitapla
rında Sfenks'in MÖ 10.500 yıllarındaki gökyüzünü işaret ettiğini söylüyorlar. Sfenks'in çok önemli bir simgesel değer taşıdığını ve gökyüzü ile bağlantılı olduğunu,
Sfenks'in gövdesi aslan biçiminde olduğuna göre, bunun Aslan Burcu ile ilişkili olmasıgerektiğinden yola çıkmışlar.Yaptıkları astronomik incelemede Aslan Burcu'nun MÖ 10.500 yılında helyak olarak,yani Güneş'le birlikte doğudan ve Sfenks'in tam karşısındanyükseldiğini bulmuşlar.
Hancock'la Bauval bir yandan aşınma desenlerini, bir yandan da gökyüzü bağlantılarını Sfenks'in MÖ 10.500 yıllarında yapıldığına dair kanıt olarak gösteriyorlar.
Milattatan Önce 10500 yıl önce sfenksin yüzünü baktığı yöndeki (Doğu) yıldızlar bu şekilde dizilmişlerdi.
Ve bu noktada ortaya bir başka soru çıkıyor:
Önceden de söz ettiğimiz gibi Cize'yi bir kompleks, eski deyimiyle "külliye" olarak düşünmek gerekir. Ancak elimizdeki bulgular yapımının binlerce yıl sürdüğünü gösteriyor. Hancock'la Bauval yaptıkları bir başka astronomik araştırmada Kufu Piramidi'nin MÖ 2500 yıllarında, yani klasik görüşe uygun bir tarihte yapıldığını söylüyorlar. Yazarlar bu kanıya piramidin içindeki Kral ve Kraliçe Odaları'ndaki "havalandırma amaçlı" olduğu varsayılan kanalların yönlerini inceleyerek varmışlar.
Ve soru şu; eğer Sfenks MÖ 10.500'de yapıldıysa, niye Büyük Piramidin yapılması için 8000 yıl beklendi?
Hancock'la Bauval'e göre MÖ 10.500'de Aslan Burcu doğuda, Sfenks'in tam karşısındaydı ama, Orion Takımyıldızı uzakta kalıyordu. O günlerde gökyüzüne bakan bir gözlemci Orion'u tam karşısına alabilmek için 90 derece dönmek mecburiyetindeydi. Oysa Orion Osiris'in simgesiydi ve Mısır inanç sisteminin kilit Tanrısıydı.
Dolayısıyla Mısırlı bekledi. Presesyon Kayması'ndan haberi vardı ve Orion'un eninde sonunda doğru yere geleceğini biliyordu. Olay MÖ 2500'de gerçekleşti ve Büyük Piramit yapıldı. Hancock'la Bauval'in görüşü böyle...
Bu noktada Büyük Piramidi biraz daha ayrıntılı incelemek yerinde olur ve çıkış noktası olarak da Cize'nin coğrafi konumundan başlayabiliriz.
Cize yaklaşık olarak 30° Kuzey enlem ve 30° Doğu boylam çizgileri üstündedir. Bu konumuyla dünya üstündeki toprak kitlelerinin tam merkezindedir. Bazı araştırmacılar bunun da bir simge olduğunu öne sürmüşler, örneğin Rand Flem-Ath, Colin Wilson'la birlikte yazdığı The Atlantis Blueprint adlı kitapta Cize'nin dünyadaki önemli kutsal yerlerden biri olduğunu ve bu özelliğe üstündeki yapıtlardan değil, coğrafi konumundan dolayı sahip olduğunu söyler.
Flem-Ath bu konuda yalnız değildi. Daha 1884 yılında İskoçyalı Prof. Charles Piazzi Smyth "0" boylamının Cize'ye alınması gerektiğini söylemişti. İlginçtir ama, o tarihe kadar standart bir "ana boylam" tanımı yoktu. Açık denizlerde gemisi olan hemen her ülke kendi başkentini 0° boylam kabul ediyordu. Bu kargaşaya son vermek için 25 ülkenin temsilcisi Washington'da toplandı. Piazzi Smyth tezini Cize'den geçecek boylam çizgisinin en çok kara kitlesi kat eden boylam olacağı, Büyük Piramidin bugüne kadar yapılan en görkemli yapıt olduğu gibi nedenlere bağlıyor ve hatta Kudüs'e yakınlığı nedeniyle İsa'nın ikinci gelişinin buralarda olacağı ve iyi bir Hıristiyan olarak temsilcilerin Cize lehinde oy kullanmaları gerektiğini vurguluyordu.
Ancak Washington'da toplanan temsilciler olaya Hıristiyan değil, bilim adamı olarak bakıyorlardı ve beklenen sonuç oldu. 25 kişiden 23'ünün oyuyla Greenwich "Ana Boylam" olarak kabul edildi.
Flem-Ath karmaşık bir hesap sistemi geliştirmişti. Çıkış noktası Hapgood'un daha önce söz ettiğimiz "yer kabuğunun toplu kayması" teziydi. Tarih öncesi çağlarda bu gibi kaymaların birkaç kez olduğunu ve her seferinde Kuzey Kutbu'nun yerinin değiştiğini söylüyordu. Flem-Ath'a göre Kuzey Kutbu'nun daha önceki yerleri arasında Alaska'da Yukon ve Kanada'da Hudson Körfezi vardı.
Flem-Ath'ın amacı dünyada on binlerce yıl öncesinde açık denizleri dolaşan ileri teknolojiye sahip insanların olduğunu göstermekti. Bunlardan sonuncusunun Atlantis olduğunu5 ve MÖ 9600 yıllarında meydana gelen çok büyük bir felaket sonunda yok olunca kurtulanlar dünyaya dağılmış ve kutsal yer olarak bilinen Cize, Quito, Babil, Kar-taca, Biblos, Nazca, Tiahuanaco, Angkor ve Stonehenge gibi yerlerde gördüğümüz arkeolojik kalıntılar bu kişiler tarafından yapılmıştı.
Şimdi Büyük Piramidin özelliklerine bakalım...
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|