Nazar inancı, nazar için batıl inançlar ve dinimizdeki yeri
Pek çoğumuzun bilmediği, pek çoğumuzun da varlığına cahilce itiraz ettiği bir tehlikeyi anlatmak istiyorum. Bu tehlike emin olunuz ki, bugün ruhsal ve manevi rahatsızlık hisseden ve bunu doktor doktor gezip tedaviye gayret sarfeden fakat bu konuda en ufak bir mesafe bile alamayan insanlarımızın rahatsızlığının baş nedenidir. Yalnız müsümanlar arasında değil, gayrimüslimler arasında da nazar (göz değmesi) inancı vardır.
Günümüze kadar ilim adamları nazar değmesini araştırmışlar, böyle bir olayın vuku bulduğunu kabul etmişler; fakat bu olayın nasıl meydana geldiğini anlayamamışlardır. Yani nazar (göz değmesi) olayı gerçekten vardır, fakat bu nasıl meydana gelmektedir? İşte ilim adamları bunu keşfedememişlerdir:
Ancak bugün tekniğin gelişmesi ile asrın mucizesi olarak kabul edilen bioenerji ilmi sayesinde bu olay kanıtlanmış ve insanların gözlerini çok etkili morötesi ve kızılötesi ışınlar yaydığı, bu olayın da insanlar ve diğer varlıklar üzerinde büyük ölçüde tahribata neden olduğu anlaşılmıştır.
İşte bu ışınlar insan makinesinin düzeni olarak kabul edilen "Bioretem"i bozmakta ve insanlarda bitkinliğe, halsizliğe, hastalığa, hatta zayıf bünyeli insanlarda ölüme bile neden olmaktadır.
Yapılan araştırmalar neticesinde görülen bir diğer gerçek de; bu ışınların doz ve oranının insanların kızgın, sinirli, heyecanlı ve kıskanç anlarında daha da arttığı ve tahrip gücünün yükseldiğidir.
Bu güç, renkli gözlü insanlarda diğer göz renklerine sahip ensanlara nazaran daha artmakta ve tehlikeli olmaktadır. İşte bu noktada aklımıza hemen sevgibi peygamberimizin, "Renkli gözlü insanlardan çekininiz" mealindeki Hadis-i Şerif'i gelmektedir. Bazı insanların çok beğendikleri insanlara veya mallara, bakışlarıyla ve sözleriyle zarar verdikleri tarih boyunca görülmüş bir gerçektir.
Siz de kendi hayatınızda, durup dururuken camınızın kırıldığına, vazonuzun veya aynanızın çatladığına, yeni aldığınız ve üzerine titrediğiniz bir eşyanın durup dururken bozulduğuna şahit olmuşsunuzdur. Veyahut da kendinizi çok sıhhatli ve zinde hissettiğiniz bir anınızda birderbire halsizleşip, sebepsiz bir yere hastalandığınız olmuştur. Tüm bu olayların ortak nedeni, sebebini bilmediğimiz nazar olayıdır.
İşte bu nedenle islam alimleri Kur'an-ı Kerim'den aldıkları ilhamla nazar değmesi olayını kabul etmişler, nazardan korunmak için kökü ayet ve hadislere dayanan bazı silahlar tavsiye etmişlerdir. Nazar olayının varlığını Peygambere (S.A.V) haset ederek, ona göz değdirmeye çalışanların olduğunu haber veren Kalem Suresi'nin 51. Ayet'inden anlıyoruz:
"Doğrusu o kafirler Kur'an'ı işittikleri vakit az kalsın, gözleriyle yiyeceklerdir. Hala da senin için Muhakkak ki o bir mecnurdur' diyorlar.
Kafirler bu sure ile bundan önce Kur'an'ı ilk işittikleri zaman onu nazım ve manasıyla belegatının yüksekliğini, Peygamberin (S.A.V) O'na mazhariyetini son derece kıskanmış, bütün kötülük ve kıskançlık dolu bakışlarını ona dikerek ve ona yiyecekmiş gibi bakarak onu yok etmeye çalışmışlardır.
İşte onun üzerine bu Ayet-i Kerime nazil olmuş ve Peygamber'i (S.A.V) bu kötü durumdan haserdar ederek onlara karşı tedbir almasını sağlamıştır. Büyük alim Fahreddin'i razi, "Bu Ayet-i Kerime'yi (Kalem Suresi'nin 51. Ayeti) okumanın göz değmesine bir deva olduğu, hasenden (yani sahih ve kabul edilmiş Hedis-i Şerifler'den) rivayet edilmiştir" der. İnsanın 51. ayeti 7 defa okuduktan sonra Felek Nash Surelerini de 3'er dakika okuması nazara karşı çok etkilidir. Ancak nazara karşı mavi boncuk takmak, kapılara buğdaş başağı, keçi ve koç boynuzu, kaplumbağa kabuğu, sarımsak koçanı ve çocuk ayakkabısı gibi şeyler asmak yanlıştır.
Bunlara sığınmak Allah'ın yardımını, korumasını inkar anlamına gelen birer batıl inançtan başka birşey değildir. Peygamber (S.A.V) bir Hadis-i Şerifler'inde şöyle buruyuror: "Nazardan ve göz değmesinden korunmak için asılmış nazarlıkları koparıp atanlar, bir köle azletmiş gibi sevap kazanırlar."
Sevgiyle Kalın,
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|