28.08.21, 18:03
|
|
|
|
Üyelik tarihi: 11.08.20
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 465
Etiketlendiği Mesaj: 21 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Yetişkinlere Masal 2
Masalın başı için:
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
MASALIN DEVAMI:
Büyüsünü ve bilegindeki zinciri elinde tutan yaratik prensesin gözlerinin icine bakip....
Gür sesiyle konuşunca heybetli ve güclü Marid karşısında titremiş prenses.
Marid demiş ki: Ah be prensesim ben size dememiş miydim, prens sizi sevmiyor ondan vazgeçin diye. Artık kalbiniz benimdir. Onu kimsenin bulamayacağı bir yere saklayacağım ve siz ebediyen benimle kalmaya mahkum olacaksınız.
Prenses karşısındaki marid Muhammed'e bakmış ve kalbini kaybettiğine mi prensi kaybettiğine mi üzülmüş bilinmez gözünden akan yaşlarla sarayın etrafında kocaman bir göl olmuş. (maridin adı Muhammed olsun, temennimiz onun müslüman olması yönünde belki yıllardır musallat olarak kaldığı prensesin yanında o da güzel bir yol çizmiştir kendine)
Prenses sarayın etrafında bu yeni oluşan gölle birlikte artık hiç bir prensi konuk olarak kabul etmiyormuş.
Prensesin kalbini çalıp saklayan Muhammed prensesin kalbinin yerine kristalden aynı görevi gören bir kalp bırakmış. Bu soğuk kalp ile başkasını sevmesinin artık mümkün olmadığını biliyormuş. O da bu kalpsizliği ile yaratıklara karşı savaşmasında engel görmemiş. Ama kristalden kalbi kırılırsa prenses öleceğini de biliyormuş.
Muhammed'in dışındaki diğer varlıklar, prens kardeşini ele geçiren ifritler, artık prensesin kalbine saldırmaya başlamış, Prensesin kalbini kırmak ve onu öldürmek için. Prenses kırlardan birden saraya getirildiği için ihtiyar yaverini kaybetmiş. Şimdi sırada başına üşüşen prens kardeşinin ifritlerini halletmek varmış. Sarayda avare avare dolaşan prenses mutsuzluğundan silkelenmiş ve kendine gelip yaveri ile başladıkları eğitimlere tek başına devam etmiş.
...
Prensi hiç anlatmadık eee biraz da ona bakalım ne yapıyor.
Aklı havada prens kırlarda prensesi ilk gördüğü günden beri unutmamış ama nasılsa o sarayında duruyor ne zaman gitsem ordadır derken o da etrafındaki ifritlerin verdiği dersleri takip etmiş. Müslüman ifritlerden gizli ilimleri öğrenmiş. Prenses kendisine balkondan bağırdığında zaten o uzun süredir prensesi izliyormuş, uzaktan uzaktan. Uzaktan izlemekle olayın içinde olmak başka prensesi karanlık tarafın adamı zannederek yaklaşmamayı tercih etmiş. Yaklaşırsa kalbi acır diye, prenses zarar görür diye korkmuş ve kırlarda gördüğü delikanlının kendisi olduğu söylemek istememiş.
Prenses ona savaş ilan ettiğinde kabul etmediği için ona çok kızan müslüman ifritler Prensi yalnız bırakmışlar. Prens de hemen nişanlısı Gizemli prensesin ülkesine atını sürmüş ve böylece evlilik kararlarını pekiştirmiş olmuşlar.
Yanında ifrit korumaları olmayan prens hastalanmış. Ne ilaç hazırladıysalar bir türlü iyileşemiyormuş. İçindeki gizli aşkın acısı ile her gün biraz daha zehirlenen prens kılık değiştirme büyüsü yapmış ve prensesin sarayına cellatın oğlu olarak gizlice girmiş.
...
Prens saraya cellatın oğlu olarak girdiğinde prenses kristal kalbinin yumuşayıp eskisi gibi attığını hissetmiş. Kendindeki bu değişimin nedenini hemen etrafında aramaya başlamış. Küçük bir oğlan çocuğu takılmış gözüne. Onun prens olduğunu anlamış ama artık nişanlı biri olduğunu da bildiği için prenses sarayın uzak odalarından birine gitmiş ve oradan izlemeye başlamış prensi.
Sarayın içerisinde bir o tarafa bir bu tarafa giden bu küçük oğlan çocuğu gidene kadar onu uzaktan uzaktan izlemiş. Bazen bütün gün ortalarda dolaşır bazen de yok olup gidermiş. Onu uzaktan izlerken kalbinin son kez normal insanlar gibi attığını biliyormuş. Kalbi yakında yeniden kristale dönüştüğünde içinde sevgi kalmayacakmış.
...
Prens hafifleyen hastalığına ilaç arıyor hem de prensesi izliyor ona yaklaşmaya çalışıyormuş. O prensesin kalbinin yerini tamamen kötülük ile doldurduklarını görüyormuş ve bu kadar kötü bir prenses için yapabileceği bir şey olduğunu düşünmüyormuş.
...
Bir gün...
Prenses ihtiyar çiftçiye gitmiş. Onu gülerek karşılayan ak gömlekli ihtiyar çiftçi...
|