Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Yürüyen Taşlar
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 01.02.17, 23:09
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,484
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Arrow Yürüyen Taşlar

320 kg. agirliginda bir kaya parçasi kendi kendine

200 metre “yürüyebilir” mi? Üstelik, hareket ettiginin

bir kaniti olarak da ardinda derince bir iz birakarak?..

ABD’nin Kaliforniya ve Nevada eyaletlerinin

sinirinda yer alan Ölü Vadi düzlüklerinden biri,

dünyanin en gizemli doga olaylarindan birine ev sahipligi yapiyor.

Racetrack Playa adi verilen eski bir göl yatagindaki kimi

kaya parçalari, görünürde “kendi kendine” hareket

ediyor. Yaklasik 2 km. genisliginde ve 5 km. uzunlugunda

olan ve denizden 200 metre yükseklikteki Racetrack Playa,

kuru, sert ve çatlamis bir zeminden olusuyor.

Yöreye gelen turistlerin gözüne ilk çarpan sey, çevreye

rasgele yayilmis küçük kaya parçalari ve arkalarinda

biraktiklari gizemli izler.



Ilk bakista hiç kimildamadan duruyormus gibi görünen

kaya parçalari, yaklasik yarim yüzyildir jeologlari ciddi

biçimde mesgul ediyor. Yürüyen kayalar ile ilk kez

1955’te ABD’li jeolog George M. Stanley ilgilendi. Stanley’in

varsayimina göre kayalarin hareket etmesinin nedeni buz

verüzgardi. Soguk havalarda bir grup kaya parçasinin çevresinde

buz tabakasi olusuyor. Rüzgar estikçe buz tabakasi çevreden

kopuyor, böylece tipki bir yelkenlinin su yüzeyinde süzülmesi

gibi, kayalar buz tabakasiyla birlikte kayiyorlardi.

Bu yaklasim uzun yillar dogru olarak kabul edildi.

Ancak bu teori özellikle küçük taslar için geçerliydi.

Kimileri 320 kg. agirligindaki kayalarin

“yürümesi”niaçiklayamiyordu.



1960’larda Racetrack Playa’nin ünü dünyaya yayildi.

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü Jeoloji Bölümü’nden

Dr. Robert P. Sharp 1969’da yöreye gelerek yedi yil

sürecek incelemelerine basladi.



Dr. Sharp, 30 tas seçti ve bunlari isaretledi.

En büyügü 450 kg. agirliginda olan taslarin her birine

bir ad verdi. Taslarin kapladigi zeminin belirli yerlerine

özel çiviler çakarak gelismeleri izlemeye basladi.

Yedi yilin sonunda, 30 tastan 28’inin hareket ettigini

belirledi. Taslarin arkalarinda biraktiklari izlerin en

uzunu 201 metre ile, Dr. Sharp’in “Nancy” adini verdigi

250 kg. agirligindaki bir tasa aitti.Taslar kuzey–kuzeydogu

yönünde hareket ediyordu. Dr. Sharp, dogu ya da

güneydogu yönünde kimi sapmalar da gözlemlemisti.

Izler ise, düzlügün kurumus ve çatlamis

sert zemini kadar serttiler.



Demek ki, kayalar düzlügün kati ya da donmus oldugu

bir anda degil yumusak oldugu bir sirada hareket ediyorlardi.

Dr. Sharp, kayalarin hareketinde, yagmurun da en

az rüzgarkadar önemli bir etken oldugu sonucuna varmisti.

Amerikan Jeoloji Dernegi’nin yayin organi “Bulletin”da

yayimlanan makalesinde durumu söyle dile getirmisti:

“Olayin tüm gizemi, yagmur ve rüzgarin en uygun zamanda

birlikte oynadiklari oyundadir.”

“Yagmurla rüzgarin oyunu” teorisi de uzun yillar

kabul gördü. Ne var ki, 1990’larin basinda yapilan

yeni gözlemler kayalarin hiçbir biçimde rüzgar etkisiyle

hareket etmediginiortaya koydu. Massachusetts

Amherst College’dan John Reid ve arkadaslarinin

Racetrack Playa’da 5 cm. yüksekliginde kar suyu

biriktiginde ve buzlanma oldugunda, bir insanin,

bu zeminde kaymadan yürümesinin oldukça zor oldugunu

ama iş kayalarin “yürümesi”ne gelince bununda olanaksiz

oldugu gözlemlediler. 25 kg. agirligindaki bir kayayi

buz üzerinde bir milim bile kipirdatmak mümkün olmuyordu.

Çünkü kayalar dolomit kökenli kireç tasindandi,

Yüzeyleri ise çok pürüzlüydü. Sürtünme katsayilari

0.8, bir ayakkabininki ise 0.1 idi. Bu da kayalarin buz

üzerinde rüzgarin etkisiyle kaymasi yaklasimini tümüyle

ortadan kaldiriyordu.



Reid ve arkadaslarinin teorisi ise, kayalarin altinda biriken

buzlarin, birkaç santimetre derinligindeki suda “yüzmeleri”

yönünde. Bu yaklasim, meteorolojik verilerle de uyum

içerisinde. Reid, kayalari hareket halinde saptamak için

kışın orada aylarca yaşamak ve yeterli araç gereç için de

yaklasik 1 milyon dolarlik bir yatirim gerektigini belirtiyor.

Ancak asiri soguk, rüzgar ve nem, yörede yaşami

olanaksiz kiliyor ve hiç kimse böyle bir işe kalkışamiyor.

Bugüne dek hiç kimse bu kayalari “yürürken” görmedi.

Son yillarda, şakaci turistlerin, kimi izlerin başina yeni kayalar

“koymasi” ya da yapay izler olusturmalari, “yürüyen kayalar”in

gizemini giderek daha da içinden çikilmaz bir duruma getiriyor



Kaynak: BilimTeknik-Geo (2003)

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147