iron Nickli Üyeden Alıntı

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, devlerin cinlerin perilerin gözle görüldüğü zamanlardan onları görenlerin deli dendiği zamanın içinde ülkenin birinde büyülü bir prenses yaşarmış.
Bu prensese çok küçük yaşlarda yapılan büyünün tesiri yaşı ilerledikçe ortaya çıkmış. Bu büyüden haberi olmayan kral babası onu halkının halini görmesi biraz araştırma yapması ve saray dışındaki dünyayı görmesi için yanında ihtiyar bir yaver ile beraber uzaklara göndermiş. İhtiyar yaver kızın ülkenin tüm sınırlarını ve her köşesini görmesi için bir uçtan bir uca gezdirmiş.
Zorlu ve çetin yolculuktan dönerken bir delikanlı ile karşılaşan prenses delikanlıya ilk görüşte aşık olmuş. Delikanlının yanındaki yaşlıca adam ne yapıp etmiş prensesle ikisini birbirinden uzaklaştırmayı başarmış. Prenses delikanlıya yaklaşamamış, delikanlı da arkasına baka baka onu oradan çekip uzaklaştıran adamla birlikte gitmiş. Ne delikanlı kızdaki büyüyü biliyormuş, ne de prenses delikanlıyı kendisinden böyle uzaklaştıran sebebin büyü olduğunu.
Gel zaman git zaman Prenses saraya geri döndüğünde büyünün bütün tesiri ortaya çıkmış. Prensesin artık saraydan dışarıya çıkması mümkün değilmiş. Saraydan dışarıya çıkarsa büyünün tesiri ile ölecekmiş. Prensesin tahta varis olmasını istemeyen akrabaları kızı saraydan çıkarmak için uğraşırken prenses de büyünün çözümünü bulmak için uğraşıyormuş.

Prenses ihtiyar yaverinden delikanlıyı bulmasını ondan yardım istemesini söylemiş. Araştırma yapan ihtiyar yaver delikanlının komşu Kralın oğlu olduğunu öğrenmiş. Öğrenmiş ama hakkında başka hiçbir bilgiye ulaşamamış. Kralın çok güçlü ifrit korumaları varmış ve yanına yaklaşmak da mümkün değilmiş. Prensin gölgesini bile göremeden geri gelmiş ihtiyar yaver.
Prenses sarayın içinde cinler periler çeşit çeşit kabilelerin baskılarından kurtulmaya çalışıp bir yandan da büyüsünün çözümünü arıyormuş. Prensesteki büyüyü bilenlerin hepsi taht kavgası peşinde prensese yakın olmak için uğraşıyormuş, ama prenses bunların hiç biriyle ilgilenmiyormuş. Bunların hepsinin kötü niyetlerinin farkında sadece tek istediklerinin güç ve konum olduğunu biliyormuş

Bir gün bütün bu kötü varlıkların hepsini kovmuş, her kovduğu varlık daha çok üzerine gelmiş, daha çok uğraşmış derken sarayın içinde odalardan birinde saklanırken bir hayaletle tanışmış. Hayalet prensese etrafında saklanan varlıklardan nasıl kurtulacağını göstermiş. Onların bazılarından kurtulmasına yardım etmiş. Prenses ifritlerin şüphelenmeyeceği bu yeni dostu hayaleti komşu kralın oğluna, prense göndermiş. Hayalet, prensin çok düşünceli olduğunu ama kızın büyüsünden ve etrafındaki yaratıklardan dolayı bir türlü yaklaşamadığını kendi etrafındaki ifritlerden de bir türlü kurtulamadığını anlatmış. Prensese gizli bir mektup göndermiş, prenses mektubu açmış ve içindeki tüm kelimeler yanmış, geriye tek bir şey kalmış, yaklaşırsam ölürsün.

Bir gün prenses sarayın balkonundan, komşu krallıkta sarayın balkonunda gördüğü prense bağırmış, burada bir sürü yaratık var ben tek başıma savaşıyorum, ama büyüm bir türlü bozulmuyor sana ulaşamıyorum demiş. Prense, tüm sözleri saraydaki varlıklar sebebi ile farklı ulaşmış. Komşu krallıktaki prensesin ona savaş açtığını bu savaşta kendisine düşman olduğunu duymuş. Buna üzülen prens uzak diyarlara gitmek üzere atına atlamış ve gözden kaybolmuş. Yeni dostu hayaletle prenses, etraftaki pek çok yaratıktan kurtulmayı başarmış ama hayalet bu sırada başka bir dostunun verdiği bir görev için uzaklara gitmiş.

Bir süre sonra bileğindeki büyülü zinciri görmeye başlayan prenses ondan kurtulmak için çözüm yolları aramaya başlamış. İhtiyar yaver krallıkların büyük padişahı Mürreh i anlatmış. Mürreh Müslüman ve bunun çözümünü sadece o bilir demiş. Adının anıldığı yere haberci uçuran Mürreh prensesi hemen huzuruna çağırmış. İhtiyar yaver prensesi temsilen hemen huzura varıp kızın büyüsünü saraydan çıkamadığını anlatmış. Büyünün çözümünü bildiğini anlatan Mürreh ihtiyar yaveri prensese haber vermesi için geri göndermiş, göndermiş ama ihtiyar yaver geri geldiğinde öğrendiği her şeyi unutturmuşlar, prensesin büyüsünün çözülmesine izin vermiyorlarmış.
Bütün ümitleri tükenmek üzere olan Prenses sarayın basamaklarını, pencerelerini, duvardaki tabloları saymaktan yorulmuş bir halde büyüsünün kalıcı olmasından korkarak beklemeye başlamış. Bileğindeki büyülü zinciri ne yaptıysa çıkaramamış ve savaşmaktan kaçan prense üzülse de sonuçta böyle zor bir şeyi hiç tanımadığı biri için yapamayacağını, bunu ondan istemesinin haksızlık olduğunu anlamış.
Sarayın sabır taşının yanına gitmiş ve oturup beklemeye başlamış.
…..
Yetişkinler için geliştirmeye başladığım masallardan bir tane. Biz burada kendilerini andığımızda onların da bunu duyduğuna inanıyorum. Sahabeden Mürreh’e, Ebu Yusuf a saygılarımızla, onun bunu duyduğunda gülmesini temenni ederim.
Başka masallarda görüşmek üzere…
(kısa bir zamanda yazdım hatalarımı mazur görün)