Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Şeytan ve kötülüğün bağlantısı
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 31.01.17, 21:28
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,466
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Arrow Şeytan ve kötülüğün bağlantısı

Evet değerli okurlarım büyük ve küçük günahları anlattıktan sonra bu günahlardan nasıl korunup arınacağımızı nasıl affedileceğimiz kısa bir anlatımla dile getirdim .

Konumuzun başlığı üzerine Türkiye de ve Dünyada Medyumluk konusunu işlerken gerçek bir medyum da bulunması gereken hasletleri de dile getirmiş oldum .

Asıl meselenin insanın kendi içinde ,özünde olduğunu , ya Hakkın yolunda olacağını ya da Şeytanın yolunda olacağını anlattım ..

Bu meselenin özü budur.

Yapılan her eylem ,davranış , söz veya düşünce bu iyiye ve hayra ya da kötüye ve şerre olmak üzere bu yollardan birini tercih eder.

Şimdi de Şeytanın varlığıyla ilgili açıklamalara geçelim :

Zira bir Müslüman ve insan olarak en büyük düşmanımızı tanımak ve tedbirli olmak gerekir.

Şeytan nedir ve insana hangi yollarla nasıl yanaşır?

Şeytanlar, hayra hiçbir kabiliyeti olmayan, sırf şer işleyen ruhani bir varlık türüdür.

(Hicr Sûresi, 27). “Dumansız ve harareti çok şiddetli bir ateşten yaratılmışlardır

İblisin asıl adı, Azazil idi. Cenabı Hakkın Hz. Âdeme (as.) secde etme emrinden yüz çevirmesi ve bu secde emrine kibirlenerek isyan etmesinden sonra, “iblis” ve “şeytan” isimlerini aldı.

İnsanlığın manevi terakkisinde, Allaha kulluk vazifesini yerine getirmesinde en büyük engel, şeytandır.

Kuran-ı Kerimde şeytan, insan için “adüvv-ü mübin-apaçık bir düşman” olarak tavsif edilmiştir. Cenabı Hak, Kuran-ı Kerimde pek çok ayet-i kerimede müminleri şeytandan, Allaha sığınmaya davet etmiştir.

Şeytanın en büyük hedefi insanları dinsiz yapmak, ateist yapmaktır.

Bunu başaramazsa onları şirke sevk eder.

Şeytan, insanı müşrik etmekle de yetinmez; zalim bir müşrik eder, sefih eder. Bununla da kalmaz, onu şirk adına, gece gündüz çalışan bir dava adamı yapmaya çalışır.

Bu onun son hedefidir. Zira, dava sahibi olmayan bir müşrik şeytanın bendesi ise, şirki dava edinenler onun can yoldaşlarıdır.

Şeytan, bütün oyunlarını boşa çıkararak hakkı, doğruyu, hayrı seçen müminlerde taktik değiştirir. Müminin imanına ilişemeyeceğini anladı mı, onun ibadetiyle uğraşır; ibadetsiz bir mümin olmasını arzu eder. Bunu başaramazsa, farzlarla yetinmesini, sünnetlere, nafilelere yanaşmamasını ister. Bu isteği de gerçekleşmezse, onun sadece şahsî ibadetiyle meşgûl olmasını, başkalara bir şeyler anlatmamasını arzu eder. Ve mümine şu yollu telkinlerde bulunur: “Koyunu koyun, keçiyi keçi ayağından asarlar.”

Şeytan, insanı yoldan çıkarmak için birçok hileye başvurur. Bu hile ve desiselerin bazıları şunlardır:

Şehvet ve öfke: Bunlar şeytanın insana tesir etme yollarının en büyükleridir. Bu sebepledir ki, hadis-i şerifte: “Şeytan kanın bedende cereyanı gibi insan vücuduna hulul eder. Onun yollarını açlıkla (oruçla) daraltınız.” buyurulmuştur. Çünkü şeytanın insana en büyük hulul yolu şehvettir. Açlık ise şehveti kırar.

Hased ve hırs: Hırslı insan, hakkı görmekten kör ve hakikati duymaktan sağır olur.

Şüphe: Şeytanın kalbe giriş kapılarından biri de cehalet ve gafletleri veya günahlara dalmaları sebebiyle akılları darlaşan bazı kimseleri, akıllarının almayacağı imani meseleler üzerinde şüpheye düşürmesidir.

Acelecilik : Acele anında insan düşünmeye fırsat bulamaz. Şeytan da bu anda ona vesvese verebilir.

Tama: Şeytan insana tama ettiği şeyleri çeşitli riya ve hilelerle sevdirir. Öyle ki, adeta tama ettiği şey, insanın mabudu olur.

Yoksulluk korkusu : Bu korku, insanı infaktan alıkoyar ve mal yığmaya davet eder.

Taassup: Şeytanın kalbe nüfuz ettiği kapılarından biri de kendi meşrebinde olmayan müslümanlara karşı kin tutmak, onları küçümsemektir.



Suni-Zan: Kim bir insan hakkında kötü düşünmeye başlarsa, şeytan bu kimseyi o adamın aleyhinde gıybet etmeye sevk eder. Yahut o adamın hakkına riayet ettirmez. Ona hakaret gözüyle baktırır.

Şeytanın hile ve desiseleri, insana nüfuz yolları elbette sadece bunlardan ibaret değildir. Kişilere, devirlere, şartlara göre çok değişik şekiller arz eder.

Kuran’a göre içki, kumar ve falcılığın, şeytanın işlerindendir . Bunların şeytanla ne ilgisi vardır?

Kur’an-ı Kerim’de, içki, kumar ve fal oklarıyla nasip aramak, yani şans oyunları şeytan işi pisliklerden sayılmıştır. Bu konuda şöyle buyurulmaktadır:

”(Maide, 5/90-91)

“Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?

Hz. Aişe (r.a.)’den nakledilen bir hadisi şerifte de sarhoşluk veren her içkinin azının da çoğunun da haram olduğu bildirilmiştir.

Ayrıca içki ile ilgili yapılan işler de haram kılınmıştır. Bu konuda, Enes (r.a.)’den rivayet edilen bir hadisi şerifte Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Resulullah (s.a.v.) hamrla (şarapla) ilgili olarak on kişiye lanet etti: “(Hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla) sıkana ve sıktırana, içene ve sâkilik yapana, (imalathâneden müstehlike kadar) taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, bağışlayana, bunun parasını yiyene.”

Bu işi sahabe o kadar ciddiye almış ki, içki içmeyi puta tapmakla eş değerde saymışlardır. Bu konuda, Ebu Musa (r.a.) demiştir ki: “Bana göre, ha hamr içmişim, ha Allah'ı bırakarak şu sütuna tapmışım, ikisi de birdir.”(3)

Ancak, içkinin yasak edildiği tarihin İslam’ın son zamanlarına rastlaması, Bedir ve Uhud gibi savaşlarda bile sahabeden sarhoş olan bazı kimselerin bulunması, içki konusunda zaafı bulunan kimseler hakkında ileri gitmemek ve onları dışlamamak gerektiğini gösteriyor.

Nitekim, Resülullah (s.a.v.)’in huzuruna sarhoş olarak gelen bir kişiye sahabenin çıkışıp azarlamalarına karşılık Resülullah farklı bir tutumla; “Kardeşinize karşı şeytana yardımcı olmayın” buyurmuş, böylece onu dinden, imandan soğutup İslam’dan ve müslümanlardan nefret ettirmenin de şeytani bir davranış olduğunu ihtar etmiştir.

“Zilzal Suresi 8”

“Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.”

Değerli okurlarım, Türkiyede medyumluk konumuza devam edelim , ne yazıktır ki kötülük adına para için her şeyi yapmayı önce göze alan bir süre sonra da şeytanın elçisi olan büyücüler az ya da çok insanların hayatlarını zehirlemekte , parçalamaktadır .

Kötülükten sakınmayı , ve İyilik yapmayı emreden YARADANın vereceği mükafat da ortadadır .

Değerli okurlarım yazımız da “kötülük işlemek “hususundaki Kuran ayetlerinden örnekleri,

Özellikle buradan yaşamını Şeytana adanmış ve fiilleriyle kötülük elçisi olmuşlara, nasıl bir azapla cezalandırılacaklarını anlamaları için

bu ayetlerden ders alsınlar diye ifade ediyorum . Kısa süre içinde Türkiyede ki Medyumluk gerçeği konusunu işlemeye devam edeceğiz.

Değerli okurlarım buradaki sure ve Ayeti Kerimelerden kötülüklüğün biz insanoğluna nasıl bulaştığını hangi, fiil ve eylemlerimizin takvadan uzak Haram ve Günah niteliğini taşıdığını anlamaktayız . Aynı zaman da Şeytan ve işbirlikçilerinin nasıl bir azapla cezalandırılacaklarını yapılan kötülüklerin hesabını nasıl veremeyeceklerini anlamaktayız.

Yani Şeytan Allaha isyan etmiş ve kendi yandaşlarını dünya insanlarından seçmeye başlamış, kötülükleri de onların elinden yaptırmak üzere daimi olarak harekettedir . Bunu özellikle vurgulamaktayım .

Zira katıldığım bazı tv programlarında bazı eksik bilgilere sahip olan kişiler, Büyü yoktur , Nazar yoktur , Besmele her şeyi çözer demektedirler .

Doğrudur Besmele Koruyucudur , Besmele Kalkandır , Besmele kapıları açandır .

Ancak Salih Kulun besmelesiyle günahkar veya ard niyetli kulun besmelesi aynı derecede düşünülür mü . Bu samimi olmak-samimiyetsiz olmak meselesi namazda oruçta Hac da da zekatta da geçerlidir.

Ben de soruyorum , günün hemen her anında yaptığı işin başında sonunda besmele çeken benim gibi pek çok Müslüman kardeşimiz var ,

Gönlümüz diliyor ki kazasız dertsiz sıkıntısız bir hayat yaşasınlar , ama sorunları var dertleri var sıkıntıları var , mücadeleleri var .

Neden var dediğimde cevap veremiyorlar .

Cevabı aslında ortadadır , birincisi yaşadığımız dünya alemi geçici ve imtihan dünyasıdır .

İkincisi Cenabı Allah kıymet gününe kadar izin vermiş ,Şeytana insanları saptırmak üzere serbest bırakmıştır .

Bu bakımdan kötülükler ya da şeytani güçlerle her an her yerde karşılaşabiliriz, onlarla olan mücadelemiz , önce nefsimizi yenmekle sonra kalbimizdeki sarsılmaz Allah inancıyla bu inancımızın diğer gerekeni 5 imanımızla ,(imanın esasları )

Ve İslamın 5 temel esasını uygulamakla olur .

Bunlardan birini dahi yapmamak vazifede büyük eksikliğe , birini dahi yok saymak ,kişiyi şirke ve kafirliğe götürmektedir .

Bu bakımdan bu eksiklerimize bakalım neden nerelerde korunamadığımız ı iyi anlarız.

Ben bana başvuran her kardeşime önce bunları anlatmaktayım.

Peygamber efendimiz günde defalarca 100 kez 1000 kez ihlas ya da felak nas okumamıştır ,

Ama günde 100 kez Cenabı Allahtan

Tövbe ve İstiğfar dilemiştir .Yani Allahtan tövbe ve mağfiret dilemiştir .

Benimde kardeşlerime ulaştıracağım nasihat budur

Gelecek yazımda da sizlere Sünnetullahı ve ve Kuran Hükümlerini anlatacağım .

KURAN ‘da “KÖTÜLÜK “ LE İLGİLİ AYETLER

Enfal suresi 29

Ey iman edenler! Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız o size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir

Tevbe Suresi 71

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah'a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Tevbe Suresi 112

Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele

Hud Suresi 64

"Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah'ın dişi bir devesi. Bırakın onu, Allah'ın arzında yayılıp otlasın. Ona kötülük dokundurmayın, yoksa sizi yakın bir azap yakalar."

Hud Suresi 114

(Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür.

Rad Suresi 11

İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur

Hicr Suresi 39/40

İblis, "Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım" dedi.

Nahl suresi 27

Sonra kıyamet günü Allah onları rezil edecek ve diyecek ki: "Uğrunda mücadele ettiğiniz ortaklarım nerede?!" kendilerine ilim verilenler ise şöyle derler: "Şüphesiz bugün rezillik, aşağılık ve kötülük kafirlerin üzerinedir."

Nahl suresi 28

O kafirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır da onlar teslim olup, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" derler. (Melekler de şöyle diyecekler[img]images/smilies/smile.gif[/img] "Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir."

Nahl suresi 34

Bu sebeple işledikleri kötülüklerin cezası onlara ulaştı ve alay ettikleri şey kendilerini kuşattı.

Şimdi kötülükle ilgili bazı ayetlerimize bakalım …

Bakara Suresi /81

Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.

Bakara Suresi /85

Ama siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde yardımlaşarak; size haram olduğu halde onları yurtlarından çıkaran, size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz. Yoksa siz Kitab'ın (Tevrat'ın) bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

Bakara Suresi /286

Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): "Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."

Ali İmran / 120 Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır.

Ali İmran Suresi 30

Herkesin yaptığı iyiliği ve yaptığı kötülüğü hazır bulacağı günde kişi, kötülükleri ile kendi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister. Yine Allah sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Allah kullarını çok esirgeyicidir.

Ali İmran Suresi 104

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır

Ali İmran Suresi 110

Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir

Ali İmran Suresi 114

Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emrederler. Kötülükten men ederler, hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar Salihlerdendir.

Nisa suresi 18

Yoksa, (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, "İşte ben şimdi tövbe ettim" diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır

Nisa suresi 78

Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, "Bu, Allah'tandır" derler. Onlara bir kötülük gelirse, "Bu, senin yüzündendir" derler. (Ey Muhammed!) De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!

Nisa suresi 79

Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter

Nisa suresi 85

Kim güzel bir (işte) aracılık ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir (işte) aracılık ederse ona da o kötülükten bir pay vardır. Allah'ın her şeye gücü yeter

Nisa suresi 110

Kim bir kötülük yapar, yahut kendine zulmeder, sonra da Allah'tan bağışlama dilerse, Allah'ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulur

Enam Suresi 160

Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez

Yunus Suresi 83

Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ'ya iman etmedi. Çünkü Firavun o yerde zorba bir kişi idi. O gerçekten aşırı gidenlerdendi.

Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ'ya iman etmedi. Çünkü Firavun o yerde zorba bir kişi idi. O gerçekten aşırı gidenlerdendi.

Araf Suresi 73

Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i Peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için ondan başka bir ilah yoktur. Gerçekten size Rabbinizden (benim peygamber olduğumu gösterecek) açık bir delil geldi. İşte size bir mucize olarak Allah'ın şu devesi... Bırakın onu da Allah'ın mülkünde yesin, içsin. Sakın ona bir kötülük etmeyin. Yoksa sizi elem dolu bir azap yakalar

Araf Suresi 131

Fakat onlara iyilik geldiği zaman, "Bu bizimdir, (biz çalışıp kazandık)" derler. Eğer başlarına bir kötülük gelirse Mûsâ ve beraberindekilerin uğursuzluğuna yorarlardı. İyi bilin ki onların uğursuzluk sebebi ancak Allah katında (yazılı)dır. Fakat çokları bilmezler.

Araf Suresi 153

Kötülükleri işleyip de sonra ardından tövbe edenler ile iman (larında sebat) edenlere gelince şüphe yok ki, Rabbin ondan (tövbeden) sonra elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Araf Suresi 188

De ki: "Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı biliyor olsaydım daha çok hayır elde etmek isterdim ve bana kötülük dokunmazdı. Ben inanan bir kavim için sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim."

Araf Suresi 157

Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir

165

Onlar kendilerine hatırlatılanı unutunca biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık. Zulmedenleri yoldan çıkmaları sebebiyle, şiddetli bir azapla yakaladık.

168

Biz onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onlardan iyi kimseler vardır. İçlerinden öyle olmayanları da vardı. Belki dönüş yaparlar diye de onları güzellikler ve kötülükler ile sınadık

Nahl suresi 119

Sonra, şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

İsra suresi 7

İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)

İsra suresi 16

Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz.

Hac suresi 11

İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa gönlü onunla hoş olur. Şâyet başına bir kötülük gelirse gerisin geri (küfre) dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta kendisidir

Nur suresi 23/24

İffetli ve (haklarında uydurulan kötülüklerden) habersiz mü'min kadınlara zina isnat edenler, gerçekten dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri günde onlara çok büyük bir azap vardır.

Furkan suresi 70

Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Kasas suresi 84

Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlısı vardır. Kim de bir kötülük getirirse, bilsin ki, kötülük işleyenler ancak yapmakta olduklarının cezasına çarptırılırlar

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147