[QUOTE=Kekik kokusu;440475]
Alıntı:
Kgumus Nickli Üyeden Alıntı
Çok güzel yazmışsın da
Dasıda isterse 10bin okusun gecede o kendiyle Allah Arasında bize kabul etsin demek düşer
İşin 3 saatlik uyku ve neden yıl ve sayıyı paylaşma gereği duydu. Biraz takık insanım yaşıma verin bunaklık benimki belkide
Hem çocuğun olacak hem evli olacan gece sabaha kadar oturup okuyacak Rabbimin Nasip etmesi ve okuması zaten mükemmel bişey kimse diyemez
Sanırım bu cahil yaşlı bunak ablanın ne demek istediğini umarım Anladın[/QUOT
İlk önce günaydın,
Bence sizin sandığınız gibi "Afitap" hanım övünmek kendini göstermek maksatlı bir paylaşım yapmamış ...Üveyslik zikri ile ilgili bir soru sormuş ardından da ben de bunu yapıyorum acaba doğru mu yapıyorum yoksa yanlış mı? diye bi de hocalara bunu sorayım demiş" kısaca sitedeki bilgili hocaların fikrini almak istemiş...tamamen iyi niyetle sormuş...talihsizlik kişiler olayı bambaşka yerlere taşımış...velhasıl ki öyle bir niyetle övünmek için yaptı diyelim çok insanı bir hezeyan bizlerd neler yapıyoruz o da yapmış olamaz mı ..onu yargılamak bize düşmez ki...yalan bile olsa (ki ben ona inandım) neden ortak olalım...kendi bileceği iş ...
Asıl tuhaf olan konunun bu kadar uzaması..sanki biri bi şey demiş bir çok kişi mahkeme kurmuş onu yargılamış...inanın o da pişmandır bunu söylediğine bu kadar eleştiri okunu göğüslemiş boşu boşuna...
Yorumlarından ve yanıtlarından çok birikimli, vizyonlu ,akıllı çabuk düşünüp hemen yanıt veren biri olduğu belli ayrıca ben kendisini takdir de ettim...işine gelen sünneti uygulayıp gelmeyene sırt çeviren kötü niyetli bir insandan boşanıp tek başına hayata tutunmaya çalışıp hayatı sırtlıyor...çocuğunu en güzel şekilde yetiştirmeye çalışan biri..sırf bu çabası benim gözümde takdire şayan...bir de bu arada bunları yapıyor....
Dediğim gibi yazmasına açıklamasına gerek var mıydı ya da bu kadar kendini ifade etmek için çabalamasına bence hiiiç gerek yoktu... kendisi için talihsiz bir açıklama olmuş keşke gizli kalsaydı bu kadar yorulmazdı üzülmezdi...bir çok kişi gereksiz yere birbirinin kalbini kırmış bence bu çok üzücü....her şey kişilerin bakış açısına göre diyelim....
Eskiden tekkelerde dervişlere 2 soru sorarlarmış
1-Bugün gönül kırdın mı?
2-Namazlarını kıldın mı?
Birincisine "evet" diyene ikincisini sormazlarmış......
Çok manidar üstünde çok düşünülmesi gereken bir konu....
Gönül Calab'ın tahtı, Calap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise
Sen sana ne sanırsan ayruga da onu san
Dört kitabın manası budur eğer var ise
Başka bir cahil bunaktan sevgilerle...
|
Yazınızın sonu beni benden aldı.
Gönül kırdın mi?...
Yaaa ne kadar kolay aslinda pata küta konuşup gönül kırmak. Allah hepimize hidayet versin hepimize merhamet etsin. Robert frager in(amerikali dervis) eserlerinde Muzaffer Ozak efendiden(seýhinden) dinledigi ve anlattigi sohbetlerde yaziyordu.
Kalp kirmak deyince ibrahim Hakkı nın bir hikayesi düştü aklıma, paylasmak istedim.
Ne güzel dediniz.
Gönül Calab in tahti, Calap gönüle bakti...
İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakirullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı:
- Çekil bakayım önümden be çocuk! diye İbrahim Hakkı hazretlerini azarlayarak atını çeşmeye sürer.
O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. Testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır İbrahim Hakkı hazretleri... Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak hocasının huzuruna gelir ve:
- Çeşmeden su alırken atını koşturarak gelen biri, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi de tepeletip kırdı! der. Hocası sorar:
- Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?
- Hayır, der, hiçbir şey söylemedim.
- Çabuk git ve o adama bir iki laf söyle, der.
İbrahim Hakkı hazretleri gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye başlayan adamın yanına varıp bekler. Fakat bir türlü terbiyesini bozup da:
- Benim testimi niye kırdın zalim adam diyemez.
Dönüp geldiğinde hocası Fakirullah hazretleri sorar:
- Ona bir şeyler söyleyebildin mi?
- Söyleyemedim efendim; niyetlendim, lakin bir türlü dilimi çevirip de ağır bir söz sarf edemedim! Hocası bağırır:
- Sana diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, mukabele et yoksa sonu felaket.
İbrahim Hakkı hazretleri bu defa kararlı olarak koşup çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adamı, kendi atı, attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, ölüsü yatmaktadır! Koşarak gelip, hocası İsmail Fakirullah hazretlerine bu vahim vaziyeti anlatır. Hocası bu hale üzülür:
- Vah vah bir testiye bir adam. Üzüldüm buna doğrusu der.
Huzurundakiler bundan bir şey anlamadıklarını söyleyince, büyük veli şöyle izah eder. O atlı adam, İbrahim Hakkı'ya zulmetti. Zulme uğrayan da tek kelimeyle olsun mukabelede bulunmadı, zalimi Allah'a havale etti. Allah Teala'nın da gayretine dokunup zalimi cezalandırdı.
Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler söyleseydi, ödeşeceklerdi. Fakat İbrahim, büsbütün mazlum oldu. Bense ödeştirmek için uğraşıyordum, maalesef muvaffak olamadım!